-
21 tie break
n. tie break, eşitliği bozmak için oynanan oyun -
22 tie breaker
n. tie break, eşitliği bozmak için oynanan oyun -
23 Spiel
Spiel <-(e) s, -e> [ʃpi:l] nt1) ( Vergnügen) oyun; (Glücks\Spiel) kumar;jdm das \Spiel verderben ( fig) birinin işini bozmak;ein doppeltes \Spiel treiben ( fig) ikili oynamak;ein abgekartetes \Spiel ( fam) danışıklı dövüş, şike;leichtes \Spiel mit jdm haben ( fam) biriyle işi kolay olmak, birini parmağının ucunda oynatmak;auf dem \Spiel stehen ( fig) tehlikede olmak;etw aufs \Spiel setzen ( fig) bir şeyi risk etmek;im \Spiel sein ( fig) söz konusu olmak;jdn/etw aus dem \Spiel lassen ( fig) bir kimseyi/şeyi işe karıştırmamak;Unglück im \Spiel, Glück in der Liebe ( prov) kumarda kaybeden aşkta kazanır2) sport maç3) tech boşluk, tolerans -
24 روغان
رَوَغَان1. entrika2. desiseAnlamı: aldatma, hile, entrika3. dalavereAnlamı: yalan dolanla gizlice görülen kötü ış, gizli oyun -
25 محل
Iمَحْل1. kuraklıkAnlamı: kurak olma durumu2. entrika3. hileAnlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun4. verimsizlikAnlamı: verimsiz olma durumu5. kısırlıkAnlamı: kısır olma durumu6. kıtlıkIIمَحَلّ1. tabakaAnlamı: makam, derece2. butik3. tecim eviAnlamı: ticarethane4. mevziAnlamı: yer, mahal5. makamAnlamı: mevki, yer6. mahalAnlamı: yer, yöre, mevzi7. pozisyonAnlamı: durum, konum8. ticarethaneمُحَلٍّ1. dekoratörAnlamı: tiyatro, opera vb. dekorlarını tasarlayan sanatçı2. dekoratifAnlamı: dekor olarak kullanılan süslemeye yarayan, süsleyici -
26 play-off
beraberligi bozmak için oynanan oyun, final
- 1
- 2
См. также в других словарях:
oyun bozmak — 1) tasarlanmış bir işi yersiz ve vakitsiz olarak karıştırmak, planları altüst etmek Ömer de bizimle idi ama oyunumu bozacağı için sana yüzünü göstermemiştim. R. H. Karay 2) mızıkçılık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
oyun — is. 1) Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2) Kumar Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. P. Safa 3) Şaşkınlık uyandırıcı hüner Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
mıcımak — oyun bozmak … Beypazari ağzindan sözcükler
mızıklanmak — nsz Çeşitli sebeplerle oyun bozmak, yenilgiyi kabul etmemek, oyunbozanlık etmek, mızıkçılık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çift — sf., Far. cuft 1) Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler) 2) is. Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş Kocası İtalyan, karısı Sırbistanlı olan bu çift ile araları pek iyi idi, ailece de görüşüyorlardı. R. H. Karay 3) is. Toprağı sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
entrika — is., İt. intrigo Bir işi sağlamak veya bozmak için girişilen gizli çalışma, oyun, dolap, düzen, dalavere, dek, desise, hile Komşu çocuğuyla entrikaları, yarım temasları hiç olmamıştır. Y. Z. Ortaç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller entrika… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zar — 1. is., esk., Ar. izār dan Kadınların örtündükleri çarşaf, car (II) 2. is. 1) İnce perde veya örtü 2) anat. İnce ve yumuşak yaprak biçimindeki organlar veya organ bölümleri, çeper 3) bit. b. Birbirine sımsıkı yapışık hücre veya moleküllerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük