-
1 замысел
-
2 намерение
niyet* * *сniyet; kasıt (- stı)••без вся́кого наме́рения — hiç bir kastı olmadan
с наме́рением — kasten; taammüden
наме́ренно — bilinçli olarak ( сознательно); mahsus ( нарочно); kasten; kasıtlı olarak ( умышленно)
-
3 добрый
iyi,iyi kalpli; hayırlı* * *1) iyi, iyi kalpliу неё до́брое се́рдце — iyi kalpli bir kadındır
вы о́чень до́бры́ ко мне — çok iyisiniz, hüsnü teveccühünüz
2) врз iyi, hayırlı; kıyakдо́брые изве́стия — iyi / hayırlı haberler
до́брое и́мя — iyi ad
до́брое наме́рение — iyi niyet
спаси́бо вам за до́брые пожела́ния — iyi dilekleriniz için teşekkür ederim
сде́лай до́брое де́ло,... — bir iyilik / hayır et de...
он сде́лал нам мно́го до́брого — onun çok iyiliğini gördük
до́брый конь — kıyak bir at
3) разг.до́брых три часа́ — üç saate yakın
до́брая полови́на зри́телей — seyircilerin neredeyse yarısı
••до́брый день! — iyi günler!
до́брое у́тро! — günaydın! hayırlı sabahlar!; sabahlar hayrolsun!
до́брый ве́чер! — iyi akşamlar!; akşamlar hayrolsun!
до́брой но́чи! — iyi geceler!
бу́дьте до́бры́ — lütfen
в до́брый час! — haydi hayırlısı!
люди до́брой во́ли — iyi niyet adamları
-
4 благой
iyi,hayırlı* * *I уст.hayırlı, iyiблаго́е де́ло — hayırlı / sevaplı iş, sevap (-bı)
благое наме́рение — iyi niyet
II в соч.э́то всего́ лишь / не бо́лее чем благи́е пожела́ния — bu, iyi niyetli bir istem olmaktan ileri gitmiyor
крича́ть благи́м ма́том — avazı çıktığı kadar bağırmak
-
5 жест
el işareti,jest* * *ж1) el işareti / hareketiре́зким же́стом (руки́) — keskin bir el sallayışı ile
мы ста́ли изъясня́ться же́стами — elkol işaretleriyle konuşmaya başladık
2) перен. jestжест до́брой во́ли — iyi niyet jesti
сде́лать краси́вый жест — bir jest yapmak
-
6 задумывать
несов.; сов. - заду́мать1) tasarlamak; niyetlenmek ( намереваться); kurmak; aklına koymak ( замышлять)он заду́мал подшути́ть над на́ми — bizimle dalga geçmeyi kurmuş
заду́май како́е-нибудь число́ — aklından bir sayı tut
заду́мать жела́ние (при гадании) — niyet tutmak
-
7 злой
kötü kalpli; öfke dolu,öfkeli,kindar; kızgın; azgın; kötü; zalim* * *1) ( недобрый - о человеке) kötü kalpli; gönlü kara2) öfke dolu; öfkeli; kindarзлы́е глаза́ — öfke dolu gözler
зло́е лицо́ — ters çehre
3) тк. кратк. ф., → сказ. kızgın, öfkesi olanон зол на тебя́ — sana kızgındır / öfkesi var
4) kötüзлой у́мысел — kötü niyet
зла́я шу́тка — перен. zalim bir şaka
5) ( свирепый - о животных) azgın6) kötü; karaзло́е вре́мя — felaket günleri; kara günler
зло́е изве́стие — kara / kötü haber
злой рок — menhus talih, kara yazı
7) zalim; acıзлой неду́г — zalim bir illet
-
8 злостный
kötü niyetli,kasıtlı,maksatlı* * *kötü niyetli; kasıtlı; maksatlıзло́стные наме́рения — kötü niyet
зло́стная клевета́ — kötü niyetli / kasıtlı iftira
••зло́стное банкро́тство — dolanlı / hileli iflas
-
9 коварный
sinsi* * *hain; sinsiкова́рный враг — hain düşman
кова́рная улы́бка — sinsi gülüş
кова́рный у́мысел — sinsi niyet
э́та боле́знь кова́рна — bu hastalık sinsidir
-
10 намереваться
niyetinde olmak* * *...mak niyetinde olmak;...maya niyet etmek / niyetlenmek -
11 недобрый
1) врз kötüнедо́брый челове́к — kötü kalpli / kötü yürekli bir adam
недо́брая весть — kötü haber
недо́брые наме́рения — kötü niyet(ler)
пита́ть недо́брые чу́вства к кому-л. — birine karşı garez beslemek
о нём идёт недо́брая сла́ва — adı (kötüye) çıktı
в недо́брый час — uğursuz bir saatte
2) (недо́брое) → сущ., с, в соч.он заду́мал что́-то недо́брое — adamın niyeti kötüdür / bozuktur
-
12 помысел
мон все́ми по́мыслами был на ро́дине — aklı fikri vatanındaydı
э́того у неё и в по́мыслах не́ было — bunu aklının köşesinden bile geçirmemişti
-
13 поползновение
-
14 предположение
с1) tahmin, sanı; varsayımде́лать / стро́ить предположе́ния — tahminler yürütmek
е́сли э́то предположе́ние пра́вильно,... — bu varsayım doğruysa...
2) ( намерение) niyet, tasar, tasavvur -
15 проявление
с1) gösteri, tezahür, (kendini) göstermeпроявле́ние хра́брости — yiğitlik gösterme
проявле́ния до́брой во́ли — iyi niyet gösterileri
борьба́ с проявле́ниями бюрократи́зма — bürokrasi belirtilerine karşı savaşım
2) фото developman, develope etme -
16 собираться
несов.; сов. - собра́ться1) toplanmak, toplaşmak; çalışmalarına başlamak (о съезде и т. п.)мы собира́емся по вто́рникам — Salı günleri toplanırız
ве́чером соберёмся у тебя́ — akşama sendeyiz
мы соберёмся в Оде́ссе — Odesa'da bir araya geleceğiz
подождём, пока́ все соберу́тся — hepsi gelene dek bekleyelim
2) hazırlık görmek; hazırlanmakсобира́ться в го́сти — konuk gitmek için hazırlanmak
собира́ться в доро́гу — yolculuğa hazırlık görmek, yolculuk tedariki görmek
я уже́ собира́лся лечь спать, как... — artık yatmaya hazırlanıyordum ki...
3) niyeti olmak, niyetlenmek; niyet etmekон пока́ не собира́ется жени́ться — şimdilik evlenmeye niyetli değildir
он собира́ется сно́ва прие́хать сюда́ — tekrar buraya gelmeye niyetleniyor
пое́дешь? - Собира́юсь — gidecek misin?- Niyetim var
я и не собира́лся остава́ться — zaten kalacak değildim
я собира́лся позвони́ть, но... — telefon edecektim ama...
4) в соч.собира́ться с мы́слями — zihnini toparlamak
собра́ться с ду́хом — cesaretini toplamak
••над ни́ми собрали́сь ту́чи — onların üzerine kara bulutlar çöreklendi
собраться в комо́к — tostoparlak büzülmek
-
17 ясный
parlak; aydınlık; net* * *1) parlakя́сное со́лнце — parlak güneş
2) açık, aydın(lık)я́сная пого́да — açık hava
я́сная ночь — aydınlık gece
не́бо бы́ло я́сным — gökyüzü bulutsuzdu
3) açık; seçik; netя́сный звук — net / seçik ses
я́сные очерта́ния гор — dağların seçik silueti
вопро́с я́сен — mesele açıktır
я́сное наме́рение — açık niyet
он дал о́чень я́сный отве́т — çok net bir cevap verdi
4) açık, aydınя́сный стиль — aydın üslup
у него́ я́сный ум — zihni açıktır
См. также в других словарях:
niyet — is., Ar. niyyet 1) Bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme, maksat Niyeti ilk önüne gelen telefonlu dükkâna dalmaktı. H. Taner 2) Fal gibi kullanılmak amacıyla içine mâni yazılıp katlanmış veya şekerlere sarılmış kâğıt parçası 3) din b. Namaz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NİYET — Kasd. Kalbin bir şeye yönelmesi. * Fık: Yapılan bir vazife ile Cenab ı Hakk a taatta bulunmayı ve O na mânen yaklaşmayı kasdetmektir.(Niyet, ölü ve meyyit olan hâletleri ihya eden ve canlı, hayatlı ibadetlere çeviren bir ruhtur. Ve keza niyette… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
niyet çekmek — niyetçiden niyet adı verilen fal kâğıdı almak Birisi niyet çeksin de biz de bir lokma bir şey yiyelim diye bekleşiyorlar. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
niyet etmek — bir şeyi yapmayı zihinde tasarlamak, düşünmek, niyetlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
niyet tutmak — fala bakılırken olması istenilen şeyi aklından geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HÜSN-Ü NİYET — (Hüsn i niyet) İyi niyet. Temiz kalblilik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SU-İ NİYET — Kötü ve bozuk niyet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
art niyet — is. Art düşünce … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi niyet — is. Herhangi bir kimse veya konuda hiçbir kötü düşünce beslememe, hüsnüniyet Bu gibi durumlarda, bütün iyi niyetine rağmen başka türlü harekete imkân bulamıyordum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
şe'niyet — (A.) [ ﺖﻴﻥﺄﺵ ] gerçeklik, realite … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HULUS-İ NİYET — Niyetin hâlis olması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük