-
1 kapıda
у поро́га, бли́зко -
2 kapıda kalmak
оста́ться за дверьми́ -
3 kış kapıda
зима́ у поро́га -
4 onlar kapıda kalırlar
-
5 kapı
дверь (ж)* * *1) дверь, две́рца (автомашины и т. п.)avlu kapısı — воро́та
bahçe kapısı — [садо́вая] кали́тка
döner kapı — дверь-турнике́т
oda kapısı — ко́мнатная дверь
ön kapı — пара́дный подъе́зд
kapıya vurmak — стуча́ть в дверь
2) разг. ме́сто слу́жбы / рабо́тыbir yılda dört kapı değiştirdi — в тече́ние одного́ го́да он поменя́л четы́ре ме́ста рабо́ты
yeni kapısı iyi imiş — его́ но́вое ме́сто слу́жбы, говоря́т, хоро́шее
3) прису́тственное ме́стоhükümet kapısı — прави́тельственное учрежде́ние
hükümet kapısına düşmek — а) обраща́ться в прави́тельство; б) обраща́ться к властя́м
4) до́мик ( место встречи двух фишек в игре в нарды)••kapıdan kovsan bacadan düşer — посл. выгоня́ешь че́рез дверь, а он че́рез трубу́ тут как тут
- kapıda- kış kapıda
- kapıları açık tutmak
- kapı açmak
- kapıyı açmak
- kapı almak
- kapı aralamak
- kapı aramak
- kapısını aşındırmak
- kapı baca açık
- kapıyı büyük açmak
- kapı sını çalmak
- kapıdan çevirmek
- kapıya dayanamak
- kış kapı dayandı
- daha kömür alamadık
- kapı dışarı etmek
- kapı gibi
- kapıyı göstermek
- kapının ipini çekmek
- kapı kadar
- kapıda kalmak
- anahtar bendedir
- onlar kapıda kalırlar
- kapıları kapamak
- kapı kapı aramak
- kapı kapı dolaşmak
- kapı karşı
- kapısına kilit vurnak
- kapı yapmak
- kapısını yapmak -
6 anahtar bendedir
= onlar kapıda kalırlar ключи́ у меня́, они́ не попаду́т в дом -
7 kısılmak
1) сжима́ться, сда́вливатьсяgiderler kısıldı — расхо́ды сократи́лись
2) быть прищемлённым / прида́вленнымparmağı kapıda kısıldı — ему́ прищеми́ло па́лец две́рью
3) перен. оказа́ться в тиска́х / в безвы́ходном положе́нииkapana kısıldı — он попа́л в лову́шку
4) охри́пнуть, оси́пнутьbağırmaktan sesi kısıldı — он охри́п от кри́ка
См. также в других словарях:
kapıda — zf. Çok yakın zamanda, gelmek üzere Kış kapıda … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapıda kalmak — içeri girememek Anahtar bendedir. Onlar sonra kapıda kalırlar. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
İhsan Ketin — (1914–1995) is a Turkish earth scientistHe was born in 1914 in the eastern Turkish town of Kayseri. He won a state scholarship to study natural sciences abroad, as part of Mustafa Kemal Atatürk’s plans of modernizing the newly formed Republic of… … Wikipedia
cazcı — is. Caz müziği çalan veya besteleyen kimse Aaa diyorlar, burada bar açılmış, bak cazcı Arap kapıda. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
davetiye — is., Ar. daˁvetiyye Bir toplantıya, bir yere çağrılanlara gönderilen yazının bulunduğu belge Kapıda gülümseyen bir zat davetiye kontrol ediyor. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinlenme kampı — is. Kuruluşlarda çalışanların dinlenmek, eğlenmek için gittikleri konaklama yeri, kamp Beni öyle bir dinlenme kampına alsınlar ki kapıdan girerken kimlik kartımla birlikte kişiliğimi de kapıda bırakayım. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
duygulu — sf. Duygusu, duyarlığı çok olan, kolay duygulanan, içli, hassas Bizi kapıda yumuşak, içli, duygulu bir kadın karşıladı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
gebertmek — i, tkz. Öldürmek Kapıda teyzemin oğlu bekliyor, gebertir seni! S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
görünmek — nsz 1) Görülür duruma gelmek, görülür olmak, gözükmek Kapıda Eda Hanım göründü ve ona hatır sordu. P. Safa 2) İzlenim uyandırmak Üzgün ve yorgun görünüyordu. H. Taner 3) Benzemek, görünüşünde olmak 4) mec. Azarlamak Çocuk pek azdı, biraz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hırıltılı — sf. Hırıltı çıkaran, hırıltısı olan Kapıda, çiğ boyalı bir kadın başı resmini göstererek hırıltılı bir kahkaha attı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
kamp — is., Fr. camp 1) Çadır, baraka vb. eğreti araçlardan oluşturulan konak yeri Beni öyle bir dinlenme kampına alsınlar ki kapıdan girerken kimlik kartımla birlikte kişiliğimi de kapıda bırakayım. H. Taner 2) Bu yerde konaklama Kamp hayatı. 3) Kurum… … Çağatay Osmanlı Sözlük