Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

kucak

  • 1 охапка

    ж
    kucak (-ğı)

    оха́пка дров — bir kucak odun

    Русско-турецкий словарь > охапка

  • 2 куча

    yığın
    * * *
    ж
    1) yığın; küme

    ку́ча соло́мы — saman yığını

    2) разг. bir yığın

    це́лая ку́ча книг — bir yığın kitap

    у меня́ ку́ча дел — yığınla işim var

    на э́то ушла́ ку́ча де́нег — buna kucak / etek dolusu para gitti

    у него́ была́ ку́ча новосте́й — bir yığın havadisi vardı

    Русско-турецкий словарь > куча

  • 3 объятие

    с
    kucak (-ğı)

    заключи́ть кого-л. в свои́ объя́тия — kucağına almak; kucaklamak; bağrına basmak

    ••

    встре́тить кого-л. с распростёртыми объя́тиями — birine kollarını açmak

    бро́ситься кому-л. в объя́тия — kendini birinin kollarının arasına atmak

    бро́сить / толкну́ть кого-л. в объя́тия сме́рти — ölüm kucağına atmak

    Русско-турецкий словарь > объятие

См. также в других словарях:

  • kučak — kúčak m <G čka, N mn čci, G kȗčākā> DEFINICIJA mužjak kuje, kučke ETIMOLOGIJA vidi kuja …   Hrvatski jezični portal

  • kuçak — kucak I, 382bkz: kuçam …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kucak — is., ğı 1) Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık. S. M. Alus 2) sf. Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan 3) mec. Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç Oralar her… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak kucak — sf. 1) Bol bol İşte kucak kucak çiçek, işte sepet sepet meyve! R. H. Karay 2) Kucaklanabilecek miktarda olan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak kucağa — zf. 1) Birbirine sarılmış veya birbirine yüz yüze sokulmuş bir durumda Topla sürülen karışık topraklar, kucak kucağa kanları içinde yatan savaşçılar. H. E. Adıvar 2) İç içe, yan yana, beraberce Şiirle dua, felsefe ile din, inkârla iman kucak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak (veya kucağını) açmak — 1) (birine) korumak Paris teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı. R. N. Güntekin 2) (birine) sığınacak yer vermek Her çalışmak isteyene kucak açmışlardı. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak — (koçak) ağoş; koç adam, cesur, koca …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak çocuğu — is. Yürüyemeyen, kucakta gezdirilen çocuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucak dolusu — sf. Pek çok, pek bol …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gucak — kucak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • kuçam — kucak I, 398bkz: kuçak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»