Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

kan+çekmek

  • 1 спускать

    несов.; сов. - спусти́ть
    1) врз indirmek; salmak; sarkıtmak

    спуска́ть флаг — bayrağı indirmek

    спуска́ть за́навес — perdeyi indirmek

    спуска́ть су́дно на́ воду — gemiyi denize indirmek

    спуска́ть трап — iskele atmak

    спусти́ть ведро́ в коло́дец — kovayı kuyuya salmak

    2) перен. göndermek

    спусти́ть директи́ву — bir yönerge / direktif göndermek

    3) salıvermek; koyuvermek

    спуска́ть соба́ку с цепи́ — zincirini açıp köpeği koyuvermek

    4) boşaltmak, akıtmak

    спуска́ть пруд — göletin suyunu akıtmak

    спуска́ть кровь кому-л. мед.birinden kan almak

    ши́на спусти́ла — lastik söndü

    спуска́ть газ из аэроста́та — balonu söndürmek

    6) разг. kilo vermek / eritmek / kaybetmek

    она́ за ме́сяц спусти́ла пять килогра́ммов — bir ay içinde beş kilo verdi / eritti

    7) разг. affetmek; yanına bırakmak

    я ему́ э́того не спущу́! — bunu yanına bırakmam!

    8) разг. altından girip üstünden çıkmak

    он все де́ньги спусти́л в ка́рты — olanca parasını kumarda bitirdi

    он спусти́л всё по дешёвке — hepsini ucuz ucuz satıp savdı

    ••

    спусти́ть куро́к — tetiği çekmek

    Русско-турецкий словарь > спускать

  • 2 abdrücken

    ab|drücken
    I vi ( schießen) tetiği çekmek
    II vt
    1) ( nachbilden) basarak kalıbını çıkarmak (-e)
    2) med ( Arterie) bastırarak kan akışını önlemek
    3) ( fam)
    Geld \abdrücken para basmak
    III vr
    sich \abdrücken belirmek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > abdrücken

  • 3 abzapfen

    ab|zapfen
    vt çekmek, almak;
    jdm Blut \abzapfen ( fam) birinden kan almak;
    jdm Geld \abzapfen ( fig) birinden para sızdırmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > abzapfen

См. также в других словарях:

  • kan çekmek — 1) yüz ve huy, anne veya baba tarafının yüzüne ve huyuna benzemek 2) akrabalar birbirlerine yakınlık duymak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kan — is. 1) Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı. Ö. Seyfettin 2) mec …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kan almak — damardan bir miktar kan çekmek veya akıtmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekmek — kitap noktalamak; attan kan almak;s ıkılan oku çekmek II, 21 çekerek bağlamak II, 21bkz: çıkmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • boynuz çekmek — boynuz kullanarak kan çekmek, hacamat etmek Hastalık göğse inip ateş başlayınca yapılacak şey hastaya boynuz çekmek olurdu. B. Felek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • beyaz etmek (veya beyaza çekmek) — yazıyı temize çekmek Dört satırlık bir beyaza çekmek için de kan terlere batar. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sınır çekmek (veya çizmek) — 1) sınırını belirtmek 1920 baharı muhteşem bir mart sabahında Sultan Dağları nın sınır çizdiği Batı Anadolu ya kan ve barut kokularıyla geliverdi. T. Buğra 2) son vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»