-
1 olasılık
вероя́тность (ж)* * *озвонч. -ğıвероя́тность тж. мат., лог. ; возмо́жность -
2 احتمال
olasılık, ihtimal -
3 uzak
далёкий да́льний удалённый* * *1. озвонч. -ğı1) далёкий, да́льний; отделённыйuzak bir şehir — далёкий го́род
uzak gelecek — далёкое бу́дущее
uzak yer — отдалённое ме́сто
2) разг. маловероя́тный, сомни́тельныйuzak bir olasılık — маловероя́тная возмо́жность
3) далёкий, име́ющий ма́ло о́бщего (с кем-чем-л.)2. озвонч. -ğıo böyle işlerden uzaktır — он далёк от таки́х дел
далёкое ме́сто, дальfazla uzağa gitme — далеко́ не уходи́
3. озвонч. -ğıorası uzaktır, yayan gidilmez — э́то далеко́, пешко́м не дойдёшь
далеко́uzak dur — стой пода́льше
orası uzak mı? — э́то далеко́?
kendini ondan uzak tut — держи́сь от него́ пода́льше
••- uzak düşmek
- uzaklara gitmek
- uzağı görmek
См. также в других словарях:
olasılık — is., ğı 1) Bir şeyin olabilmesi durumu, olabilirlik, ihtimal O gün biyolojicinin yazılı yapma olasılığı vardı. Ç. Altan 2) fel. O zamana kadar yapılan deneylerle bir olayın ortaya çıkmasının beklenilmesi ancak yine de tam bir kesinliğin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
olasılık hesabı — is., mat. Bir olayın gerçekleşmesi şanslarının yüzdesini bulmaya yarayan kuralları inceleyen matematik dalı, ihtimaliyet hesabı, ihtimaller hesabı … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tutkusu — Infobox Album | Name = Tutkusu Type = Album Artist = Erkin Koray Released = 1977 Genre = Anatolian rock Length = 38:04 Label = Kervan Last album = 2 (1976) This album = Tutkusu (1977) Next album = ? Tutkusu is the fourth full length album by… … Wikipedia
Gramática del turco — Contenido 1 Olmak Eylemi (Los verbos Ser y Estar) 2 Contenidos 2.1 Introducción 2.2 Partes de la oración … Wikipedia Español
a — ünl. 1) Geniş zaman kipinden sonra gelerek belirsizlik, olasılık anlamı katan bir söz Olur a! Ağası belki sılaya gitmiştir, yerine tabanı yarık biri gelmiştir, ona da mektubu emniyet edememiştir. S. M. Alus 2) (a:) Şaşma, hatırlama, sevinme,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hesap — is., bı, Ar. ḥisāb 1) Aritmetik 2) Matematiksel işlem 3) Alacaklı veya borçlu olma durumu Al eline kalemi, şu benim hesapları görüver. S. F. Abasıyanık 4) Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon 5) Oranlama,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtimal — is., li, Ar. iḥtimāl 1) Bir şeyin olabilmesi durumu, olabilirlik, olasılık Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin? O. N. Akın 2) zf. Belki, ola ki İhtimal, semiz ve romatizmalı olan bu adam, suya ayağını bile değdirmemiştir. F. R. Atay… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtimaliyet hesabı — is., mat. Olasılık hesabı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtimaller hesabı — is., mat. Olasılık hesabı … Çağatay Osmanlı Sözlük
istatistik — is., ği, Fr. statistique 1) Bir sonuç çıkarmak için verileri yöntemli bir biçimde toplayıp sayı olarak belirtme işi, sayımlama (I) İstatistikler gösteriyor ki sahada en çok alkışlanan oyuncu kalecilerdir. H. Taner 2) İlkelerini olasılık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
olabilirlik — is., ği Olasılık, ihtimal Ölüm, olabilirliklere çekilen kesin bir çizgidir. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük