Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

para+etmemek

  • 1 damn

    adj. lânet, iğrenç, çok fazla, son derece
    ————————
    adv. lânet, allah'ın belâsı, çok fazla, son derece
    ————————
    interj. kahretsin, allah'ın belâsı, lanet olası, lanet olsun
    ————————
    n. lanet, beddua; değersiz şey
    ————————
    v. belâ okumak, lanetlemek, lanet etmek; reddetmek, kesinlikle kabul etmemek; eleştirmek; suçu yüklemek; mahvetmek
    * * *
    1. lanetle (v.) 2. korkunç (adj.)
    * * *
    [dæm] 1. verb
    1) (to sentence to unending punishment in hell: His soul is damned.) lânetlemek, lânet okumak
    2) (to cause to be condemned as bad, unacceptable etc: That film was damned by the critics.) değersiz bulmak
    2. interjection
    (expressing anger, irritation etc: Damn! I've forgotten my purse.) Allah kahretsin!; Tüh!
    3. noun
    (something unimportant or of no value: It's not worth a damn; I don't give a damn! (= I don't care in the least).) on para etmez
    - damning

    English-Turkish dictionary > damn

См. также в других словарях:

  • para etmemek — 1) değeri pahasına satılamamak 2) etkisi olmamak, işe yaramamak Hasılı isyan bayrağını çekti Miralay Bey. Yalvarma yakarma artık hiçbir şey para etmiyor. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • on para etmemek — hiçbir değeri olmamak Güzelliğin on para etmez / Bu bendeki aşk olmasa. Âşık Veysel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • on para — sf. Çok az (para) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller on para etmemek on para on aslanın ağzında on paraya on takla (veya taklak) atmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hayır — 1. is., yrı, Ar. ḫayr 1) İyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım 2) sf. İyi, hayırlı, yararlı, faydalı Hayır haberdir inşallah! Birleşik Sözler hayır dua hayır sahibi hayırsever hayrola hayrulhalef …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kar — is. Havada beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak yağan su buharı Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu. T. Buğra Birleşik Sözler kar baykuşu kar çiçeği kardelen kar dikeni kar helvası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kâr — is., Far. kār 1) Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı 2) İş 3) mec. Yarar, fayda Bundan benim hiçbir kârım yok. 4) ekon. Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay 5) tic. Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • papel — is., argo, esk., İsp. papel Bir liralık kâğıt para Git haber ver, üç papel göndermezse şuradan şuraya adımımı atmam. P. Safa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller papel etmemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»