Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

kapıyı+çalmak

  • 1 anklopfen

    kapıyı çalmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > anklopfen

  • 2 sonner

    I
    v i
    çalmak

    Le téléphone sonne. — Telefon çalıyor.

    II
    v t
    1 faire tinter çalmak
    2 appeler zile basıp çağırmak
    3 l'heure zil çalmak

    La pendule a sonné midi. — Saat onikiyi vurdu.

    Dictionnaire Français-Turc > sonner

  • 3 knock

    n. vuruş, darbe, vurma, çalma
    ————————
    v. çalmak, vurmak, çarpmak, kapıyı çalmak, sertçe eleştirmek, devirmek, teklemek
    * * *
    1. vuruntu (n.) 2. vur (v.) 3. vuruş (n.)
    * * *
    [nok] 1. verb
    1) (to make a sharp noise by hitting or tapping, especially on a door etc to attract attention: Just then, someone knocked at the door.) vurmak, çalmak, tıklatmak
    2) (to cause to move, especially to fall, by hitting (often accidentally): She knocked a vase on to the floor while she was dusting.) vurup/çarpıp devirmek
    3) (to put into a certain state or position by hitting: He knocked the other man senseless.) vurmak, yere sermek
    4) ((often with against, on) to strike against or bump into: She knocked against the table and spilt his cup of coffee; I knocked my head on the car door.) vurmak, çarpmak, toslamak
    2. noun
    1) (an act of knocking or striking: She gave two knocks on the door; He had a nasty bruise from a knock he had received playing football.) vurma, çarpma, toslama, çalma
    2) (the sound made by a knock, especially on a door etc: Suddenly they heard a loud knock.) vuruş, vurma sesi
    - knock-kneed
    - knock about/around
    - knock back
    - knock down
    - knock off
    - knock out
    - knock over
    - knock up
    - get knocked up

    English-Turkish dictionary > knock

  • 4 anklopfen

    anklopfen v/i <-ge-, h> kapıyı çalmak;
    anklopfen bei -in kapısını çalmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > anklopfen

  • 5 beat at the door

    v. kapıyı çalmak

    English-Turkish dictionary > beat at the door

  • 6 beat on the door

    v. kapıyı çalmak

    English-Turkish dictionary > beat on the door

  • 7 knock the door

    v. kapıyı çalmak

    English-Turkish dictionary > knock the door

  • 8 beat at the door

    v. kapıyı çalmak

    English-Turkish dictionary > beat at the door

  • 9 beat on the door

    v. kapıyı çalmak

    English-Turkish dictionary > beat on the door

  • 10 knock the door

    v. kapıyı çalmak

    English-Turkish dictionary > knock the door

  • 11 slam

    kapiyi çarparak kapama; kapinin çarpma sesi; (briçte) islem; çarparak kapamak; çarpilarak kapanmak; hizla vurmak, yere çalmak; siddetle elestirmek, yerden yere vurmak

    English to Turkish dictionary > slam

  • 12 стучать

    1) vurmak, çalmak; takırdamak; tıkırdamak; takırdatmak; tıkırdatmak; tıklamak

    стуча́ть в дверь — kapıyı vurmak / çalmak

    стуча́ть в дверь кулака́ми — kapıyı yumruklamak

    стуча́ть в дверь нога́ми — kapıyı tekmelemek

    кто́-то ти́хо стуча́л в дверь — biri kapıyı tıklıyordu

    стуча́л пулемёт — bir makinalı takırdıyordu

    он шел, стуча́ каблука́ми по мостово́й — topuklarını kaldırım üstünde takırdatarak yürüyordu

    он стуча́л зуба́ми от хо́лода — soğuktan dişleri birbirine vuruyordu / çarpıyordu

    то́лько придёшь домо́й - у тебя́ над голово́й начина́ют стуча́ть — eve gelir gelmez tepende bir takırtıdır başlıyor

    где́-то стуча́ла пи́шущая маши́нка — bir yerden daktilo tıkırtısı geliyordu

    у него́ стуча́ло в голове́ — beyni zonkluyordu

    у меня́ гу́лко стуча́ло се́рдце — kalbim güm güm atıyordu

    Русско-турецкий словарь > стучать

  • 13 стучаться

    стуча́ться к сосе́дям — komşunun kapısını vurmak

    цыплёнок стучи́тся в скорлупу́ — civciv kabuğa tık ediyor

    стуча́ться в дверь — kapıyı vurmak / çalmak; перен. ( обращаться с просьбой) kapısını çalmak; перен. ( надвигаться) kapıyı vurmak

    Русско-турецкий словарь > стучаться

  • 14 бить

    vurmak,
    dövmek; dayak atmak,
    yumruk atmak,
    tekme atmak,
    tekmelemek
    * * *
    несов.; сов. - поби́ть, проби́ть, разби́ть
    1) тк. несов. vurmak; dövmek

    бить по мячу́ — topa vurmak

    бить по воро́там — спорт. şut çekmek / atmak

    бить штрафно́й (уда́р) — спорт. ceza vuruşu çekmek

    бить кры́льями (о птице)kanat çırpmak

    бить в дверь кулако́м — kapıyı yumruklamak

    (здесь) бьёт то́ком — elektrik çarpıyor

    во́лны би́ли о бе́рег — dalgalar kıyıyı dövüyordu

    в лицо́ (мне) бьёт ре́зкий ве́тер — sert bir rüzgar yüzüme çarpıyor

    2) сов. поби́ть dövmek, dayak atmak; yumruk atmak, yumruklamak ( кулаками); tekme atmak, tekmelemek ( ногами); kamçılamak ( плетью)

    кто тебя́ поби́л? — seni döven kim?

    3) тк. несов. vurmak; kesmek

    бить за́йца — tavşan vurmak

    бить скот(и́ну) — hayvan kesmek

    бить ры́бу острого́й — zıpkınla balık vurmak

    4) тк. несов. dövmek; vurmak

    бить без про́маха (об охотнике и т. п.)her attığını vurmak

    бить ми́мо це́ли — hedefe isabet ettirememek

    бить из ору́дий по око́пам — siperleri dövmek

    би́ли зени́тки — uçaksavarlar ateş ediyordu

    5) тк. несов. ( об оружии)

    на ско́лько ме́тров бьёт э́тот пистоле́т? — bu tabancanın atımı kaç metre?

    6) сов. разби́ть (посуду, стекла) kırmak

    разби́ть стака́н — bardağı kırmak

    7) тк. несов. vurmak

    бить в бараба́н — davul vurmak / dövmek

    бить в ко́локол — çan çalmak

    8) сов. проби́ть

    бить трево́гу — alarm işareti vermek

    про́би́ли отбо́й / вече́рнюю зо́рю — yat borusu öttü

    9) сов. проби́ть çalmak

    бьёт оди́ннадцать — saat on biri çalıyor

    про́би́л его́ после́дний час — son saati çaldı

    когда́ про́бил час тяжёлых испыта́ний — ağır sınavlar zamanı gelip çatınca

    10) тк. несов. fışkırmak

    из пробурённой сква́жины бьёт нефть — açılan kuyudan petrol fışkırıyor

    11) сов. поби́ть kırmak

    бить слона́ — шахм. fili düşürmek / almak

    поби́ть реко́рд — rekoru kırmak

    12) тк. несов. tir tir titremek

    её би́ло сло́вно в лихора́дке — sıtma nöbetine tutulmuş gibiydi

    13) сов. поби́ть ( побеждать) yenmek; tepelemek; üstün gelmek ( брать верх)

    бить врага́ — düşmanı tepelemek

    ••

    бить себя́ (кулако́м) в грудь — göğsünü yumruklamak

    бить по чьим-л. интере́сам — (birinin) çıkarına dokunmak

    э́то бьёт по карма́ну — keseye zarardır

    бить в глаза́ — göze batmak

    Русско-турецкий словарь > бить

  • 15 звонок

    zil
    * * *
    м

    дверно́й звоно́к — kapı zili

    по звонку́ буди́льника — çalar saat sesine / sesiyle

    дать звоно́к — zil / kampana çalmak

    доста́точно одного́ звонка́ (по телефо́ну) — bir telefon yeter

    из-за телефо́нных звонко́в — telefon zilinden

    звонка́ я не слы́шал — zili duymadım

    сего́дня бы́ло мно́го (телефо́нных) звонко́в — bugün çok sayıda telefon geldi

    он откры́л дверь то́лько с тре́тьего звонка́ — kapıyı ancak üçüncü zil çalışta açtı

    да́ли второ́й звоно́к (в театре и т. п.)ikinci sinyal verildi

    Русско-турецкий словарь > звонок

  • 16 anklopfen

    an|klopfen
    vi
    1) kapıyı vurmak
    2) ( fam) ( bitten) kapısını çalmak (um için)

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > anklopfen

  • 17 schellen

    kelepçe
    tokat
    zil
    çalmak (kapıyı)
    çıngırak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > schellen

См. также в других словарях:

  • ıslık çalmak — ıslık sesi çıkarmak Kocası kapıyı çekmiş, ıslık çalarak merdivenleri inip gitmişti. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»