-
1 iyi
1. adj gut2. subst gute Note, Pluspunkt m;(-i) iyi etmek (jemanden) heilen, gesund machen; gut daran tun (de … zu); fam mitgehen lassen (A);iyi hal belgesi Führungszeugnis n;iyi hoş (ama) schön und gut (aber);iyi iş doğrusu! eine schöne Bescherung!;iyi kalpli gutherzig; treuherzig;iyi ki schön, dass …; nur gut, dass …;iyi kötü adv, adj recht und schlecht;iyi niyet Arglosigkeit f;iyi olmak in Ordnung sein; sich erholen; unp es geht (mir) besser; … için iyi söylemek Gutes über jemanden sagen;iyiden iyiye adv gehörig, entsetzlich; immer mehr (dahinsiechen usw); adj endgültig;iyiye gelmek sich bessern;iyisi, iyisi mi am besten …; das Beste ist, …;iyiyim es geht mir gut; ich fühle mich gut;iyi değilmişsiniz es soll Ihnen (gesundheitlich) nicht gut gehen (sagt man)
См. также в других словарях:
iyi — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. F. R. Atay 2) Bol, yararlı, kazançlı İyi yağmur yağdı. 3) Çok İyi para kazandı. 4) Uğurlu, hayırlı, iyilik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırçıllanmak — nsz Kırçıl duruma gelmek, ağarmak Saçlarım artık iyiden iyiye kırçıllaşmış. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyanmak — nsz 1) Uyku durumundan çıkmak 2) Bitkiler canlanıp yeşermeye başlamak Tomurcuklar patlamış, tabiat iyiden iyiye uyanmıştı. B. Felek 3) Belirmek, ortaya çıkmak, depreşmek Leman Hanım ın seni sevdiğini söyleyince sende de ona karşı bir meyil… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yorulmak — 1. nsz Bir sebebe bağlanılmak, yorumlanmak Bu davranış iyiye yorulmaz. 2. nsz Yorgun duruma gelmek Artık ciddiyetten yorulmuş gibi silkinerek kısa ve gevrek kahkahasını attı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük