-
1 ortadan kalkmak
а) переста́ть быть ви́димым / слы́шимымб) исче́знуть, пропа́сть; сги́нуть -
2 kalkmak
(kalkar)1) встава́ть, поднима́тьсяsofradan kalkmak — встава́ть из-за стола́
2) перен. восстава́ть, поднима́тьсяayağa kalkmak — а) встава́ть на́ но́ги; б) перен. бунтова́ть, восстава́ть
3) отправля́ться, отходи́ть, отбыва́ть4) отменя́ться, упраздня́ться, уничтожа́ться5) исчеза́тьortadan kalkmak — а) уничтожа́ться; б) исчеза́ть
6) отстава́ть (о чём-л. приклеенном); слеза́ть, облеза́ть (о коже); сполза́тьdört nala kalkmak — пуска́ться гало́пом
tırısa kalkmak — пусти́ться ры́сью
8) быть у́бранным (со́бранным)9) снима́ться с [наси́женного] ме́ста; появля́ться (из укрытия) -
3 orta
середи́на (ж) среди́нный* * *1.1) врз. середи́наkışın ortası — середи́на зимы́
meydanın ortası — центр пло́щади
o sokağın ortasında yalnız kalmış — она́ оста́лась одна́ посреди́ у́лицы
2) э́то ме́сто ( известное говорящим)ortada bir söz dönüyor — [вокру́г] хо́дят упо́рные слу́хи
ortada bu kadar iş varken... — когда́ [здесь] сто́лько дел...
ortada dolaşmak — верте́ться здесь
ortalarda görünmez olmuşlar — они́ нигде́ не появля́ются
ortada kimse yok — [здесь] никого́ нет
Ahmet birkaç günleri ortada yok — на́шего Ахме́да вот уже́ не́сколько дней нигде́ не ви́дно
3) физ. среда́, сфе́ра4) мат. пропо́рция5) спорт. сре́дний весbüyük orta — пе́рвый сре́дний вес
6) разг. сре́дняя шко́ла2.ortayı bile bitiremedi — он да́же сре́днюю шко́лу не смог зако́нчить
1) врз. сре́днийorta boy — а) сре́дний рост; б) сре́дний по разме́ру
orta boylu — сре́днего ро́ста
orta büyüklükte — сре́дней величины́
orta kuşak — уме́ренный по́яс
orta menzilli roket — раке́та сре́днего ра́диуса
orta mesafe — сре́днее расстоя́ние
orta parmak — сре́дний па́лец
orta yaşlı adam — мужчи́на сре́дних лет
2) разг. посре́дственныйorta almak — получи́ть посре́дственную отме́тку
••- ortaya atılmak
- ortaya atmak
- ortaya bir balgam atmak
- ortasını bulmak
- ortaya çıkarmak
- ortaya çıkmak
- ortaya dökmek
- ortaya düşmek
- ortada fol yok
- yumurta yok
- orta işi
- orta işine bakmak
- ortadan kaldırmak
- ortadan kalkmak
- ortada kalmak
- ortada kalmamak
- ortadan kaybolmak
- ortaya koymak
- ortanın sağı
- ortadan söylemek
См. также в других словарях:
ortadan kalkmak — yok olmak Herhangi bir taşralı kızın artık saklı kalma olasılığı ortadan kalkmış oluyordu. M. Mungan … Çağatay Osmanlı Sözlük
bertaraf olmak — ortadan kalkmak, yok edilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yok olmak — ortadan kalkmak, kaybolmak, varlığı sona ermek İttihat ve Terakki nin yok olduğu bir günde ben İttihatçı yım diyen bu adam, onun var olduğu günlerde, kötülüklerine bütün gücü ile karşı koyan adamdı. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
orta — is. 1) Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre Yılın ortası.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolaylaşmak — nsz 1) Kolay duruma gelmek 2) Engel ve güçlükler ortadan kalkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
rahatlamak — nsz 1) Üzüntü, sıkıntı, tedirginlik veren bir durum ortadan kalkmak veya azalmak, rahata kavuşmak Hasta ilacını içtikten sonra rahatladı. 2) Sakinleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yitmek — nsz, er 1) Yok olmak, ortadan kalkmak, kaybolmak 2) Görünmez olmak 3) Sahip olunan bir şey elden çıkmak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yitip gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoğalmak — nsz, hlk. Varlığı ortadan kalkmak, yok olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nesli tükenmek — bitmek, tamamen yok olmak, ortadan kalkmak Oralarda nesli tükenmiş sandığımız âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar. O. S. Orhon … Çağatay Osmanlı Sözlük
yitip gitmek — görünmez olmak, ortadan kalkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zail olmak — yok olmak, ortadan kalkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük