-
21 구하다
kurtarmak -
22 xilas etmək
kurtarmak -
23 spasit
kurtarmak -
24 zachránit
kurtarmak -
25 zachraňovat
kurtarmak -
26 zbavit
kurtarmak -
27 избавлять
kurtarmak* * *несов.; сов. - изба́витьизбавля́ть кого-л. от опа́сности — tehlikeden kurtarmak
-
28 вызволять
-
29 высвобождать
kurtarmak; serbest bırakmak* * *несов.; сов. - вы́свободить1) kurtarmakон не суме́л вы́свободить но́гу из стре́мени — ayağını üzengiden kurtaramadı
2) (средства, людей) serbest kılmak -
30 bring through
kurtarmak, hayatını kurtarmak, ayıltmak, kendine getirmek* * *1. koru 2. yetiştir -
31 απολυτρώνω
kurtarmak, esaretten kurtarmak -
32 pull through
kurtarmak, yardım etmek, toparlamasını sağlamak, iyileştirmek, atlatmak, içinden çıkmak, kurtulmak, iyileşmek, yakayı sıyırmak* * *iyileştir* * *(to (help to) survive an illness etc: He is very ill, but he'll pull through; The expert medical treatment pulled him through.) iyileşmek, atlatmak -
33 απελευθερώνω
kurtarmak, serbest bırakmak -
34 σώζω
kurtarmak, korumak -
35 befreien
kurtarmakserbest bırakmak -
36 sanieren
kurtarmak (bir hastalıktan) -
37 help out
kurtarmak; zor günde destek olmak, kara gün dostu olmak -
38 rescue
kurtarmak; kurtarma, kurtulma, kurtulus -
39 save
kurtarmak; (para) biriktirmek, artirmak; korumak, saklamak, idareli kullanmak, kazanmak; saklamak, ayirmak; korumak, -den baska, hariç -
40 osvobodit
kurtarmak; salıvermek
См. также в других словарях:
kurtarmak — i 1) Bir canlıyı bir felaketten, tehlikeden veya zor durumdan uzaklaştırmak Şu durup dururken şimşek gibi çakan ağrılardan kurtarsınlar, servetimin yarısını anamın ak sütü gibi vereyim. R. N. Güntekin 2) Kurtulmasını sağlamak 3) Uzaklaştırmak 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zevahiri kurtarmak — görünüşü kurtarmak Öyle yapmakla beraber zevahiri kurtarıyor, konuşuyor, gülüşüyordum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
görünüşü kurtarmak — bir işi gereği gibi değil, yapılıyor dedirtmek için üstünkörü yapmak, zevahiri kurtarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pöstekiyi kurtarmak — hoş olmayan bir durumdan kurtulmak Aman, bir karı ki görme... Maymun mu maymun, biçimsiz mi biçimsiz, pis mi pis... Ne yaparsın... Pöstekiyi kurtarmak lazım. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
paçayı kurtarmak — kendini bir dertten, tehlikeden veya zor durumdan kurtarmak Varımızı yoğumuzu teknenin oturmamış tarafına aktararak paçayı kurtardık. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
günü kurtarmak — günün ağır koşullarını ve engellerini bir biçimde atlatmak Gelecek insanın mutluluğu için günümüzü kurtarmak hangi babayiğidin harcıdır? M. C. Anday … Çağatay Osmanlı Sözlük
vaziyeti kurtarmak — herhangi bir güç durumdan sıyrılmak Karısı ve arkadaşı da bir müddet sustular, galiba bir şeyler düşündüler. Vaziyeti yine genç diplomat kurtardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
hamamın namusunu kurtarmak — görünüşünü kurtarmaya yönelen birtakım yetersiz çarelere başvurarak kötü bilinen bir yere onur kazandırmaya çalışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
postu kurtarmak — öldürülmek tehlikesini atlatmak Binlerce kişiden ancak birkaç kişi postunu kurtarabildi. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakayı kurtarmak (veya sıyırmak) — bir işten kurtulmak Pek sıkboğaz ederlerse bakalım bir sırasını düşürebilirsek yolunda bir yalanla yakamızı kurtarırız. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını kurtarmak — 1) canını korumak 2) geçimini sağlayacak bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük