-
1 mutlak
[T mutlak, Az mütläq, from Ar mutlaq]: absoluteA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > mutlak
-
2 mutlak
adj. absolute, unconditional, certain, extreme, infallible, peremptory, plenipotentiary, positive, sov'ran, sovereign, strict, unconditioned, unqualified, utter, very--------adv. positively* * *peremptory -
3 mutlak
absolute, unconditional salt, saltýk, absolutely mutlaka -
4 mutlak
",-kı 1. absolute, unconditional, unlimited, unrestricted. 2. colloq. by all means, without fail; surely. - çoğunluk absolute majority. - değer math. absolute value. - nem absolute humidity. - sıcaklık phys. absolute temperature. - sıfır phys., chem. absolute zero." -
5 mutlak sıfır noktası
mutlâk sıfır noktası ( 273 c)n. absolute zero* * *absolute zero -
6 mutlak adres
absolute address -
7 mutlak değer
absolute value -
8 mutlak güç çıktısı
absolute power output -
9 mutlak sıcaklık
absolute temperature -
10 mutlak surette
vitally -
11 mutlâk sonuç
n. dead cert -
12 mutlak adres
absolute address -
13 mutlak alkol
absolute alcohol -
14 mutlak birim
absolute unit -
15 mutlak değer
absolute value -
16 mutlak elektrometre
absolute electrometer -
17 mutlak geçirgenlik
absolute permittivity -
18 mutlak hata
absolute error -
19 mutlak kodlama
absolute coding -
20 mutlak manometre
absolute pressure gauge
- 1
- 2
См. также в других словарях:
mutlak — sf., Ar. muṭlaḳ 1) Salt Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum. H. E. Adıvar 2) fel. Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık 3) zf. Kesinlikle Birleşik Sözler mutlak değer mutlak mera… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutlak — (A.) [ ﻖﻠﻄﻡ ] kesin … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MUTLAK — Salıverilmiş. Itlak olunmuş. Serbest. * Kat i. Şüphesiz. * Aslâ bir şarta bağlı olmayan. Yalnız, tek. (Bak: Itlâk)(Âyet, neye felâh bulacaklarını tâyin etmiyor. Güya o sükûtla der: Ey müslümanlar! Müjde size. Ey müttakî! Sen Cehennem den felâh… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FAKR-I MUTLAK — Mutlak fakirlik. Mü min bir kulun Cenâb ı Hakka karşı mutlak muhtaç halde olduğunu bilişi. Nihayetsiz muhtaç olduğu Allaha (C.C.) ve emirlerine tam teslimiyyetle sığınması hâleti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FEYYAZ-I MUTLAK — Mutlak ve sonsuz feyiz ve bolluk sahibi. Allah.(Kader herşeye bir miktar ve o miktara göre bir kalıp vermiştir. Feyyaz ı Mutlak tan aldığı feyze olan kabiliyeti, o kalıba göredir. M.N … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GADR-I MUTLAK — Mutlak gadr, zulüm … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mutlak değer — is., mat. Salt değer … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutlak mera — is., coğ. Kendiliğinden gelişen ve otlatmaya elverişli bir bitki örtüsünü üzerinde taşıyan mera … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutlak nem — is., coğ. Salt nem … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutlak sıcaklık — is., ğı, fiz. Salt sıcaklık … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutlak sıfır — is., fiz., kim. Salt sıfır … Çağatay Osmanlı Sözlük