-
1 سجين
mahpus -
2 заключённый
tutuklu* * *мtutuklu; mahpus -
3 узник
tutuklu* * *мtutuklu, mahpus; kalebent ( заточённый в крепость)у́зники фаши́стских засте́нков — faşist zindanların tutukluları
-
4 prisoner
n. tutuklu, hükümlü, mahpus, esir, tutsak* * *esir* * *noun (anyone who has been captured and is held against his will as a criminal, in a war etc: The prisoners escaped from jail.) tutuklu -
5 einsitzen
einsitzen v/i <unreg, -ge-, h> JUR mahpus olmak -
6 Insasse
Insasse m <Insassen; Insassen> AUTO usw bir taşıtın içinde bulunan kişi; Anstalt usw bina sakini; mahpus -
7 Insassin
Insassin f <Insassin; Insassinnen> bir taşıtın içinde bulunan kadın; bina sakini; mahpus -
8 тоткын
tutsak, tutak, tutuklu, esir, bende, hapis, mahpus -
9 hepsî
\hepsî, -yemahpus--------\hepsî, -yetutuklu -
10 გამწყვგეული
s.mahpus -
11 კატორღელი
i.mahkum, mahpus -
12 Freigänger
jur gündüzleri izinli olan mahpus -
13 Gefangene
1) (Kriegs\Gefangene) tutsak, esir2) (Straf\Gefangene) mahpus; (Untersuchungs\Gefangene) tutuklu -
14 Insasse
-
15 zindânî
farsça زندانى 1.zindancı. 2.mahpus. -
16 سجن
IسَجَنَtutuklamakAnlamı: tevkif etmekIIسَجْنmahpuslukAnlamı: mahpus olma durumuسِجْن1. kodesAnlamı: hapiskane, tutuk evi2. mahpushaneAnlamı: ceza evi, hapishane3. tutukeviAnlamı: tutukluların kapatıldığı yer4. zindan5. delikAnlamı: ceza evi6. ceza eviAnlamı: hapishane, mahpushane, ceza çekilen yer -
17 سجين
-
18 prisoner
tutuklu, mahpus; tutsak, esir
См. также в других словарях:
mahpus — sf., Ar. maḥbūs 1) Kapatılmış, hapsedilmiş (kimse) 2) is. Bir çeşit tavla oyunu 3) is., hlk. Hapishane At martini Debreli Hasan, dağlar inlesin / Drama mahpusunda, aman dostlar dinlesin. H. Türküsü Birleşik Sözler mahpushane … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahpusluk — is., ğu 1) Mahpus olma durumu Mahpusluk, yaşamın akmadığı, zamanın geçmediği bir mekânda oturup kalmak olmalı. A. Kulin 2) Mahpus olma süresi … Çağatay Osmanlı Sözlük
Türkan Şoray — (born 28 June 1945, Istanbul) is a Turkish film actress. Biography Türkan Şoray was born to a government official father, Halit Şoray and her mother, Meliha Şoray who was a housewife. She also has one younger sibling, a sister called Nazan, who… … Wikipedia
Туркан Шорай — Связать? Туркан Шорай Türkan Şoray Дат … Википедия
Шорай, Тюркан — Тюркан Шорай Türkân Şoray … Википедия
hapis — is., psi, Ar. ḥabs 1) Bir yere kapatıp salıvermeme 2) Yasalara göre suçu belirlenen bir kimseyi cezaevine koyma cezası 3) Cezaya çarptırılmış suçluların kapatıldıkları yer, cezaevi, hapishane Sadakatinin mükâfatını hapiste aç kalmakla görür. B.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hiç yoktan — zf. Hiçbir neden veya zorunluluk yokken, nedensiz olarak İki mahpus baş başa verip konuştuktan sonra hiç yoktan bir kavga çıkardılar, Emine yi bir iyi dövdüler. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
mapus — is., hlk., Ar. maḥbūs 1) Mahpus 2) Mapushane, cezaevi, hapishane Mapuslarda çürüyemem / Başımı belaya sokma benim. O. V. Kanık Birleşik Sözler mapushane Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mapusa düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zindânî — (F.) [ ﯽﻥاﺪﻥز ] 1. zindancı. 2. mahpus … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
REHİN — (Rehn Rehine) Bir şeyin yerine teminat olarak tutulmuş olan şey, rehin edilmiş. * Mevkuf ve mahpus kılmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TILA — (C.: Talyân) Küçük kuzu ve oğlak. * Mahpus kimse. * Diş sarılığı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük