-
1 oruç yemek
not to observe the fast -
2 oruç
fast (a religious exercise). - açmak to break one´s fast (at the proper time, e.g. sunset for Muslims observing the Ramazan fast). - bozmak 1. to break one´s fast (at an improper time, e.g. before sunset). 2. to break one´s fast (at the proper time). - tutmak to fast. - yemek not to fast. -
3 gâvur
"1. vulg. giaour, non-Muslim; Christian. 2. vulg. infidel, unbeliever. 3. colloq. merciless, cruel, heartless; obstinate. - bozuntusu slang stutterer, stammerer. - etmek /ı/ colloq. to squander, waste (something). - eziyeti 1. deliberately making someone´s job hard. 2. backbreaking work. - icadı invention imported from the West. - inadı pigheadedness, obstinacy. -a kızıp oruç yemek/bozmak to harm oneself in an effort to spite someone else, cut off one´s nose to spite one´s face. - olmak 1. to become a Christian. 2. to be wasted. - orucu gibi uzamak to be interminable, go on endlessly. - ölüsü gibi very heavy or bulky."
См. также в других словарях:
oruç yemek — oruç tutmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
oruç — is., cu, din b., Far. rūze 1) Tanrı ya ibadet amacıyla yeme, içme vb. şeylerden belli bir süre veya biçimlerde kendini alıkoyma Eh, biz her vakit duamızı, orucumuzu eksik etmeyiz, çok şükür! N. Cumalı 2) mec. Çok sevilen veya istenen şeylerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gâvura kızıp oruç yemek (veya bozmak) — başkasına kızıp kendine zararlı olan bir iş yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İFTAR — Oruç açmak. Oruç açılırken yenen yemek. (Zıddı: İmsak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sahura kalkmak — oruç tutan kimse gün doğmadan yemek yemek için yataktan kalkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahur — is., Ar. saḥūr 1) Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri yemek Sonra sahur niyetine iki lokma bir şey yemek için otelin salonuna girdiğinde... A. İlhan 2) Bu yemeğin yendiği vakit Birleşik Sözler sahur yemeği… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KEFFARET-İ SAVM — Ramazan ı Şerifte özürü bulunmaksızın muayyen şartlar dâhilinde orucunu bozan bir mükellefin, müslim veya gayr i müslim bir köle veya câriye azâd etmesinden; buna muktedir değilse, iki ay muttasıl oruç tutmasından; buna da muktedir değilse,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KEFFARET-İ ZIHAR — Zıhar keffareti.Keffâret i zıharın vâcib olmasının şartı kudrettir. Muktedir olan, köle azad eder; değilse iki ay oruç tutar, buna da gücü yetmezse altmış fakire yemek verir. (Bak: Zıhâr … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İFTARİYYE — İftarlık. İftar için hususi olarak hazırlanmış nevale. Bunlar oruç bozulduktan sonra yemek yenmeden evvel yendiği için bu ad verilmiştir. * Osmanlı İmparatorluğu zamanında padişah sarayında, vüzera, eşraf ve âyân konaklarında, davetlilere… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük