-
1 kurşun
-
2 kurşun
kurşun Blei n; (Gewehr)Kugel f; Schuss m; Plombe f;kurşun dökmek Blei gießen;kurşun vurmak plombieren;kurşun yemek von einer Kugel getroffen werden;-i kurşuna dizmek (standrechtlich) erschießen -
3 kurşun
1) свине́цkurşun kaplamak — покрыва́ть свинцо́м
kurşun oksit — хим. о́кись свинца́
kurşun tuzu — хим. уксусноки́слая соль свинца́
2) пу́ляkurşun atmak — стреля́ть; вы́стрелить
kurşuna dizmek — расстреля́ть
kurşun hızı ile — со ско́ростью пу́ли
kurşun sıkmak — вы́стрелить, всади́ть пу́лю
kurşun yağmuruna tutmak — вести́ непреры́вный обстре́л
kurşun yemek — получи́ть пу́лю
3) рыб. грузи́ло••- kurşun gibi
- kurşun kâğıdı
- kurşun merhemi -
4 kurşun
1) свине́ц2) пу́ляkurşun atmak — стреля́ть в цель
kurşun çekmek — вы́стрелить, вы́пустить пу́лю
kurşun geçmez — пуленепробива́емый
kurşun hızı ile — со ско́ростью пу́ли
kurşun sıkmak — всади́ть пу́лю
kurşun yarası — пулево́е ране́ние
kurşun yemek — получи́ть пу́лю
3) пло́мбаkurşun vurmak — пломбирова́ть
◊
kurşun gibi — как свине́ц (тяжёлый)◊
kurşun kâğıdı — фольга́◊
bir kurşun gibi fırlamak — вы́лететь пу́лей -
5 kurşun
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > kurşun
-
6 kurşun
1) qurğuşun; kurşun eritme ocağı – qurğuşun əritmə peçi; 2) gülləgüllə, qurğuşun -
7 kurşun
мерми; пуля; кургаш -
8 kurşun
adj. plumbic--------n. bullet, lead, projectile, Saturn--------pref. plumbo* * *1. bullet 2. lead 3. lead (n.) -
9 kurşun
gule--------risas--------zirêç--------zirîç--------zîrç -
10 kurşun
1. Qurğuşun2. Güllə -
11 kurşun
ołów -
12 kurşun
(kurşunmadeni) пцашIо/бдзафIэ, бдзамцIэ -
13 kurşun
пцашIо -
14 kurşun
رصاصرصاصة -
15 kurşun
1. رصاص [رَصَاص]Anlamı: mavimtırak esmer renkte bir element. kısaltması pb2. رصاصة [رَصَاصَة]Anlamı: tüfek, tabanca gibi hafif ateşli silâhlarda kullanılan mermi -
16 kurşun
"lead; bullet; (oltada) sinker; lead, leaden" -
17 kurşun
"1. lead. 2. bullet. 3. lead seal. - atmak to fire a gun; to shoot a bullet. - boku dross of lead. -a dizmek /ı/ to execute (someone) by shooting him/her, send (someone) to the firing squad. - dökmek to melt lead and pour it into cold water over the head of a sick person in order to break an evil spell. - erimi range of a rifle. - gibi like lead, very heavy. - suyu Goulard´s extract. - yağdırmak /a/ to rain bullets (on). - yağmuruna tutmak /ı/ to rain bullets on. - yarası bullet wound." -
18 kurşun
olůvko -
19 kurşun asker
Bleisoldat m -
20 kurşun çalımı
Sichtweite f
См. также в других словарях:
kurşun — is., kim. 1) Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,21, yoğunluğu 11,3 olan, 327,4 °C de eriyen, yumuşak ve bükülgen, mavimtırak esmer renkte bir element (simgesi Pb) 2) sf. Bu elementten yapılmış Kurşun boru. 3) Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun tutmak — (bir şeyi veya bir kimseyi) kurşuna hedef olmak, kurşun değecek gibi olmak Çatın arkadaşlar da atları çatın / Kurşun bizi tutuyor sipere yatın. Halk türküsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun atmak — 1) silahla mermi atmak Yarın, öbür gün Arap çeteleri ile sarılacaksınız, Peygamberin yeşil kubbesine kurşun atacaklar. F. R. Atay 2) mec. düşmanlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun dokunmak — mermi isabet etmek Suriye de bel kemiğine bir kurşun dokunmuştu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun gibi — çok ağır Gurbet acısı kurşun gibi içine çökmüştü şimdi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun yağdırmak — çok sayıda kurşun atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun yağmuruna tutmak — (birini veya bir şeyi) çok sayıda ve sürekli kurşun atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun erimi — is. Merminin en çok ulaşabildiği uzaklık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun grisi — is. 1) Koyu gri renk 2) sf. Bu renkte olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun kalem — is. İçi grafitli, yazısı kolayca silinebilen, değişik biçimleri olan bir tür kalem … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun otu — is., bit. b. Diş otu … Çağatay Osmanlı Sözlük