-
1 kalsın
kalsın (düzeltme iptali)interj. stet -
2 kalsın diye işaret koymak
v. stet -
3 aramızda kalsın
this is for your private ear, confidentially speaking -
4 az kalsın
adv. almost, nearly, just about, all but, just, within an ace of doing, by a hair's breadth, by a hairbreadth -
5 geçmiş geçmişte kalsın
let bygones be bygones -
6 geçmişte kalsın
let bygones be bygones -
7 üstü kalsın
interj. keep the change -
8 üstü kalsın lütfen
keep the change please -
9 aramızda kalsın
between you and me -
10 az kaldı (kalsın)
almost, nearly -
11 az kalsın
almost -
12 Üstü kalsın!
Keep the change! -
13 efendilik
"1. gentlemanliness, gentlemanly behavior; polite and dignified behavior. 2. the status of a gentleman. 3. being a gentleman. 4. magnanimity; magnanimous act. 5. mastership, mastery, authority, control. 6. the status of a hodja. 7. being a hodja; behavior characteristic of a hodja. 8. Ottoman hist. the status of an effendi. 9. Ottoman hist. being an effendi; behavior characteristic of an effendi. - bende kalsın. I don´t want to be guilty of behaving rudely./I wish to be known as a gentleman/a lady: Efendilik bende kalsın diye ona aynı şekilde cevap vermedim. As I wish to be known as a gentleman I didn´t reply to him in kind. - etmek /a/ to behave magnanimously towards." -
14 yiğitlik
"bravery, stoutheartedness; act of bravery. - bende kalsın. colloq. I don´t want to be accused of having been the one who acted ungenerously. - sende kalsın. colloq. You don´t want to be accused of having been the one who acted ungenerously. " -
15 adamlık
"1. humaneness; humanness, humanity. 2. (something) worthy of a human being, befitting a human being. - sende/bende kalsın. colloq. 1. You are going to have to do it anyway, so do it now willingly and it will be to your credit. 2. He has treated you badly, but anyhow treat him well." -
16 az
1. small (amount), little. 2. few. 3. too small, too few, not enough, insufficient. 4. seldom, rarely. 5. /dan/ less (than). - bir şey only a little. - buçuk 1. scanty, hardly enough. 2. a little, somewhat. - bulmak /ı/ to consider (something) insufficient. - buz olmamak to be no small matter be a significant amount. -a çoğa bakmamak/- çok dememek to be satisfied with what one gets. -ı çoğa tutmak/saymak to accept a small amount as being a great plenty. - çok more or less. - daha almost, nearly. - değil! colloq. He is quite different from what he seems to be. - gitti uz gitti, dere tepe düz gitti. (in fairy tales) He traveled over hill and dale. - görmek /ı/ 1. to find (something) insufficient. 2. to find (something) to be less than expected. - günün adamı olmamak to have lived long and seen much. - iş değil. colloq. The work is not to be underrated. - kaldı/kalsın almost, nearly. - söyler, uz söyler. colloq. He says little, but what he says is significant. - tamah çok ziyan/zarar getirir. proverb A little greed causes great loss. - verip çok yalvarmak to pay back a little of one´s debt and plead for time for the rest. - ye de bir uşak tut. colloq. Don´t order me around! -
17 beyn
"relation (between people): Beynleri açıldı. They´re not on good terms with each other. -inde between; among: Bu söyleyeceklerim beynimizde kalsın. What I´m going to tell you is just between ourselves." -
18 boyun
",-ynu 1. neck. 2. cervix. 3. geog. pass, defile. 4. responsibility. -una almak /ı/ to accept responsibility for. -u altında kalsın! colloq. May he die! -u armut sapına dönmüş. colloq. He has grown very thin. -una atılmak /ın/ to embrace (someone), fall on (someone´s) neck. -una atmak /ı, ın/ to put (the blame) on (someone). - atkısı scarf. - borcu a binding duty. -unun borcu a duty. -unu burmak /ın/ to wring (an animal´s) neck. -unu bükmek 1. to abase oneself. 2. to submit to something. -u bükük/eğri 1. destitute. 2. unhappy, sorrowful. - eğmek /a/ to submit (to); to humiliate oneself (before). -una geçirmek /ı/ to seize, take (something) for one´s own. -unda kalmak (for an obligation) to remain unfulfilled. -unu kesmek/ vurmak /ın/ to behead. -um kıldan ince. colloq. I am ready to accept any decision./I am ready to comply with anything. -u kopsun! colloq. May he die! - kökü the base of the neck. -una sarılmak /ın/ to embrace. -u tutulmak to have a stiff neck. -unu uzatmak/vermek /a/ to surrender (to), submit (to). " -
19 erkeklik
1. masculinity. 2. courage, manly behavior. 3. sexual potency, virility. - organı penis. - öldü mü? colloq. Has manly behavior gone out of fashion? (said by someone preparing to perform a manly deed). - sende kalsın! colloq. Behave like a gentleman (and don´t be a part of anything mean or underhanded). -
20 kalmak
",-ır 1. to remain, be left; to be left over. 2. to stay (in a place temporarily). 3. to come to a halt, reach a standstill. 4. to fail (a class). 5. /a/ to be postponed to. 6. /a/ (for a matter) to be entrusted to (someone). 7. /a, dan/ (for something) to be left to (someone) by (someone else). 8. /dan/ to be kept from doing (something). 9. /la/ to be content with, go no further than. kala kala only..., no more than... (is left): Gelmesine kala kala bir gün kaldı. There´s only one day left until she comes. kaldı ki moreover, furthermore. kalsa/kalırsa /a/ 1. if you ask (my/his/her) opinion. 2. if it were left up to (someone). Kalsın. 1. Let´s leave it for the time being. 2. I´ve decided I don´t want it. kalır yeri olmamak /dan/ to be at least as good as."
- 1
- 2
См. также в других словарях:
boynu altında kalsın! — ölsün, gebersin! anlamında kullanılan bir ilenme sözü Hay, dedi, o arabacı amcanın boynu altında kalsın. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
az kaldı (veya kalsın) — 1) bir işin gerçekleşmesi söz konusuyken gerçekleşmemesi durumunda kullanılan bir söz Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) bir işin gerçekleşmemesi söz konusuyken gerçekleşmesi durumunda kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
döküle kalsın — kala kalsın boşa gitsin anlamında beddua … Beypazari ağzindan sözcükler
adamlık (veya insanlık) sende kalsın — 1) iyilik bilmese de sen yine iyilik et anlamında kullanılan bir söz 2) bu işi nasıl olsa sana yaptıracaklar, bari kendiliğinden yap da onurunu koru anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sebep olan sebepsiz kalsın — herhangi bir kötü duruma yol açanlar için kullanılan bir ilenme … Çağatay Osmanlı Sözlük
erkeklik sende kalsın! — karşısındakinin yakışıksız davranışına uyup da tatsızlık çıkarma, efendice davran! anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yiğitlik sende kalsın — özveri, hoşgörü ve ılımlılık öğütleyen söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstü kalsın — hesaptan artakalan az miktardaki paranın alınmaması, bahşiş olarak bırakılması sırasında söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklında olsun (veya kalsın!) — unutma! anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
List of Turkish Americans — Academics* Kamer Daron Acemoğlu, Charles P. Kindleberger Professor of Applied Economics at Massachusetts Institute of Technology and winner of the 2005 John Bates Clark Medal. * Taner Akçam, University of Minnesota professor, historian… … Wikipedia
Autonome territoriale Einheit Gagausien — Gagauz Yeri Găgăuzia Гагаузия Gagausien … Deutsch Wikipedia