-
1 kulağına küpe olmak
колакка киртү -
2 kulağına küpe olmak
to be a lesson to -
3 колакка киртү
kulağına küpe olmak -
4 kulağı delik
1) ра́ньше всех узнаю́щий о новостя́хkulaklarını dikmek — навостри́ть у́ши, насторожи́ться ( о животном)
kulağını doldurmak — втолко́вывать что кому; вразумля́ть, поуча́ть кого
kulakları dolmak — наслы́шаться о ком-чём, уста́ть слу́шать одно́ и то́ же;
kulağına gelmek — донести́сь до чьего-л. слу́ха;
2) быть услы́шанным кра́ем у́хаkulağına girmek — прислу́шаться, внять, намота́ть на ус
kulak kabartmak — навостри́ть у́ши; прислу́шиваться
kulaklarına kadar kızarmak — покрасне́ть до корне́й воло́с;
kulağına kar suyu kaçmak — очути́ться в тру́дном положе́нии
kulak kesilmek — преврати́ться в слух
kulağı kirişte — у́шки на маку́шке
kulağı kirişte olmak — держа́ть у́хо во́стро
kulağına koymak — внуша́ть, наставля́ть, поуча́ть
kulağına küpe olmak — заруби́ть себе́ на носу́, твёрдо усво́ить
kulağı okşamak — ласка́ть слух
kulakları paslanmak — дли́тельное вре́мя не слы́шать му́зыки
kulağına söylemek / fısıldamak — говори́ть на́ ухо, шепта́ть
kulaklarını tıkamak — заткну́ть у́ши, не жела́ть слу́шать
kulak tırmalamak — ре́зать слух
kulak tutmak — навостри́ть у́ши, прислу́шиваться
kulak uğultusu — шум в уша́х
kulak vermek — вслу́шиваться, прислу́шиваться
kulak yırtıcı ses — душераздира́ющий крик
-
5 kulak
kulak <- ğı> Ohr n; Gehör n; Kieme f des Fisches; MUS Instrument Wirbel m; Griff m; Streichbrett n am Pfluge;-e kulak asmamak nicht hinhören;buna dair kulak dolgunluğum var das weiß ich vom Hörensagen;kulaktan dolma Gerücht n; vom Hörensagen bekannt;kulak kabartmak seine Ohren spitzen;kulak kesilmek die Ohren aufsperren, die Ohren spitzen;kulak misafiri olmak zufällig mithören;-e kulak vermek zuhören D; Beachtung schenken D; hören (auf A);-in kulağı çınlasın fig ihm werden die Ohren klingen;kulağı kirişte olmak genau aufpassen, auf der Hut sein;kulağı okşamak gut klingen;kulağına küpe olmak fig sich (D) etwas hinter die Ohren schreiben -
6 μαθήματα
ders almak, kulağına küpe olmak' -
7 Ohr
Ohr <-(e) s, -en> [o:ɐ] ntkulak;die \Ohren spitzen kulak kabartmak; ( Tier) kulaklarını dikmek;jdm sein \Ohr leihen birine kulak vermek;es ist mir zu \Ohren gekommen, dass...... kulağıma geldi [o çalındı];mir dröhnen/sausen die \Ohren kulaklarım uğulduyor;ganz \Ohr sein kulak kesilmek;ich bin ganz \Ohr kulağım sende [o sizde];mit halbem \Ohr zuhören yarım yamalak dinlemek;ihm die \Ohren klingen ( fig) kulağı çınlamak;etw noch im \Ohr haben bir şey hâlâ kulağında olmak, bir şeyi duymuş olmak;seinen \Ohren nicht trauen ( fam) kulağına inanmamak, kulaklarına inanamamak;schreib dir das hinter die \Ohren! ( fam) bu sözümü kulağına küpe et!;etw geht zum einen \Ohr rein, zum anderen wieder hinaus ( fig) o ( fam) bir şey bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak;viel um die \Ohren haben ( fam) işi başından aşkın olmak;die Situation/die Arbeit wächst mir über die \Ohren ( fig) durumla/işle başa çıkamıyorum artık;von einem \Ohr zum anderen strahlen ( fam) ağzı kulaklarına varmak; -
8 kulak
1) Ohr nt\kulak kabartmak aufhorchen, die Ohren spitzen\kulak kesilmek ganz Ohr sein\kulak vermek lange Ohren machenbirine \kulak vermek jdm sein Ohr leihenkulağına inanmamak ( fam) seinen Ohren nicht trauen\kulaklarını tıkamak sich die Ohren zuhaltenağzı \kulaklarına varmak ( fam) von einem Ohr zum anderen strahlenbu sözümü kulağına küpe et! ( fam) schreib dir das hinter die Ohren!bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak ( fig) o ( fam) zum einen Ohr herein-, zum anderen wieder hinausgehenbir kimseye/şeye göz \kulak olmak auf jdn/etw aufpassen, auf jdn/etw achtenkepçe \kulak abstehende Ohren\kulak asmak hinhören\kulakla algılamak mit dem Gehör wahrnehmenkulağa hoş/komik gelmek angenehm/komisch klingenbir şey kulağına çalınmak von etw läuten hören
См. также в других словарях:
kulağına küpe olmak (veya etmek) — başa gelen bir durumdan alınan dersi unutmamak Bu sözümü kulağına küpe et kızım! R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük