-
1 kapılmak
v. abandon oneself, fall in, be seized with, be taken with, give way, be drawn to smb., harden, be overcome by, be overcome with, be possessed by, be possessed with, sink into, slide into, surrender -
2 kapılmak
"to be seized; to be carried away, to give way (to sth)" -
3 kapılmak
1. to be seized, be grabbed. 2. /a/ to trust in (someone) only to be deceived. 3. /a/ to be carried away, be washed away (by). 4. /a/ to be entranced, be carried away (by). -
4 cazibesine kapılmak
v. gravitate -
5 duygularına kapılmak
v. get carried away -
6 hayaline kapılmak
v. flatter oneself -
7 heyecana kapılmak
v. stir -
8 isteğine kapılmak
v. be seized with a desire to -
9 komplekse kapılmak
be hung up on -
10 korkuya kapılmak
v. be possessed by fear, get the wind up, be seized with fear, be taken with fear, quail -
11 paniğe kapılmak
lose one's head -
12 umuduna kapılmak
v. promise oneself smth. -
13 çekimine kapılmak
v. gravitate -
14 ümitsizliğe kapılmak
v. quail -
15 akıntıya kapılmak
to go adrift -
16 hayale kapılmak
to build high hopes, to labour under a delusion -
17 hislerine kapılmak
to be carried away by one's feelings -
18 korkuya kapılmak
to be seized with fear -
19 paniğe kapılmak
to panic, to lose one's head -
20 telaşa kapılmak
to be in a flap, to get into a flap, to flap
- 1
- 2
См. также в других словарях:
kapılmak — e 1) Kapma işine konu olmak Bir ara korkuya kapıldım. R. H. Karay 2) Sürüklenmek Aralarından biri akıntıya kapıldığı zaman ötekiler var kuvvetleriyle dayanarak onu geri çekiyorlardı. R. N. Güntekin 3) mec. Birine güvenip boş bulunarak aldanmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapılmak — kapanmak, hapsedilmek; kap ılmak II, 120 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
vehme kapılmak (veya düşmek) — yersiz korkuya, yanlış düşünceye kapılmak Etrafımda bütün sisleri ve kokularıyla onu görür gibi bir vehme düşerim. R. N. Güntekin Göreceksiniz işin sonu, bize vehme kapıldığımızı anlatacak. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
akıntıya kapılmak — 1) bir akıntının etki alanına girmek, akıntı ile birlikte sürüklenmek 2) mec. etki altında kalarak bir topluluğun davranışına katılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cereyana kapılmak — 1) elektrik akımıyla çarpılmak 2) suyun akışı içinde kalıp sürüklenmek 3) bir eğilim, bir görüş hareketi içinde yer almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cezbeye tutulmak (veya kapılmak) — bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçmek Cezbeye tutulmuş gibi haykırdım, Türkçe haykırdım. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
hissine (veya hislerine) kapılmak — duygusal davranmak Ona mantık ve kıyaslarını yaparken, hissine ve taassubuna kapılmamasını tavsiye edecektim. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
komplekse kapılmak — aşağılık duygusu hissetmek Haklarında yazılan yüceltici eleştirileri de tam anladığımı söyleyemem. O zaman biraz komplekse kapılıyorum. N. Meriç … Çağatay Osmanlı Sözlük
sanısına kapılmak — sanmak, zannetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutkuya kapılmak — aşırı istek ve eğilim içinde olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
umutsuzluğa düşmek (veya kapılmak) — umudu kalmamak, güveni sarsılmak, olumsuzluğa sürüklenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük