Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

kurumuş

См. также в других словарях:

  • SİRCİN — Kurumuş davar tersi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • URCUN — Kurumuş hurma dalı. Ay gibi eğilen dal. Hurma salkımının dalı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • bestil — kurumuş meyve ezmesi …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • gığ — kurumuş oğlak ve keçi pisliği …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • tıkır tıkır — kurumuş olan zayıf olan …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • kurumak — nsz 1) Islaklığını, nemini yitirerek kuru duruma gelmek Çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu. H. E. Adıvar 2) Bitki, suyu çekilip cansız duruma gelmek 3) Akarsu, göl vb.nin suyu kalmamak Kurumuş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalı süpürgesi — is. Kurumuş bitki saplarından yapılan bir tür süpürge Elinde bir çalı süpürgesi ile ortaya fırladı. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çirişçi çanağı — is. 1) Çiriş hazırlamakta kullanılan derin kap 2) sf., mec. Acı ve kurumuş, zehir gibi Dün akşam fazla kaçırdım, ağzım çirişçi çanağı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • et — is. 1) İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf. 2) Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi Bu, kurumuş pastırma renginde bir et parçası idi. H. Taner 3) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ilham — is., Ar. ilhām 1) Esin Kendimden ilhamı kurumuş bir sanatçı olarak bahsetmiştim. H. E. Adıvar 2) din b. Tanrı nın, peygamberlerin yüreğine doldurduğu tanrısal âleme özgü duygu ve düşünceler Birleşik Sözler ilham kaynağı ilham perisi Atasözü,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kör kuyu — is. Suyu kurumuş, su çıkmayan, susuz kuyu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»