-
1 dafür
dafür adv bunun için; buna/ona karşılık; bei Abstimmung kabul eden;dafür sein, etwas zu tun bş -mekten yana olmak;die Mehrheit ist dafür çoğunluk lehte, çoğunluk bundan yana;dafür wird sie bezahlt bu onun görevi;er wurde dafür bestraft, dass er gelogen hat yalan söylediği için cezalandırıldı;sie arbeiten langsam, aber dafür sorgfältig yavaş, ama buna karşılık temiz çalışıyorlar;er kann nichts dafür elinden bir şey gelmez; kabahat onda değil;dafür sorgen, dass -in -mesini sağlamak -
2 entfernt
entfernt adj uzak;10 km entfernt 10 km uzak(lık)ta;fig weit davon entfernt sein zu (+ inf) -mekten (fersah fersah) uzak(ta) olmak;nicht im Entferntesten bir damlacık bile … değil/yok -
3 übrig
übrig adj geri kalan;übrig haben elinde fazla olmak;übrig sein geri kalmak, artmak;übrig bleiben (arta) kalmak;es bleibt mir nichts anderes übrig (als zu) bana (-mekten) başka bir şey kalmıyor;übrig lassen artık bırakmak, hepsini tüketmemek;viel zu wünschen übrig lassen çok eksiği var/olmak;nichts zu wünschen übrig lassen hiç eksiği yok/olmamak;die Übrigen pl gerisi sg, ötekiler, diğerleri -
4 weigern
weigern v/r <h>: sich weigern zu -mekten kaçınmak