-
1 kaslar
n. muscles, beeves, thews -
2 çalı kaşlar
кусти́стые бро́ви -
3 aynı hareketli kaslar
adj. congenerous muscles -
4 bitişik
сли́тный сме́жный* * *озвонч. -ğiсоприкаса́ющийся, сме́жный, сосе́дний, соединённыйbitişik kaşlar — сро́сшиеся бро́ви
bitişik oda — сосе́дняя ко́мната
-
5 çalı
-
6 gür
1) пы́шный; густо́йgür kaşlar — густы́е бро́ви
2) гро́мкий, зы́чныйgür ses — гро́мкий / зы́чный го́лос
3) оби́льный, изоби́льный -
7 kalkık
1) по́днятый, припо́днятыйkalkık burun — вздёрнутый нос; курно́сый
kalkık kaşlar — припо́днятые бро́ви
masanın bir tarafı kalkık — оди́н край стола́ вы́ше
2) припо́днятый, взду́тыйkaplamanın ortası kalkık — покры́тие в сере́дине взду́лось
-
8 густой
sık,gür,koyu; yoğun,kalın* * *1) sık; gürгусто́й лес — sık / kesif orman
густы́е во́лосы — sık / gür saç(lar)
густы́е тра́вы — gür otlar
густые бро́ви — gür / kalın kaşlar
2) koyuгусто́е варе́нье — koyu reçel
густо́е те́сто — tıkız hamur
3) kesif, yoğun; kalınгусто́й тума́н — kesif / kalın sis
густо́й слой пы́ли — kalın toz tabakası
-
9 дуга
yay,kavis* * *ж1) ( часть окружности) yay, kavis (- vsi)дуга́ реки́ — nehrin kavsi
бро́ви дугой — yay kaşlar
2) (трамвая и т. п.) arş••электри́ческая дуга́ — физ. elektrik yayı
-
10 круто
1) dik olarakкру́то изо́гнутые бро́ви — yüksek kavisli kaşlar
за́росли о́чень кру́то спуска́лись к мо́рю — çalılık denize diklemesine iniyordu
2) ansızın; birdenbireкру́то останови́ться — ansızın duruvermek
пого́да кру́то измени́лась — hava birdenbire döndü
3) sert biçimde; sertlikleна́до де́йствовать кру́че — daha da sert önlemler almalı
-
11 мохнатый
tüylü* * *(uzun) kıllı; tüylüмохна́тая гу́сеница — tüylü tırtıl
мохна́тые бро́ви — püskül püskül kaşlar
-
12 мускулатура
жkaslar; adaleler -
13 срастаться
несов.; сов. - срасти́сьkaynamak, kaynaşmakсло́манная кость сросла́сь — kırılan kemik kaynadı
сро́сшиеся бро́ви — çatık kaşlar
(две) сро́сшиеся сли́вы — çatak / ikiz erik
-
14 стальной
-
15 трапециевидный
трапециеви́дные мы́шцы — анат. yamuk kaslar
-
16 beeves
n. etler, sığır etleri, kaslar, adaleler, güçler -
17 congenerous muscles
adj. aynı hareketli kaslar -
18 muscles
n. kaslar -
19 thews
n. kuvvet, adaleler, kaslar, sinirler -
20 beeves
n. etler, sığır etleri, kaslar, adaleler, güçler
- 1
- 2
См. также в других словарях:
Jüdische Literatur — Jüdische Literatur. Die I. L., die man auch, aber unpassend, Rabbinische Literatur nennt, beginnt in demselben Zeitalter, in welchem der Übergang des Hebraismus in das Judenthum (s.d.) stattfand. Auf der Hebräischen Literatur (s.d.) wurzelnd u.… … Pierer's Universal-Lexikon
çatma kaş — is. Aralarında kılsız yer olmayıp birbirine kavuşmuş olan kaşlar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çırpınmak — nsz 1) Acı ile debelenmek Bir oltanın iğnesinde çırpınan bir balık. O. V. Kanık 2) Kaslar birdenbire kendiliğinden ve düzensiz bir biçimde kımıldamak, ihtilaç etmek 3) Ses çıkararak hafifçe dalgalanmak Bayrakları arzularımla çırpınan gemiler, bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
çifte — is., Far. cufte 1) At, eşek ve katırın arka ayaklarıyla vuruşu, tekme 2) İki namlulu av tüfeği Çifteler dolduruldu, horozlar çekildi, iki el silah atıldı. O. V. Kanık 3) sf. İkisi bir arada bulunan veya ikili Güzel sevme derler nasıl sevmeyim /… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortopedi — is., tıp, Fr. orthopédie 1) Hekimliğin, çocuklardaki vücut biçimsizliklerini düzelten veya önleyen bir kolu 2) Vücutta kemikler, eklemler, kaslar, kirişler, sinirler gibi hareketi sağlayan organların bozukluklarını düzelten, tedavi eden cerrahi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
seğirmek — nsz Hafif kımıldamak, genellikle vücudun bir yerinde deri ile birlikte derinin hemen altındaki kaslar hafifçe oynamak Üç dört gün oluyor, sol gözümün alt kapağı seğiriyordu. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
titremek — nsz 1) Küçük ve hızlı salınım hareketleri yapmak 2) den Kaslar hızlı küçük kasılmalarla sarsılmak Soğuktan mı titriyordum yoksa heyecandan, üzüntüden mi, bilmem. S. F. Abasıyanık 3) Ses kısık ve kesik çıkmak 4) Çok üşümek 5) Işığın aralıklı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
toparlak — sf., ğı 1) Top biçiminde olan, yuvarlak, kürevi Çehre toparlak, kaşlar incecik, ağız iri, yanaklar fazla etli ve gözler çekik. R. H. Karay 2) is. Top cephanesi taşıyan araba Birleşik Sözler toparlak hesap toparlak rakam toparlak sayı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yolunmak — nsz 1) Yolma işi yapılmak, çekilip koparılmak Kaşları tıraş edilmiş yahut yolunmuş, yerine hilal kaşlar kalemle çekilmiş. M. Ş. Esendal 2) mec. Çok kederlenerek çırpınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepeden bakmak — (birine) küçümsemek Çatık kaşlar ve engin nazarlarla herkese tepeden bakıyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
yay gibi — 1) eğri ... ama işe yaramadı, yay gibi kaşlar birbirlerine yaklaşır gibi oldular. T. Buğra 2) çok gergin … Çağatay Osmanlı Sözlük