-
1 صليل
صَلِيل1. hışırtı2. haşırtıAnlamı: haşırdarken çıkan ses3. hışıltıAnlamı: sert ve sürekli ses4. tıngırAnlamı: metal şeylerin çıkardığı ses5. şıngırtıAnlamı: şıngırdama sesi6. şıkırtı7. çangırtıAnlamı: çangırdama sesi8. tırınkAnlamı: metal şeylerin çıkardığı ses9. tangırtıAnlamı: kuru gürültü10. tıngırtıAnlamı: metal şeylerin çıkardığı ses11. takırtıAnlamı: kuru ve sert ses -
2 نقش
Iنَقَشَ1. kazımak2. nakşetmekAnlamı: nakış yapmak3. eşmek4. oymak5. deşmekAnlamı: oymak, delmekIIنَقْش1. nakış2. gravürAnlamı: kazıma resim3. estampAnlamı: metal, tahta vb. üzerine kazıldıktan sonra basılan resim4. dizaynAnlamı: bir çizim5. oyma baskıAnlamı: çinko, bakır, tahta gibi levhalara kazıma ile yapılan basma tekniği6. kazımAnlamı: kazma işi7. yazıtAnlamı: bir şey üzerine yazılan yazı, kitabe8. beti9. figür10. hafriyatAnlamı: kazı yapma işı11. kitabeAnlamı: sert cisim üzerindeki kabartma yazı, yazıt12. kazıAnlamı: bir yeri kazma işi13. tabloAnlamı: sulu boya, yağlı boya veya kalem resmi14. tasvirAnlamı: resim15. desenAnlamı: belirli çizgilerle gösterme, tasvirنَقَّشَkazımak -
3 خشخشة
خَشْخَشَة1. haşırtıAnlamı: haşırdarken çıkan ses2. tıngırAnlamı: metal şeylerin çıkardığı ses3. çangırtıAnlamı: çangırdama sesi4. tıngırtıAnlamı: metal şeylerin çıkardığı ses5. şakırtıAnlamı: şakırdayan şeyin çıkardığı ses6. şangırtı -
4 صحن
صَحْن1. karavanaAnlamı: derince metal kap2. sahafAnlamı: derinliği az metal kap3. tabakAnlamı: yemek koymak üçün yayvan kap -
5 صلصلة
صَلْصَلَة1. haşırtıAnlamı: haşırdarken çıkan ses2. hışırtı3. hışıltıAnlamı: sert ve sürekli ses4. tırınkAnlamı: metal şeylerin çıkardığı ses5. şıkırtı6. çangırtıAnlamı: çangırdama sesi7. şıngırtıAnlamı: şıngırdama sesi8. tangırtıAnlamı: kuru gürültü9. takırtıAnlamı: kuru ve sert ses10. şangırtı -
6 طبق
IطَبَّقَuygulamakAnlamı: tetbik etmekIIطَبَق1. karavanaAnlamı: derince metal kap2. tablaAnlamı: satıcı tepsisi3. sini4. sahafAnlamı: derinliği az metal kap5. tabakAnlamı: yemek koymak üçün yayvan kap6. tepsiAnlamı: derinliği olmayan düz kap7. örtüAnlamı: örtmek için kullanılan şeyطِبْق1. bağdaşıkAnlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen2. uygunAnlamı: yakışır, yaraşır, elverişli, muvafık -
7 محبرة
Iمَحْبَرَة1. hokkaAnlamı: metal, cam veya topraktan küçük kap2. mürekkeplikAnlamı: mürekkep konulan aletIIمِحْبَرَة1. hokkaAnlamı: metal, cam veya topraktan küçük kap2. mürekkeplikAnlamı: mürekkep konulan alet -
8 فلز
filiz; metal -
9 معدن
maden; metal; mineral -
10 أموال
أَمْوال1. mangırAnlamı: para2. mangizAnlamı: para3. anapara4. efektifAnlamı: banknot ve metal sikke5. fonAnlamı: işletilen para6. mal7. dünyalıkAnlamı: mal, mülk, servet, para8. akçeAnlamı: küçük gümüş para, her tür madenî para9. tıngırAnlamı: para10. varlıkAnlamı: mal, mülk, para -
11 إبزيم
إِبْزِيم1. çıtçıt2. tutturmalıkAnlamı: kopça3. tokaAnlamı: kemer vs. gibi şeylerin iki ucunu tutturmaya yarayan tutturmalık -
12 تخت
تَخْت1. seki2. bankAnlamı: oturulacak sıra3. yataklıkAnlamı: yatak serilen karyola4. karyola5. sandalyeAnlamı: bir kişilik oturma eşyası6. yüklük7. peykeAnlamı: tahta sedir8. yatakAnlamı: uyumak için yatılan eşya -
13 تصويرة
تَصْوِيرَة1. estampAnlamı: metal, tahta vb. üzerine kazıldıktan sonra basılan resim2. dizaynAnlamı: bir çizim3. gravürAnlamı: kazıma resim4. beti5. figür6. tabloAnlamı: sulu boya, yağlı boya veya kalem resmi7. tasvirAnlamı: resim8. desenAnlamı: belirli çizgilerle gösterme, tasvir -
14 ثريا
ثُرَيَّا1. avizeAnlamı: tavana asılan, şamdanlı lâmbalı, billur, cam veya metal süslü aydınlatma aracı2. asumanAnlamı: gök, gökyüzü3. ülkerAnlamı: boğa burcunda yedi yıldızdan oluşan takım, süreyya -
15 جفنة
جَفْنَة1. karavanaAnlamı: derince metal kap2. tabakAnlamı: yemek koymak üçün yayvan kap3. bağlıkAnlamı: bağ yeri, üzüm bağları çok olan yer4. bağ -
16 جنزير
-
17 جوهري
جوهَرِيّ1. tözelAnlamı: tözle ilgili2. asliAnlamı: temel olarak alınan, esas olan3. özselAnlamı: özle ilgili4. kuyumcu5. majörAnlamı: büyük, önemli6. esaslıAnlamı: köklü, geniş ölçüde etkili7. aslenAnlamı: kök, soy bakımından8. mücevherciAnlamı: kuyumcu -
18 حديدي
حَدِيدِيّ1. demir2. demirli -
19 خردة
خُرْدَة1. hırdavatAnlamı: kilit, reze, tel, çivi vs.gibi metal eşya2. hurda3. bozuntu -
20 خردوات
خُرْدَوَات1. hırdavatAnlamı: kilit, reze, tel, çivi vs.gibi metal eşya2. tuhafiyeAnlamı: giysi süsü sayılan şeyler3. bozuntu
См. также в других словарях:
Metal — Entstehungsphase: Anfang 1970er Jahre Herkunftsort: Großbritannien Stilistische Vorläufer Hard Rock Pionierbands … Deutsch Wikipedia
métal — métal, aux [ metal, o ] n. m. • déb. XIIe; lat. metallum « métal, mine » 1 ♦ Corps simple, doué d un éclat particulier (éclat métallique), bon conducteur de la chaleur et de l électricité et formant, par combinaison avec l oxygène, des oxydes… … Encyclopédie Universelle
Metal — Met al (? or ?; 277), n. [F. m[ e]tal, L. metallum metal, mine, Gr. ? mine; cf. Gr. ? to search after. Cf. {Mettle}, {Medal}.] 1. (Chem.) An elementary substance, as sodium, calcium, or copper, whose oxide or hydroxide has basic rather than acid… … The Collaborative International Dictionary of English
metal — (Del fr. métal, o cat. metall). 1. m. Quím. Cada uno de los elementos químicos buenos conductores del calor y de la electricidad, con un brillo característico, y sólidos a temperatura ordinaria, salvo el mercurio. En sus sales en disolución… … Diccionario de la lengua española
metal — sustantivo masculino 1. Cuerpo simple que se caracteriza por tener un brillo particular, ser un buen conductor del calor y la electricidad y ser sólido a temperatura ambiente (excepto el mercurio): metales alcalinos, metales de tierras raras,… … Diccionario Salamanca de la Lengua Española
metal — s. m. 1. Nome genérico dos corpos minerais, mais ou menos maleáveis e fusíveis, que são bons condutores da eletricidade e do calórico. 2. [Figurado] Dinheiro; riquezas. 3. Tom, timbre. 4. [Heráldica] Cor branca (de prata) ou amarela (de ouro).… … Dicionário da Língua Portuguesa
metal — [met′ l] n. [OFr < L metallum, metal, mine, quarry < Gr metallon, mine, quarry] 1. a) any of a class of chemical elements, as iron, gold, or aluminum, generally characterized by ductility, malleability, luster, and conductivity of heat and… … English World dictionary
Metal — Met al, v. t. [imp. & p. p. {Metaled} (? or ?) or {Metalled}; p. pr. & vb. n. {Metaling} or {Metalling}.] To cover with metal; as, to metal a ship s bottom; to metal a road. [1913 Webster] … The Collaborative International Dictionary of English
metal — Metal, Metallum. Metal d argent, Argentum. Metal fait d or, avec la cinquieme partie d argent, Electrum. Une sorte de metal qui se trouve és mines d or et d argent, Sandaracha. Qui tire les metaux de la terre, Metallicus … Thresor de la langue françoyse
metal — I {{/stl 13}}{{stl 8}}rz. mnż III, D. u; lm D. i {{/stl 8}}{{stl 7}} substancja o charakterystycznym połysku, dużej ciągliwości i kowalności, będąca dobrym przewodnikiem ciepła i elektryczności, np. miedź, żelazo, ołów, złoto <łac. z gr.>… … Langenscheidt Polski wyjaśnień
metal — METAL. s. m. Corps mineral qui se forme dans les entrailles de la terre, & qui est fusile & malleable. L or est le premier, le plus beau, & le plus precieux des metaux. il y a sept metaux qu on attribuë aux sept Planetes. le vif argent est un… … Dictionnaire de l'Académie française