-
1 высохший
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > высохший
-
2 сухой
1) kuru, kurumuşсухо́е полоте́нце — kuru havlu
сухи́е дрова́ — kuru odun
сухо́й как по́рох / трут — kav gibi
2) kuru; kurakсухо́й во́здух — kuru / kurak hava
сухое ле́то — yağmursuz / susuz / kurak yaz
сухо́й год — kurak yıl
3) kurumuş, suyu çekilmişсухо́й коло́дец — kör kuyu
суха́я доли́на — kuru vadi
4) kuru; ölüсухо́й хлеб — kurumuş ekmek
сухо́й лист — kuru / ölü yaprak; gazel ( опавший)
суха́я ко́жа — kuru cilt
5) kuruсухо́е молоко́ — süt tozu
суха́я горчи́ца — hardal tozu
сухи́е фру́кты — kuru meyva
6) спец., мед. kuruсухо́й ка́шель — kuru öksürük
суха́я экзе́ма — kuru egzama
сухо́й док — kuru havuz
суха́я перего́нка — kuru damıtma
сухо́й лёд — kuru buz
суха́я чи́стка — kuru temizleme
7) kuruсухо́й стари́к — kuru bir ihtiyar
8) перен. soğuk; kuruсухо́й челове́к — soğuk bir adam
сухо́й приём — soğuk bir kabul / karşılama
••сухо́е вино́ — sek şarap
сухо́й зако́н — içki yasağı
матч зако́нчился сухо́й ничье́й — maç sıfır sıfır / golsüz berabere kapandı
-
3 высохший
-
4 кирпич воздушной сушки
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > кирпич воздушной сушки
-
5 сухой
kuru, kurumuş, kurakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > сухой
См. также в других словарях:
SİRCİN — Kurumuş davar tersi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
URCUN — Kurumuş hurma dalı. Ay gibi eğilen dal. Hurma salkımının dalı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bestil — kurumuş meyve ezmesi … Beypazari ağzindan sözcükler
gığ — kurumuş oğlak ve keçi pisliği … Beypazari ağzindan sözcükler
tıkır tıkır — kurumuş olan zayıf olan … Beypazari ağzindan sözcükler
kurumak — nsz 1) Islaklığını, nemini yitirerek kuru duruma gelmek Çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu. H. E. Adıvar 2) Bitki, suyu çekilip cansız duruma gelmek 3) Akarsu, göl vb.nin suyu kalmamak Kurumuş … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalı süpürgesi — is. Kurumuş bitki saplarından yapılan bir tür süpürge Elinde bir çalı süpürgesi ile ortaya fırladı. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çirişçi çanağı — is. 1) Çiriş hazırlamakta kullanılan derin kap 2) sf., mec. Acı ve kurumuş, zehir gibi Dün akşam fazla kaçırdım, ağzım çirişçi çanağı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
et — is. 1) İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf. 2) Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi Bu, kurumuş pastırma renginde bir et parçası idi. H. Taner 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilham — is., Ar. ilhām 1) Esin Kendimden ilhamı kurumuş bir sanatçı olarak bahsetmiştim. H. E. Adıvar 2) din b. Tanrı nın, peygamberlerin yüreğine doldurduğu tanrısal âleme özgü duygu ve düşünceler Birleşik Sözler ilham kaynağı ilham perisi Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kör kuyu — is. Suyu kurumuş, su çıkmayan, susuz kuyu … Çağatay Osmanlı Sözlük