Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

ne+düşünüyorsun++

  • 1 ne düşünüyorsun

    interj. a penny for your thoughts

    Turkish-English dictionary > ne düşünüyorsun

  • 2 denken

    denken <denkt, dachte, gedacht> ['dɛŋkən]
    I vi
    1) ( überlegen) düşünmek (an -) (über/von -);
    laut \denken ( fam) içinden konuşmak;
    das gibt mir zu \denken bu beni düşündürüyor;
    solange ich \denken kann bildim bileli;
    ich denke nicht daran, das zu tun! bunu yapmayı düşünmüyorum!;
    ich darf gar nicht daran \denken onu hiç düşünmek [o aklıma getirmek] istemiyorum;
    wie denkst du darüber? sen buna [o bu işe] ne diyorsun?
    2) ( sich erinnern) düşünmek (an -), aklından geçirmek (an -);
    denk daran! hatırında tut!, unutma onu!, aklından çıkarma!;
    wenn ich so an früher denke eski günleri aklımdan geçirdiğim zaman
    3) ( annehmen)
    wer hätte das gedacht kim düşünürdü bunu, kimin aklına gelirdi bu;
    ich denke schon olabilir;
    denkste! ( fam) sen öyle zannet!
    4) ( wollen) istemek;
    ganz wie Sie \denken nasıl isterseniz!;
    wo \denken Sie hin! bir düşünsenize!
    II vt ( sich vorstellen) düşünmek, aklından geçirmek, göz önüne getirmek;
    was denkst du gerade? şu anda ne düşünüyorsun?;
    das hätte ich nicht von ihm gedacht! bunu ondan beklemezdim!, onun bunu yapacağını aklımdan geçirmezdim!;
    wie hast du dir das gedacht? bunu nasıl düşünüyorsun?;
    das kann ich mir \denken bunu düşünebiliyorum, bunu gözümün önüne getirebiliyorum;
    ich habe mir nichts Böses dabei gedacht onu yaparken hiçbir kötülük düşünmedim;
    für jdn/etw gedacht sein bir kimse/şey için düşünülmüş olmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > denken

  • 3 çıkarmak

    вы́вернуть вы́вихнуть вы́нести вы́честь исключа́ть
    * * *
    1) -i, -den, -e выта́скивать, вынима́ть, извлека́ть (что-л. откуда-л.)

    dolaptan çamaşır çıkarmak — вы́тащить из шка́фа бельё

    2) -i снима́ть (одежду и т. п.), сдира́ть (кожуру и т. п.)

    ayağını çıkarmak — снять о́бувь

    kabuğunu çıkarmak — снять / содра́ть ко́рку / кожуру́

    3) -i, -den выводи́ть, удаля́ть

    elbiseden lekeyi çıkarmak — выводи́ть пятно́ с оде́жды

    işten çıkarmak — уво́лить с рабо́ты

    kiracıyı evden çıkarmak — вы́селить съёмщика из до́ма

    4) -i, -e поднима́ть кого-что

    beşinci kata çıkarmak — подня́ть на пя́тый эта́ж

    5) выводи́ть, разводи́ть кого

    çivçiv çıkarmak — выси́живать / выводи́ть цыпля́т

    ipek böceği çıkarmak — разводи́ть шелкови́чных черве́й

    6) создава́ть

    gürültü çıkarmak — создава́ть шум

    kavga çıkarmak — затева́ть ссо́ру / дра́ку

    yeni oyun çıkardılar — они́ приду́мали но́вую игру́

    7) издава́ть, выпуска́ть

    faydalı bir kitap çıkardı — он вы́пустил поле́зную кни́гу

    gazete çıkarmak — издава́ть газе́ту

    8) разга́дывать, распознава́ть; понима́ть

    bu sözden bir şey çıkaramadı — из э́тих слов он ничего́ не смог поня́ть

    bu yazıyı çıkaramıyorum — я не могу́ разобра́ть э́тот по́черк

    dur, söyleme, kendim çıkaracağım — стой, не говори́, я сам догада́юсь

    9) -i изготовля́ть, производи́ть; выпуска́ть

    traktör çıkarmak — выпуска́ть тра́кторы

    10) -i, -e вы́бросить, напра́вить, пусти́ть (на рынок и т. п.)

    piyasaya mal çıkarmak — вы́бросить това́р на ры́нок

    11) -i выставля́ть, объявля́ть, признава́ть кого кем

    suçlu çıkarmak — выставля́ть вино́вным

    12) -i дотяну́ть, дожи́ть (до какого-л. срока)

    hasta kışı çıkaramadı — больно́й не смог дотяну́ть до конца́ зимы́

    13) -i выявля́ть, обнару́живать

    yalanı çıkarmak — узна́ть ложь

    14) выса́живать; выгружа́ть

    asker çıkarmak — вы́садить войска́ / деса́нт

    15) разг. вы́ложить, открове́нно вы́сказаться

    ne düşünüyorsun, çıkar — что ду́маешь, откро́йся

    16) -i извлека́ть, получа́ть; зараба́тывать

    rızkını çıkarmak — зараба́тывать на хлеб насу́щный

    fayda çıkarmak — извлека́ть по́льзу

    17) боле́ть (оспой, корью)

    çiçek çıkarmak — боле́ть о́спой

    kızamık çıkarmak — боле́ть ко́рью

    18) -i, -den срыва́ть, вымеща́ть (гнев, зло и т. п.) на ком-чём

    hırsını karısından çıkardı — он сорва́л зло на жене́

    öfkesini benden çıkardı — свой гнев он сорва́л на мне

    19) мат. вычита́ть
    20) подава́ть

    konuklara çerez çıkardı — она́ подала́ гостя́м сла́дости

    21) -i, -e пока́зывать, представля́ть

    kızı görücüye çıkarmak — пока́зывать де́вушку сва́хе

    22) рисова́ть, фотографи́ровать
    23) вдо́воль наслади́ться чем; удово́льствие от чего

    Türkçe-rusça sözlük > çıkarmak

  • 4 hep

    1) всё, весь, все ( без исключения)

    hepimiz gördük — все мы ви́дели

    hepinizi iyi buldum — я всех вас нашёл в до́бром здра́вии

    hepsinde kalem var — у всех име́ются ру́чки

    hep beraber — все вме́сте

    hep bir apızdan — хо́ром, в оди́н го́лос

    hep birden — все вме́сте

    2) всегда́, всё вре́мя, постоя́нно

    hep onu düşünüyorsun — ты всё вре́мя ду́маешь о нём

    hep geç kalır — он постоя́нно опа́здывает

    ••

    Türkçe-rusça sözlük > hep

  • 5 думать

    düşünmek,
    aklından geçirmek; sanmak; şüphelenmek
    * * *
    несов.; сов. - поду́мать
    1) врз düşünmek; aklından / içinden geçirmek, aklından / içinden geçmek

    снача́ла поду́май, пото́м говори́ — önce düşün, sonra söyle

    ты и о себе́ поду́май — kendini de düşün

    ты об э́том не ду́май! — onu düşünme sen!

    молоде́ц па́рень! - поду́мал я — aferin çocuğa!, diye geçirdim içimden

    о чём ты ра́ньше ду́мал?! — daha önce aklın neredeydi?!

    я ду́маю пое́хать в дере́вню — köye gitmeyi düşünüyorum

    я и не ду́мал отдыха́ть / об о́тдыхе — dinlenmeyi düşünmemiştim bile / aklımdan bile geçirmemiştim

    я и не ду́маю остава́ться — hiç de kalacak değilim

    всё мог поду́мать, то́лько не э́то — her bir şey aklıma gelirdi de böylesi gelmezdi

    то́лько не поду́май, что я отка́зываюсь — sakın aklına vazgeçtiğim gelmesin

    э́того никто́ не ду́мает де́лать — hiç kimse bunu yapmayı aklına getirmez

    дай, ду́маю, посмотрю — bir göreyim dedim

    дай, ду́маю, немно́го пройду́сь — biraz dolaşayım dedim

    2) (полагать, считать) sanmak; demek

    я ду́мал, что ты уе́хал / ушёл — seni gitti sandım

    как ты ду́маешь? — ne dersin?

    я ду́мал, что ему́ два́дцать (лет) — onu yirmisinde sandım

    ду́маешь, я не по́нял? — anlamadım mı sandın?

    я так и ду́мал — tahmin etmiştim

    как ты ду́маешь, полу́чится / вы́йдет? — olur mu dersin?

    не ду́маю — sanmam; şüpheli

    (едва ли) кто бы тогда́ / в то вре́мя мог поду́мать, что... — o zamanlar kim derdi ki...

    3) разг. ( подозревать) şüphelenmek

    на кого́ ты ду́маешь? — kimden şüpheleniyorsun?

    ••

    я ду́маю! (конечно)ona ne şüphe!

    не до́лго ду́мая — bir iki demeden

    ду́май, не ду́май - сто рубле́й не де́ньги — шутл. ne düşünüyorsun, binin yarısı beş yüz

    Русско-турецкий словарь > думать

  • 6 a penny for your thoughts

    interj. ne düşünüyorsun

    English-Turkish dictionary > a penny for your thoughts

  • 7 a penny for your thoughts

    interj. ne düşünüyorsun

    English-Turkish dictionary > a penny for your thoughts

  • 8 woran

    1. adv: woran arbeitet er? ne(yin) üzerinde çalışıyor?;
    woran denkst du? ne(yi) düşünüyorsun?;
    woran liegt es, dass …? -mesi neden ileri geliyor?;
    woran sieht man, welche …? hangisinin -diği nereden belli?
    2. konj: ich weiß nicht, woran ich mit ihm bin onun benim için ne ifade ettiğini bilmiyorum;
    das, woran ich dachte benim düşündüğüm

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > woran

  • 9 hep

    1) всё, весь, все (без исключения)
    2) всегда́, всё вре́мя, постоя́нно

    hep onu düşünüyorsun — ты всё вре́мя ду́маешь о нём

    Büyük Türk-Rus Sözlük > hep

  • 10 düşünmek

    vt
    1) (nach) denken, überlegen
    bir şeyi \düşünmek an etw denken
    bunu düşünmem gerekiyor ich muss darüber nachdenken
    şu anda ne düşünüyorsun? was denkst du gerade?
    bir kimse/şey için düşünülmüş olmak für jdn/etw gedacht sein
    düşünüp taşınmak durchdenken, reiflich überlegen
    2) ( niyeti olmak) gedenken
    yarın yola çıkmayı düşünüyorum ich gedenke morgen abzureisen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > düşünmek

  • 11 was

    was [vas]
    I pron ne;
    \was kostet das? bu kaç para?, bunun fiyatı ne?;
    \was heißt „Haus“ auf Türkisch? “Haus” Türkçede ne demek?;
    \was denkst du? ne düşünüyorsun [o diyorsun] ?;
    \was hast du denn bloß? neyin var ki?;
    \was weiß ich! ( fam) ben ne bileyim!;
    \was soll das? bu da ne demek?;
    \was ist schon dabei? bunda ne var ki?;
    \was für ein Wagen ist das? nasıl bir araba bu?, bu araba ne?;
    \was für eine Hitze/ein Glück! ne sıcak/şans!;
    nicht schlecht, \was? ( fam) fena değil, değil mi?;
    um \was geht es? söz konusu olay nedir?;
    \was ist, hast du Lust? ( fam) nasıl, hevesin var mı?;
    ach \was! ( fam) haydi (canım) sen de!;
    und \was nicht alles ( fam) ve daha neler neler
    II pron şey;
    das Beste, \was du tun kannst yapabileceğin en iyi şey;
    ( das), \was sie sagt... onun dediği (şey)...;
    ( das), \was mich ärgert, ... beni kızdıran (şey),...;
    alles, \was du willst istediğin her şey;
    alles, \was ich habe benim neyim varsa
    III pron ( fam) ( etwas) bir şey;
    \was ich nicht weiß, macht mich nicht heiß ( fig) göz görmeyince gönül katlanır;
    hast du \was? bir şeyin mi var?;
    das ist auch \was bu da bir şeydir;
    das ist \was anderes bu başka bir şey;
    nein, so \was! ( fam) böyle şey olmaz!;
    na so \was! ( fam) bak şu işe!;
    so \was Blödes! ( fam) ne aksilik!

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > was

  • 12 woran

    woran [vo'ran] adv
    1) ( interrogativ) neye, neyi;
    er wusste nicht, \woran er sich festhalten sollte neye tutunacağını bilemedi;
    \woran hat er sich gelehnt neye yaslandı;
    \woran denkst du? ne(yi) düşünüyorsun?;
    \woran liegt es? bu, neden ileri geliyor?, bu neye bağlı?;
    \woran sind sie gestorben? neden ölmüşler?
    er wusste vieles, \woran sich sonst niemand mehr erinnerte başka hiç kimsenin hatırlamadığı birçok şeyi biliyordu;
    wenn ich nur wüsste, \woran das liegt bunun neden ileri geldiğini bir bilseydim;
    ich weiß nicht, \woran ich bin buna ne diyeceğimi bilemiyorum

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > woran

  • 13 quoi

    I
    1 chose bir şey bildirir

    C'est ce à quoi je pensais. — Düşündüğüm şey bu.

    Je ne sais pas quoi dire. — Ne diyeceğimi bilmiyorum.

    2 quoi que -se olmak
    3 quoi qu'il en soit nasıl olsa
    4 sans quoi yoksa
    II
    ne [ne]

    Dictionnaire Français-Turc > quoi

См. также в других словарях:

  • soba — is., Mac. szoba Bir yeri ısıtmak için içinde kömür, odun veya gaz yakılarak kullanılan bir araç Gözünü soba ateşine dikip ne düşünüyorsun. H. E. Adıvar Birleşik Sözler katalitik soba gaz sobası odun sobası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»