Перевод: со всех языков на английский

с английского на все языки

kurban+olmak

  • 1 kurban olmak

    to be a victim

    İngilizce Sözlük Türkçe > kurban olmak

  • 2 kurban

    1. sacrificial animal, sacrifice. 2. the Feast of the Sacrifice, the Greater Bairam. 3. victim (of an accident or disaster). 4. martyr. 5. colloq. Hey!/Hello mate! - bayramı the Feast of the Sacrifice, the Greater Bairam. - eti meat from an animal that has been ritually sacrificed. - etmek /ı, a/ to sacrifice (to). - gitmek /a/ to become an innocent victim (of), fall a prey to. - kesmek to kill an animal as a sacrifice. - olayım! colloq. 1. She´s/It´s so wonderful I feel like dying for her/it. 2. I beg you!/Please! - olmak /a/ 1. to sacrifice oneself for, give one´s life for. 2. to be a victim (of). - payı meat given to the poor from a sacrifice. - vermek to lose some people (through violent or unexpected death).

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > kurban

  • 3 kul

    1. slave. 2. mortal, human being, man (in relation to God). - köle/kurban olmak /a/ to serve (someone) with utter faithfulness and obedience. - kusursuz/hatasız olmaz. proverb Nobody´s perfect./To err is human. - sıkılmayınca/bunalmayınca Hızır yetişmez. proverb It´s only when a man´s problems become serious that he finds (or is granted) a solution to them. - taksimi equal division and distribution. - yapısı man-made.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > kul

  • 4 can

    "1. soul. 2. life. 3. person, individual. 4. energy, zeal, vigor; vitality, strength. 5. dervish orders brother, friend; disciple. 6. dear, lovable. -ım 1. darling, honey, my dear. 2. my dear fellow; my dear lady (often used in reproach or objection). 3. precious, lovely. -ı acımak to feel pain. -ına acımamak to live without thinking of one´s own comfort. - acısı acute pain. -ını acıtmak /ın/ to cause (someone) acute pain. -ı ağzına gelmek to be frightened to death. - alacak nokta/yer the crucial point. - alıp can vermek to be in agony; to be in great distress. -ını almak /ın/ to kill. - arkadaşı close companion, intimate friend. - atmak /a/ to desire strongly, want badly. -ını bağışlamak /ın/ to spare (someone´s) life. - baş üstüne! I´ll do it gladly!/Gladly! -la başla çalışmak to put one´s heart into a job, work with determination and enthusiasm. - benim canım, çıksın elin canı. colloq. I´ll look out for number one. - beslemek to feed oneself well. -ından bezmek/bıkmak/usanmak to be tired of living. - boğazdan gelir/geçer. proverb One cannot live without food. - borcunu ödemek to die. -ı burnuna gelmek 1. to be overwhelmed with trouble. 2. to be fed up. -ı burnunda olmak to be worn out, be exhausted. - cana, baş başa everyone for himself. -a can katmak to delight greatly, increase one´s pleasure. -ı cehenneme! To hell with him! -ını cehenneme göndermek /ın/ colloq. to kill. -ım ciğerim my darling. - çabası the struggle to support oneself. -ı çekilmek to feel exhausted. - çekişmek to be dying in agony. -ı/gönlü çekmek /ı/ to long (for). -ını çıkarmak /ın/ 1. to wear out, tire. 2. to wear (something) out. -ı çıkasıca/çıksın! May the devil take him! -ı çıkmak 1. to die. 2. to get very tired. 3. to get worn out. - çıkmayınca/çıkmadıkça/çıkar huy çıkmaz. proverb People never change. - damarı vital point, most sensitive spot. - damarına basmak /ın/ to touch on the most sensitive spot of (someone, something). -ını (bir yere) dar atmak just barely to make it to (a safe place). - dayanmamak /a/ to be intolerable. -ına değmek /ın/ 1. to please greatly. 2. to cause joy to the spirit (of a deceased person). - derdine düşmek to struggle for one´s life. “-ım” dese “canın çıksın” diyor sanmak to hear “darling” and understand “damn you.” - direği sound post (of a violin). -ını dişine takmak to make a great effort, put one´s back into it, go all out, give it one´s all. - dostu dear friend. -ına düşkün (one) who takes good care of himself. - düşmanı mortal enemy. - evi 1. the upper part of the belly. 2. heart. 3. the vital spot. - evinden vurmak /ı/ to attack (a person) where he is most sensitive and vulnerable. -ına ezan okumak /ın/ slang to kill, destroy. - feda! Wonderful!/Superb! -dan geçmek to give up the ghost. -ına geçmek/ işlemek/kâr etmek /ın/ to touch (someone) to the quick. - gelmek /a/ to be refreshed, revive. -ı gelip gitmek to have fainting spells. -ı gitmek to worry about the safety and well-being of someone or something. - halatı naut. life line. - havliyle in a desperate attempt to save one´s life. -ımın içi my darling. -ının içine sokacağı gelmek /ı/ to feel a strong wave of love (for). -ı ile oynamak to do dangerous things. -ı istemek /ı/ to desire. -ın isterse. If you like./I don´t care. - kalmamak /da/ to have all the life drained out (of). -a kasıt law intent to murder. -ına kastetmek /ın/ to plot against (someone´s) life. - kaygısına düşmek to fight for one´s life. -ına kıymak 1. /ın/ to kill without pity. 2. to commit suicide. 3. to wear oneself out. - korkusu fear of death. - kulağı ile dinlemek to be all ears; /ı/ to listen intently (to). - kurban! colloq. How wonderful! -ını kurtarmak 1. to save one´s life. 2. /ın/ to save (someone´s) life. - kurtaran yok mu! Help!/Save me! -ına/-ıma minnet! colloq. What more could one want!/So much the better! -ına okumak /ın/ 1. to harass. 2. to destroy, ruin. - pahasına at the risk of one´s life, a

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > can

См. также в других словарях:

  • kurban olmak — bir kimse veya bir şey için kendini feda etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurban — is., din b., Ar. ḳurbān 1) Dinin buyruğunu veya bir adağı yerine getirmek için kesilen hayvan Yarım okka et, onun elinde bir kurban kadar bereketli. Y. Z. Ortaç 2) ünl., hlk. İçtenliği belirten bir seslenme sözü Kurban! Nerede kaldın? 3) mec. Bir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • münkir olmak — kabul etmemek, inkâr etmek Kurban kılayım bu canı aşka münkir olmayayım / Aşktır bu derdin dermanı aşk yolunda verem canı Yunus Emre …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • komplo kurbanı olmak — komploya kurban gitmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • araya gitmek — harcanmak, kaybolmak, karışıklığa kurban olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Türkische Sprache — Türkisch (Türkçe) Gesprochen in Türkei, Zypern, Bulgarien, Griechenland, Mazedonien, Rumänien, Kosovo, außerdem unter türkischen Migranten in Westeuropa, Nordamerika und Australien Sprecher Geschätzte 6 …   Deutsch Wikipedia

  • vacip — sf., bi, din b., Ar. vācib 1) Müslümanlıkça yapılması gerekli olan Kurban Bayramı nda her zenginin kurban kesmesi vaciptir. B. Felek 2) esk. Yapılması gerekli olan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller vacip olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MÜNA — (Minâ) Arzular. * Birinin yerine kaim i makam olmak, birinin yerine geçmek. * Suya giden yol. * Mekke i Mükerreme de hacıların kurban bayramında kurban kestikleri ve şeytan taşladıkları mukaddes yer …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Türkei-Türkisch — Türkisch (Türkçe) Gesprochen in Türkei, Zypern, Balkan, Aserbaidschan, Iran, Irak, außerdem unter türkischen Migranten in den EU Staaten, in Nordamerika sowie Australien Sprecher 80 Millionen …   Deutsch Wikipedia

  • Türkeitürkisch — Türkisch (Türkçe) Gesprochen in Türkei, Zypern, Balkan, Aserbaidschan, Iran, Irak, außerdem unter türkischen Migranten in den EU Staaten, in Nordamerika sowie Australien Sprecher 80 Millionen …   Deutsch Wikipedia

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»