Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

kulaklarını+dikmek

  • 1 prick up

    dikmek, kulaklarını dikmek

    English-Turkish dictionary > prick up

  • 2 prick up

    dikmek, kulaklarını dikmek

    English-Turkish dictionary > prick up

  • 3 prick up one's ears

    kulaklarını dikmek, kulak kabartmak, kulak kesilmek

    English-Turkish dictionary > prick up one's ears

  • 4 prick up one's ears

    kulaklarını dikmek, kulak kabartmak, kulak kesilmek

    English-Turkish dictionary > prick up one's ears

  • 5 prick up one's ears

    kulaklarini dikmek, kulak kabartmak

    English to Turkish dictionary > prick up one's ears

  • 6 Ohr

    Ohr <-(e) s, -en> [o:ɐ] nt
    kulak;
    die \Ohren spitzen kulak kabartmak; ( Tier) kulaklarını dikmek;
    jdm sein \Ohr leihen birine kulak vermek;
    es ist mir zu \Ohren gekommen, dass...... kulağıma geldi [o çalındı];
    mir dröhnen/sausen die \Ohren kulaklarım uğulduyor;
    ganz \Ohr sein kulak kesilmek;
    ich bin ganz \Ohr kulağım sende [o sizde];
    mit halbem \Ohr zuhören yarım yamalak dinlemek;
    sich dat die \Ohren zuhalten kulaklarını tıkamak;
    ihm die \Ohren klingen ( fig) kulağı çınlamak;
    etw noch im \Ohr haben bir şey hâlâ kulağında olmak, bir şeyi duymuş olmak;
    lange \Ohren machen ( fig) o ( fam) kulak vermek;
    jdm die \Ohren lang ziehen ( fig) o ( fam) birinin kulağını çekmek;
    seinen \Ohren nicht trauen ( fam) kulağına inanmamak, kulaklarına inanamamak;
    jdn übers \Ohr hauen ( fig) o ( fam) birine kazık atmak, birini kazıklamak;
    schreib dir das hinter die \Ohren! ( fam) bu sözümü kulağına küpe et!;
    etw geht zum einen \Ohr rein, zum anderen wieder hinaus ( fig) o ( fam) bir şey bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak;
    viel um die \Ohren haben ( fam) işi başından aşkın olmak;
    bis über beide \Ohren verliebt sein ( fig) o ( fam) sırılsıklam âşık olmak, körkütük âşık olmak;
    die Situation/die Arbeit wächst mir über die \Ohren ( fig) durumla/işle başa çıkamıyorum artık;
    sich aufs \Ohr legen ( fig) o ( fam) kafayı vurmak;
    von einem \Ohr zum anderen strahlen ( fam) ağzı kulaklarına varmak;
    es faustdick hinter den \Ohren haben ( fig) o ( fam) anasının gözü olmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Ohr

  • 7 настораживаться

    несов.; сов. - насторожи́ться
    kulak kesilmek; kuşkulanmak; kulaklarını dikmek ( о животном)

    Русско-турецкий словарь > настораживаться

  • 8 stellen

    stellen ['ʃtɛlən]
    I vt
    1) (hin\stellen) koymak ( auf -e); (auf\stellen) dik koymak ( auf -e), dikmek; (hinein\stellen) koymak (in -e), yerleştirmek (in -e);
    Bedingungen \stellen şartlar koymak [o koşmak];
    der Hund stellt die Ohren köpek kulaklarını dikti;
    etw an die Wand \stellen bir şeyi duvara dayamak;
    dieses Foto wirkt gestellt bu fotoğraf poz verilip çekilmiş gibi
    2) ( regulieren) ayarlamak;
    stell das Radio leiser/lauter radyonun sesini kıs/aç;
    die Uhr \stellen saati ayarlamak;
    etw ruhig \stellen med ( Arm, Bein) bir şeyi hareket ettirmemek
    3) (bereit\stellen) etmek, bulundurmak
    4) ( Verbrecher) tutmak
    5) ( Frage) sormak; ( Aufgabe) vermek;
    jdn zur Rede \stellen birini hesaba çekmek, birinden hesap sormak;
    einen Antrag auf etw \stellen bir şey için istemde bulunmak;
    eine Sache über eine andere \stellen bir şeyi diğer bir şeyin üzerine koymak;
    jdn vor Gericht \stellen birini mahkemeye vermek;
    etw in Frage \stellen bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek;
    etw in Rechnung \stellen bir şeyi hesaba yazmak;
    etw in Abrede \stellen bir şeyi yadsımak [o inkâr etmek];
    etw unter Quarantäne \stellen bir şeyi karantinaya almak;
    auf sich selbst gestellt sein kendi başının çaresine bakmak;
    jds Geduld auf die Probe \stellen birinin sabrını tüketmek;
    hohe Anforderungen an jdn \stellen bir kimseden çok şey istemek;
    eine These in den Raum \stellen bir tezi ortaya atmak
    II vr
    sich \stellen
    1) (sich hin\stellen) dikilmek;
    sich auf die Hinterpfoten \stellen arka ayakları üzerine kalkmak;
    sich auf Zehenspitzen \stellen ayak parmaklarının ucuna basarak dikilmek
    sich taub/unwissend \stellen duymazlıktan/bilmezlikten gelmek;
    sich dumm \stellen aptallığa vurmak
    3) ( der Polizei) teslim olmak
    sich etw dat \stellen bir şeye göğüs germek
    5) ( Frage) sormak; ( Aufgabe) vermek
    sich gegen etw \stellen bir şeye karşı pozisyon almak;
    sich hinter jdn \stellen birine arka çıkmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > stellen

См. также в других словарях:

  • kulaklarını dikmek — hayvan dikkat kesilmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»