Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

kunduracı

См. также в других словарях:

  • kunduracı — is. Kundura yapan veya satan kimse Bir gün ana oğul kunduracının önünden geçiyorlardı. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • biz — 1. zm. 1) Çokluk birinci kişiyi gösteren söz Biz, Türkler, bütün tarihî hayatımızca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz! Atatürk 2) Bazen teklik birinci kişi zamiri ben yerine kullanılan bir söz Biz kendisini aldığımız zaman vücudu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • falçata — is., İt. falcetto Eğri kunduracı bıçağı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalfa — is., Ar. ḫalīfe 1) Aşaması çırakla usta arasında bulunan zanaatçı Beyoğlu nda Caddeikebir de kunduracı kalfası olarak hayata girdi. H. E. Adıvar 2) Mimar yardımcısı 3) esk. Saraylarda ve büyük konaklarda halayıkların başında bulunan kadın 4) esk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısacası — zf. Kısa söylemek gerekirse, sözün kısası, elhasıl, velhasıl, velhasılıkelam, hülasa Bir kimse, doktor, avukat, yargıç, kunduracı, kısacası ne iş görürse görsün, gerekli sanat eğitiminden yoksunsa gördüğü işin önemini kavrayamaz. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örs — is. 1) Biçimleri yapılacak işe göre değişen, üzerinde maden dövülen, çelik yüzeyli, demir araç Demir yalım gibi kızarmıştı. Küçücük örsünün üstüne koydu, dövmeye başladı. Y. Kemal 2) Üzerine çivi çakılacak ayakkabı geçirilen kunduracı aracı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başmakçı — kavvaf, pabuşçu, kunduracı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ESKEF — (C: Esâkif) Kunduracı, eskici …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ÜSKUB — Sıra ile dikilmiş olan ağaçlar. * Kunduracı. * Dökülmüş olan, akan su. * Demirci …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»