-
1 снимать копию
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > снимать копию
-
2 kopiëren
kopya çekmek [-er] v -
3 spieken
kopya çekmek [-er] v -
4 kopieren
kopya etmekkopya çekmektaklit etmek -
5 copy
kopya, suret; gazete, vb.'nin bir tek sayisi, sayi, nüsha,kopyasini yapmak, kopyasini çikarmak; örnek almak, taklit etmek; kopya çekmek -
6 abschreiben
kopya çekmeksuretini çıkarmak -
7 списывать
несов.; сов. - списа́ть1) çekmekстихи́ он списа́л из журна́ла — şiiri bir dergiden (kağıda) çekmişti
2) kopyasını çıkarmak / yapmakсписа́ть ко́пию с карти́ны — tablonun kopyasını çıkarmak
3) kopya çekmek / yapmakспи́сывать на экза́менах — sınavlarda kopya çekmek
дава́ть спи́сывать — kopya vermek
э́тот портре́т спи́сан с одного́ рыбака́ — bu portrenin modeli bir balıkçıydı
э́ти сто рубле́й спи́саны — bu yüz ruble zarar hanesine geçirildi
-
8 copy
n. kopya, nüsha, suret, örnek, poz, metin, senet————————v. kopya etmek, çoğaltmak, kopyasını çıkarmak, örnek almak, kopya çekmek, taklit etmek, kopyası çıkarılabilmek* * *1. kopyala (v.) 2. kopya (n.)* * *['kopi] 1. plural - copies; noun1) (an imitation or reproduction: That dress is a copy of one I saw at a Paris fashion show; He made eight copies of the pamphlet on the photocopier.) kopya, suret2) (a single book, newspaper etc: Can I have six copies of this dictionary, please?) sayı, nüsha, kopya3) (written or typed material for publishing: He writes copy for advertisements.) metin2. verb(to make an imitation or reproduction of (something): Copy the way I speak; Copy this passage into your notebook.) kopya etmek; taklit etmek- copier- copyright -
9 crib
n. beşik, bebek yatağı, çocuk yatağı; yemlik; ahır, kulübe, ev; kopya; aşırma————————v. ahıra tıkmak, ahırı yemlikle donatmak; kopya çekmek; aşırmak; çalmak* * *1. kopya çek (v.) 2. hayvan yemliği (n.)* * *[krib] 1. noun1) (a cradle.) beşik2) ((American) a child's cot.) çocuk karyolası3) (a translation used when studying a text in a foreign language.) hazır çeviri4) (a manger.) yemlik2. verb(to copy: She cribbed the answer from her friend's work.) aşırmak, kopya etmek -
10 abgucken
ab|guckenI vi (sl) kopya çekmek;bei jdm \abgucken birinden kopya çekmeketw bei jdm \abgucken bir şeyi birinden bakarak öğrenmek -
11 abschreiben
ab|schreibenI vt2) wirtsch aşınma payı olarak ayırmak [o hesaptan düşmek], amorti etmek4) jdn \abschreiben ( fig) birini defterden silmek, birini gözden gönülden çıkarmak;das können wir \abschreiben! ( fam) bunu aklımızdan çıkarabiliriz!;sich die Finger \abschreiben ( fig) yazmaktan parmakları kopmak, yaza yaza bir hâl olmak -
12 spicken
spicken ['ʃpıkən]I vteine gespickte Brieftasche para dolu bir cüzdanbei [o von] jdm \spicken birinden kopya çekmek -
13 copier
v t1 reproduire kopyalamak◊copier un texte / un tableau — bir metni kopyalamak
2 tricher kopya çekmek -
14 подсматривать
несов.; сов. - подсмотре́тьgözetlemek, dikizlemek; kopya çekmek (на экзаменах и т. п.) -
15 abschauen
ab|schauenbei jdm \abschauen birinden kopya çekmeketw von jdm \abschauen bir şeyi birinden bakarak öğrenmek -
16 schummeln
schummeln ['ʃʊməln] -
17 Spickzettel
-
18 spicken
-
19 cheat
aldatmak, kaziklamak, dolandirmak; kandirmak, aldatmak; hile yapmak; (sinavda) kopya çekmek; atlatmak, kaçinmak, kurtulmak; (karisini, kocasini) aldatmak, dolandirici, dalavereci, hileci, kazikçi; hile, aldatma, dolandiricilik, dalavere, kazik, dolap -
20 crib
çocuk karyolasi; hayvan yemligi; maden tünelinde destek kalaslari, kopya çekmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
kopya çekmek — genellikle yazılı sınavlarda soruları cevaplamak için bir kaynağa gizlice bakmak En bildiği derste bile kopya çeker, çekmezse hasta olur, deliye döner. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kopya — is., İt. copia 1) Bir sanat eserinin veya yazılı bir metnin taklidi, asıl karşıtı Edebiyatımız iptidai, resmimiz basit, felsefemiz kopya, okuma yazma bilmek bir irfan sayılıyor. P. Safa 2) Suret çıkarma işi 3) Bir sınavda soruları cevaplamak için … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalem — is., Ar. ḳalem 1) Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir. F. R. Atay 2) Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör … Çağatay Osmanlı Sözlük