-
1 wessen
kimin -
2 wessen
wessen ['vɛsən]I pron\wessen Auto ist das? kimin otomobili bu?\wessen wird sie beschuldigt? neden suçlanıyor?II pron;\wessen Schuld es ist, ( der) soll es gestehen suç [o kabahat] kiminse söylesin -
3 wessen
wessen adv wer? kimin; neyin;wessen beschuldigt man ihn? neyle suçlanıyor? -
4 zeigen
zeigen <h>1. v/t göstermek2. v/r: sich zeigen görünmek, gözükmek;sich von seiner besten Seite zeigen iyi bir izlenim bırakmaya çalışmak4. v/unp: es wird sich zeigen, wer recht hat kimin haklı olduğu (daha) belli olacak -
5 denken
denken <denkt, dachte, gedacht> ['dɛŋkən]I vi1) ( überlegen) düşünmek (an -) (über/von -);laut \denken ( fam) içinden konuşmak;das gibt mir zu \denken bu beni düşündürüyor;solange ich \denken kann bildim bileli;ich denke nicht daran, das zu tun! bunu yapmayı düşünmüyorum!;ich darf gar nicht daran \denken onu hiç düşünmek [o aklıma getirmek] istemiyorum;wie denkst du darüber? sen buna [o bu işe] ne diyorsun?2) ( sich erinnern) düşünmek (an -), aklından geçirmek (an -);denk daran! hatırında tut!, unutma onu!, aklından çıkarma!;wenn ich so an früher denke eski günleri aklımdan geçirdiğim zaman3) ( annehmen)wer hätte das gedacht kim düşünürdü bunu, kimin aklına gelirdi bu;ich denke schon olabilir;denkste! ( fam) sen öyle zannet!4) ( wollen) istemek;ganz wie Sie \denken nasıl isterseniz!;wo \denken Sie hin! bir düşünsenize!was denkst du gerade? şu anda ne düşünüyorsun?;das hätte ich nicht von ihm gedacht! bunu ondan beklemezdim!, onun bunu yapacağını aklımdan geçirmezdim!;wie hast du dir das gedacht? bunu nasıl düşünüyorsun?;das kann ich mir \denken bunu düşünebiliyorum, bunu gözümün önüne getirebiliyorum;ich habe mir nichts Böses dabei gedacht onu yaparken hiçbir kötülük düşünmedim;für jdn/etw gedacht sein bir kimse/şey için düşünülmüş olmak -
6 liegen
liegen <liegt, lag, gelegen> ['li:gən]vi haben o sein1) ( Person) yatmak;hart/weich \liegen sert/yumuşak yerde yatmak;im Bett \liegen yatakta yatmak;auf dem Rücken/auf dem Bauch \liegen sırtüstü/yüzükoyun yatmak2) ( sich befinden) olmak, bulunmak;das Buch liegt auf dem Tisch kitap masanın üstünde;wo liegt München? Münih nerede?;an der Elbe \liegen Elbe üzerinde bulunmak;das Zimmer liegt nach Süden oda güneye bakıyor;das liegt auf dem Weg bu yolun üstündedir;es lag kein Schnee yerde kar yoktu;das Essen liegt mir schwer im Magen yemek mideme oturdu;die Preise \liegen zwischen 50 und 70 Euro fiyatlar 50 ile 70 euro civarında oynuyor;die Betonung liegt auf der letzten Silbe vurgu, son hecededir;das lag nicht in meiner Absicht bu benim niyetim değildi3) ( interessieren)Englisch liegt mir nicht İngilizce beni çekmiyor, İngilizce'den hoşlanmam;es liegt mir viel/nichts daran bunun benim için çok/hiç önemi var/yok;mir liegt nichts an dem Geld ben parasında değilim4) ( abhängen) bağlı olmak (an/bei -e/-e);die Entscheidung liegt bei euch karar sizin elinizdedir;an wem liegt das? bu kime bağlı(dır) ?, bu kimin elindedir?;woran liegt es? bu, nereden ileri geliyor?, bu, neye bağlı(dır) ?;an mir soll's nicht \liegen buna ben engel olmayayım;die Schuld liegt bei dir kabahat sende;so wie die Dinge \liegen... durum öyle gösteriyor ki... -
7 melden
melden ['mɛldən]I vtjdm etw \melden birine bir şeyi bildirmek;2) ( anzeigen) ihbar etmek, bildirmek;etw bei der Polizei \melden bir şeyi polise ihbar etmek3) ( ankündigen) bildirmek;wen darf ich \melden? kimin geldiğini bildireyim?II vrsich \melden1) (an\melden) kaydını yaptırmak, kendini kaydettirmek [o yazdırmak]2) ( sich zur Verfügung stellen) hazır olduğunu bildirmek; ( auf eine Anzeige) cevap vermek ( auf -e)er meldete sich zu Wort söz istedi4) ( von sich hören lassen)melde dich mal wieder ( bei mir) ara beni yine, görüşelim;er hat sich nie wieder ( bei uns) gemeldet (bizi) bir daha hiç arayıp sormadı, ondan bir daha ses seda çıkmadı5) ( am Telefon) cevap vermek;es meldet sich niemand kimse cevap vermiyor -
8 wem
wem [ve:m]mit \wem? kiminle?;von \wem? kimden?;bei \wem? kimde?, kimin yanında?;zu \wem? kime?ich habe vergessen, \wem ich das Buch gegeben habe kitabı kime verdiğimi unuttum -
9 wen
wen [ve:n]an \wen? kime?;für \wen? kimin için?;\wen meinst du? kimi kastediyorsun?ich weiß nicht, \wen du meinst kimi kastettiğini bilmiyorum -
10 ärztlich
a həkimə məxsus, tibi; unter \ärztlicher Aufsicht həkimin nəzarəti altında; in \ärztlicher Behandlung stehen / sein müalicə olunmaq -
11 Kastanie
f (11) bot. şabalıd; ◊ sich (D) von anderen die \Kastanien aus dem Feuer holen lassen özgə əli ilə ilan tutmaq; j-m / für j-n die \Kastanien aus dem Feuer holen kimin üçünsə özünü oda-közə vurmaq -
12 Verordnung
f (10) 1. əmr; qərar; 2. tib. göstəriş (həkimin) -
13 wes
pron köhnəlmiş; wessen, wer’in G’i kimi, hansını, kimin
См. также в других словарях:
kimin nesi? — kimin yakını anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırır — çıkar sağladığı kimsenin hoşuna gidecek biçimde davranan dönek ve dalkavuk kimseler için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
neyin nesi (kimin fesi) — 1) kimdir, nasıl bir kişidir? En iyisi, adam böyle böyle, evi kiraya istiyor, git, sor, soruştur, neyin nesi, kimin fesidir, derim. O. Kemal 2) ne idiği belirsiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez — Tanrı dilerse hiç tanınmayan, yoksul bir aile çocuğunu da üne, zenginliğe kavuşturur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
hancı sarhoş yolcu sarhoş — kimin ne yaptığı, ne ettiği belli değil anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
hangi peygambere kulluk edeceğini şaşırmak — kimin sözünü yerine getireceğini bilemeyerek şaşkınlık içinde kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ak koyun kara koyun geçit başında belli olur — kimin ne olduğu deney veya sınav sonunda anlaşılır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
MECHUL-ÜL AHVAL — Kimin nesi olduğu bilinmeyen kimse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MECHUL-ÜN NESEB — Kimin çocuğu olduğu bilinmeyen kişi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
faili meçhul — Kimin yaptığı belli olmayan veya bilinmeyen … Hukuk Sözlüğü
əl — is. 1. Qolun biləkdən dırnaqlara qədər olan hissəsi. Əli ilə tutmaq. Sağ əl. Əllərini yumaq. Əlini çiyninə qoymaq. Əli ilə sığallamaq. Əli ilə götürmək. İnsan işlərinin çoxunu əlləri ilə görür. – Tək əldən səs çıxmaz. (Ata. sözü). Əfsus ki,… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti