-
41 dövri
süreli -
42 dövri
süreli -
43 bülten
1. بيان [بَيَان]2. تصريح [تَصْرِيح]3. تقرير [تَقْرِير]4. منشور [مَنْشُور]5. نشرة [نَشْرَة] -
44 краткосрочный
kısa süreli; kısa vadeliкраткосро́чные ку́рсы — kısa süreli / kısa dönemli / kısa kurslar
краткосро́чный креди́т — kısa süreli / kısa vadeli kredi
-
45 среднесрочный
orta süreli / vadeliсреднесро́чный прогно́з — orta süreli tahmin
среднесро́чный креди́т — orta süreli kredi
-
46 долговременный
1) uzun; uzun süreli / vadeliдолговре́менное отсу́тствие — uzun gaybubet
долговре́менное соглаше́ние — uzun süreli anlaşma
2) daimiдолговре́менное крепле́ние — daimi istihkam
-
47 журналистика
-
48 кратковременный
kısa (süren); kısa süreliкратковре́менный дождь — kısa süren yağmur
кратковре́менное отсу́тствие — kısa gaybubet
кратковре́менный о́тпуск — kısa süreli izin
кратковре́менный успе́х — kısa ömürlü başarı
-
49 срочный
acele,acil* * *1) ivedi, acil, aceleсро́чная телегра́мма — acele telgraf
сто́имость сро́чного разгово́ра (по телефону) — acele konuşma ücreti
приня́ть сро́чные ме́ры — ivedi / acil önlemler almak
2) vadeli, süreliсро́чный креди́т — vadeli / süreli kredi
-
50 periyodik
-
51 befristet
-
52 périodique
-
53 kısa
коро́ткий кра́ткий* * *1. врз.коро́ткийkısa boylu — ни́зкого ро́ста
kısa cevap — кра́ткий отве́т
kısa dalga alıcısı — коротково́лновый приёмник
kısa etek — коро́ткая ю́бка; ми́ни-ю́бка
kısa süreli — непродолжи́тельный
kısa vadeli kredi — краткосро́чный креди́т
2.kısa yol — кра́ткий путь
кра́тко, ко́роткоkısa geçmek / kesmek — кра́тко излага́ть, не разглаго́льствовать
kısa yazmak — кра́тко писа́ть
••- uzun sözün kısası -
54 kurs
курс (м)* * *I врз.kurs atmak — спорт. мета́ть диск
ayın kursu — диск луны́
IIgüneşin kursu — со́лнечный диск
şoför kursu — ку́рсы шофёров
Türkçe kursu — ку́рсы туре́цкого языка́
uzun süreli kurslar — долгосро́чные ку́рсы
-
55 долгий
uzun (süreli)* * *врз••до́лгие го́ды — uzun yıllar; yıllar yılı; yıllar boyu
на протяже́нии до́лгих пяти́ дней — beş koca gün boyunca
откла́дывать что-л. в до́лгий я́щик — hasıraltı etmek
-
56 долгосрочный
uzun vadeli / süreliдолгосро́чный план — uzun vadeli bir plan
долгосро́чный о́тпуск — uzun izin
-
57 периодика
ж, собир. -
58 периодический
dönemsel, periyodik; devirliпериоди́ческие кри́зисы — эк. dönemsel / periyodik buhranlar
периоди́ческие изда́ния — süreli yayınlar
••периоди́ческая дробь — мат. devirli kesir
периоди́ческая систе́ма элеме́нтов — хим. periyodik sistem / cetvel
-
59 стажировка
жстажиро́вка в войска́х — kıta stajı
напра́вить кого-л. на кратковре́менную стажиро́вку — kısa süreli staja göndermek
-
60 выключатель с часовым механизмом
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > выключатель с часовым механизмом
См. также в других словарях:
süreli — sf. Belirli aralıklarla yapılan, çıkan, mevkut, periyodik Süreli yayın … Çağatay Osmanlı Sözlük
süreli icap — bir kimsenin, belli bir süre bağlı olmak niyeti ile beyan ettiği icap … Hukuk Sözlüğü
sureliginti — sureli̇̀ginti vksm. Pãstangos sureli̇̀ginti áuklėjimą … Bendrinės lietuvių kalbos žodyno antraštynas
sureliginimas — sureli̇̀ginimas dkt … Bendrinės lietuvių kalbos žodyno antraštynas
periyodik — sf., ği, Fr. périodique 1) Belli aralıklarla tekrarlanan, süreli 2) is. Süreli yayın … Çağatay Osmanlı Sözlük
Kranti — Infobox Film name = Kranti image size = caption = director = Manoj Kumar producer = Manoj Kumar writer = Javed Akhtar Salim Khan Manoj Kumar narrator = starring = Dilip Kumar Manoj Kumar Shashi Kapoor Hema Malini Shatrughan Sinha Parveen Babi… … Wikipedia
Turkish Language Association — The Turkish Language Association ( tr. Türk Dil Kurumu TDK) is the official regulatory body of the Turkish language, founded on July 12, 1932 and headquartered in Ankara, Turkey. The association acts as the official authority on the language… … Wikipedia
abone — is., Fr. abonné 1) Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi, sürdürümcü 2) Bir şeyi sürekli olarak kullanmak için hizmeti verenle sözleşme yapan kimse Bu derginin üç bin abonesi var. 3) sf., mec. Bir yere gitmeyi alışkanlık durumuna… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baskın — is. 1) Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme 2) Kısa süreli, beklenmedik saldırı Bu dört kişi güç bela baskından kurtulup bana sığınmış. R. H. Karay 3) Su basması, sel 4) Ansızın çıkagelme 5) sf. Sertlik, zorluk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedelci — is. Bedel ödediği için askerliğini kısa süreli olarak yapan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedelli askerlik — is., ği, ask. Askerlik çağına gelmiş gençlerin belirlenen miktardaki parayı ödeyerek yaptıkları kısa süreli vatani görev … Çağatay Osmanlı Sözlük