Перевод: с турецкого на русский

с русского на турецкий

keseden

  • 1 bol

    изоби́льный оби́льный
    * * *
    I
    1) широ́кий, свобо́дный, просто́рный (об одежде, обуви)
    2) оби́льный, изоби́льный

    bol bol — оби́льно, ще́дро, в изоби́лии

    bol bulamaç — оби́льно, с избы́тком, вдо́воль

    bol keseden — ще́дро, мно́го

    II -
    крюшо́н

    Türkçe-rusça sözlük > bol

  • 2 kese

    I
    п
    1) мешо́чек; су́мочка

    mühür kesesi — мешо́чек для [хране́ния] печа́ти

    tütün kesesi — кисе́т

    2) перен. кошелёк, карма́н

    kesenin ağzını açmak — а) транжи́рить де́ньги; б) раскоше́ливаться

    keseye dokunmak — бить по карма́ну

    keseye elvermemek — быть не по сре́дствам кому

    her keseye elverişli — [обще]досту́пный (о цене); ка́ждому по карма́ну

    3) ба́нная ва́режка (для растирания)

    - a kese sürmek — растира́ть ба́нной ва́режкой

    kesesine hiç bir şey girmemek — не име́ть никако́й по́льзы

    bol keseden — ще́дро, широко́

    II
    1.
    кра́ткий, кратча́йший
    2.
    (тж. kese yol) кратча́йший путь

    Büyük Türk-Rus Sözlük > kese

См. также в других словарях:

  • keseden yemek — herhangi bir üretim yapmadan, kâr elde etmeden, hazırda bulunan veya el altındaki varlığı harcamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bol keseden — zf. Bol bol, ölçüsüz biçimde Biz de bol keseden duygulanıverdik, o atmosfer içinde. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kese — 1. is., Far. kīse 1) Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba Boynundan bir kese çıkardı fakat içine bakmadan ani bir fikirle yüzü kızardı. H. E. Adıvar 2) sf. Bu küçük torba miktarında olan Üç kese tütün.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bol — 1. is., lü, Fr. bol Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki 2. sf. 1) İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm. P …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hediye etmek — armağan olarak vermek Başında kâhyanın bol keseden hediye ettiği beyaz kasket, doğru arkadaşlarını bulmaya gitti. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ulufe vermek (veya dağıtmak) — tar. 1) Osmanlılarda askerî ve sivil kuruluşlardaki görevlilere üç ayda bir verilen ücreti dağıtmak 2) mec. yerli yersiz bol keseden para harcamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahkâm kesmek — 1) çekinmeden kesin yargılarda bulunmak İşin içinde olmanın verdiği rahatlıkla bol keseden ahkâm kesen akıl hocalarının eleştirilerine hedef olmayı önleyemezler. T. Halman 2) bilir bilmez konuşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»