Перевод: с английского на турецкий

с турецкого на английский

komplike

  • 1 complicated

    adj. karışık, karmaşık, anlaşılması zor; dallı budaklı (Argo), çapraşık, komplike, anlaşılmaz, çetrefilli
    * * *
    1. güçleştir (v.) 2. karmaşıklaştır (v.) 3. karmaşık (adj.)
    * * *
    adjective ((negative uncomplicated) difficult to understand: complicated instructions.) zor, komplike

    English-Turkish dictionary > complicated

  • 2 complex

    adj. kompleks, bileşik, karmaşık, karışık, komplike
    ————————
    n. kompleks; bileşik şey; karışık şey; blok, site
    * * *
    1. karmaşık 2. kompleks
    * * *
    1. ['kompleks, ]( American[) kəm'pleks] adjective
    1) (composed of many parts: a complex piece of machinery.) kompleks, karmaşık
    2) (complicated or difficult: a complex problem.) kompleks, anlaşılması güç
    2. ['kompleks] noun
    1) (something made up of many different pieces: The leisure complex will include a swimming-pool, tennis courts, a library etc.) site, tesisler
    2) ((often used loosely) an abnormal mental state caused by experiences in one's past which affect one's behaviour: She has a complex about her weight; inferiority complex.) kompleks, duygu karmaşası

    English-Turkish dictionary > complex

  • 3 sophisticated

    adj. sofistike, bilgili, içerikli, bilge, entellektüel, kültürlü, tecrübeli, çok yönlü, gelişmiş, ileri, komplike, kaşarlanmış, pişkin, çokbilmiş, yapmacık, düşünceli
    * * *
    karmaşık
    * * *
    [sə'fistikeitid]
    1) ((of a person) having a great deal of experience and worldly wisdom, knowledge of how to dress elegantly etc: a sophisticated young man; She has become very sophisticated since she went to live in London.) deneyimli, hayat tecrübeli, kültürlü
    2) (suitable for, or typical of, sophisticated people: The joke was too sophisticated for the child to understand; sophisticated clothes/hairstyles.) kibar, zevkli,
    3) ((of machines, processes etc) highly-developed, elaborate and produced with a high degree of skill and knowledge: sophisticated photographic techniques.) yüksek teknoloji ürünü

    English-Turkish dictionary > sophisticated

  • 4 confusing

    adj. karıştıran, şaşırtan, kafa karıştırıcı, şaşırtıcı, komplike
    ————————
    n. şaşırtma
    * * *
    1. şaşırtıcı (n.) 2. karıştır (v.) 3. karıştırarak (prep.)

    English-Turkish dictionary > confusing

  • 5 complicated

    karisik, komplike; zor

    English to Turkish dictionary > complicated

  • 6 sophisticated

    karmasik, gelismis, komplike; kasarlanmis, piskin, bilgiç, görmüs geçirmis, kültürlü

    English to Turkish dictionary > sophisticated

См. также в других словарях:

  • komplike — sf., Fr. compliqué Karmaşık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karmaşık — sf., ğı 1) İçinde aynı cinsten birçok öge bulunan, birbirine az çok aykırı birçok şeyden oluşan, mudil Karmaşık bir sorun. Karmaşık bir düşünce. 2) kim. Çözeltide kendisini oluşturan parçalara iki yönlü olarak ayrışan (iyon veya birleşik),… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»