-
1 siki
-
2 most stringent test
French\ \ test le plus rigoureuxGerman\ \ strengster Test; Test mit minimalem SchärfeverlustDutch\ \ strengste toetsItalian\ \ test il più rigorosoSpanish\ \ prueba más rigurosaCatalan\ \ prova de màxim rigor; test de màxim rigorPortuguese\ \ teste mais estringente; teste mais rigorosoRomanian\ \ -Danish\ \ mest stringente testNorwegian\ \ mest stringente testSwedish\ \ mest stringenta testGreek\ \ πιό αυστηρή δοκιμήFinnish\ \ tiukin testiHungarian\ \ legszigorúbb próbaTurkish\ \ en sıkı sınama; en sıkı testEstonian\ \ rangeim testLithuanian\ \ griežčiausiasis kriterijusSlovenian\ \ -Polish\ \ najściślejszy testRussian\ \ наиболее строгий критерийUkrainian\ \ найбільш строгий критерійSerbian\ \ најстрожији тестIcelandic\ \ ströngustu prófEuskara\ \ zorrotzenak probaFarsi\ \ -Persian-Farsi\ \ سختگيرانهترين آزمونArabic\ \ الاختبار الاكثر تشدداAfrikaans\ \ strengste toetsChinese\ \ 最 紧 迫 检 验Korean\ \ - -
3 tight
French\ \ serréGerman\ \ strammDutch\ \ strakItalian\ \ strettoSpanish\ \ apretadoCatalan\ \ estocàsticament fitat; feblement precompacte; cenyit (un conjunt de variables aleatòries, un conjunt de probablitats)Portuguese\ \ apertadoRomanian\ \ -Danish\ \ tight; stramNorwegian\ \ -Swedish\ \ -Greek\ \ σφιχτάFinnish\ \ tiukka muuttujaHungarian\ \ -Turkish\ \ sıkıEstonian\ \ -Lithuanian\ \ -Slovenian\ \ -Polish\ \ -Russian\ \ сжатый; компактныйUkrainian\ \ густий; стиснутий; тугийSerbian\ \ -Icelandic\ \ fasturEuskara\ \ -Farsi\ \ -Persian-Farsi\ \ -Arabic\ \ الربط، الشدّةAfrikaans\ \ digChinese\ \ -Korean\ \ 견고 -
4 tightened inspection
French\ \ contrôle renforcé; inspection renforcéeGerman\ \ verschärfte PrüfungDutch\ \ geïntensiveerde inspectieItalian\ \ collaudo rigorosoSpanish\ \ inspección estrictaCatalan\ \ inspecció estrictaPortuguese\ \ inspecção intensificada; inspecção reforçadaRomanian\ \ -Danish\ \ skærpet kontrolNorwegian\ \ skjerpet kontrollSwedish\ \ skärpt kontrollGreek\ \ αυστηρότερο έλεγχοFinnish\ \ tiukennettu tarkastusHungarian\ \ szigorított ellenõrzésTurkish\ \ sıkı denetlemeEstonian\ \ tihendatud kontrollLithuanian\ \ sugriežtinta kontrolėSlovenian\ \ -Polish\ \ kontrola zaostrzonaRussian\ \ жесткий контрольUkrainian\ \ посилений контрольSerbian\ \ -Icelandic\ \ hert skoðunEuskara\ \ -Farsi\ \ -Persian-Farsi\ \ -Arabic\ \ التفتيش او الفحص المشدّدAfrikaans\ \ verskerpte inspeksieChinese\ \ 严 格 检 验Korean\ \ 엄격검사, 까다로운 검사 -
5 sik
-
6 sikihi
См. также в других словарях:
šiki bizdi — šikì bizdì interj., šìki bìzdi žr. šiku bizdu. ◊ šikì bizdì mìltai (mìltų) Rm 1. apie skubotą, prastą darbą: Nieko iš tavo darbo neišeis – šikì bizdì mìltai Slm. 2. apie subruzdimą, susirūpinimą: Ateis kas nors – ir bus šìki bìzdi… … Dictionary of the Lithuanian Language
siki — {{/stl 13}}{{stl 8}}rz. nmos, blp, D. sikików, pot. {{/stl 8}}{{stl 20}} {{/stl 20}}{{stl 12}}1. {{/stl 12}}{{stl 7}} mocz :Wynieść nocnik, basen z sikami. {{/stl 7}}{{stl 20}} {{/stl 20}}{{stl 12}}2. {{/stl 12}}{{stl 7}} słaba herbata : {{/stl… … Langenscheidt Polski wyjaśnień
sıkı — sf. 1) Dar Sıkı bir kemer. 2) İyice sıkıştırılmış, doldurulmuş, tıkız, gevşek olmayan Sıkı bir denk. 3) Zorlu, güçlü ve etkili En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, bugün diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir. B. Felek 4) Dikkatli, titiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı sıkı — sf. İyice Daima sıkı sıkı kapalı demir kepenkler işlerini göremez hâle geliyorlardı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı sıkıya — zf. 1) Çok sıkı olarak, sımsıkı Bekçiyi sıkı sıkıya bağlayarak ötede hendeğin içine bıraktılar. M. Ş. Esendal 2) İyice Biçimler sonsuz ve ölümsüzdür ama maddeye sıkı sıkıya bağlıdırlar. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı fıkılık — is., ğı Sıkı fıkı olma durumu Devlet ileri gelenleriyle hoş geçinmek alışkanlığında olduğundan sıkı fıkılık politikası güdermiş. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
siki — pot. Siki świętej (panny) Weroniki «o słabej herbacie»: (...) co to za siki świętej Weroniki, dolej jeszcze esencji, nie żałuj. Roz bezp 1999 … Słownik frazeologiczny
sıkı ağızlı — sf. Gizli kalması gereken şeyleri başkasına söylemeyen, sır tutabilen, ketum Bir şey var ana ama sen babamdan daha sıkı ağızlısın, ölsen söylemezsin. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı fıkı — sf. 1) Birbiriyle çok samimi Bu arada birçok bakan, senatör ve milletvekiliyle de sıkı fıkı dostluk kurmuştu. H. Taner 2) zf. Çok samimi bir biçimde … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı tutmak — 1) önem vermek İşini sıkı tut. 2) sürekli olarak denetlemek, kontrol altında bulundurmak 3) bir işte disiplinli olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı denetim — is. Sansür … Çağatay Osmanlı Sözlük
