-
1 دفف
ivmek -
2 عجل
Iعَجَّلَ1. tezleştirmekAnlamı: çabuklaştırmak2. hızlandırmakAnlamı: hızı artırılmak3. ivmekAnlamı: çabuk davranmak4. çabuklaştırmakAnlamı: bir işi hılzandırmakIIعَجَلaceleAnlamı: çabuk davranma zorunluğuعَجِل1. ivediliAnlamı: hemen yapılması gereken2. evginAnlamı: öncelikle yapılması gereken, ivedili3. tezAnlamı: çabuk olarakIVعَجِلَ1. tezleşmekAnlamı: çabuklaşmak2. çabuklaşmakAnlamı: çabukluk kazanmak, hızlanmak3. hızlanmakAnlamı: hız almak, hızı artmak4. ivmekAnlamı: çabuk davranmakVعِجْل1. tosunAnlamı: erkek dana2. buzağıAnlamı: ineğin yavrusu3. danaAnlamı: ineğin, sütten kesilmesinden bir yaşına kadar olan erkek yavrusu -
3 تخفف
azalmak; hafiflemek; hızlanmak; ivmek -
4 تعجل
acele; hızlanmak; ivmek -
5 تهزع
hızlanmak; ivmek -
6 جد
ata; büyük baba; cet; ciddîleşmek; çaba; çalışkanlık; dede; ecdat; ivmek; şans; talih -
7 زف
hızlanmak; ivmek -
8 عجل
acele; buzağı; çabuklaşmak; çabuklaştırmak; dana; evgin; hızlandırmak; hızlanmak; ivmek; ivedili; tez; tezleşmek; tezleştirmek; tosun -
9 eilen
acele etmekivedilikivmekçabukluk -
10 تخفف
تَخَفَّفَ1. hızlanmakAnlamı: hız almak, hızı artmak2. hafiflemek3. ivmekAnlamı: çabuk davranmak4. azalmakAnlamı: az denecek bir miktara inmek, hafiflemek -
11 تعجل
Iتَعَجَّلَ1. hızlanmakAnlamı: hız almak, hızı artmak2. ivmekAnlamı: çabuk davranmakIIتَعَجُّلaceleAnlamı: çabuk davranma zorunluğu -
12 تهزع
-
13 جد
Iجَدّ1. cetAnlamı: dede, büyük baba, ata2. talihAnlamı: şans, baht3. şansAnlamı: talih, baht, felek4. ataAnlamı: baba, dede ve büyük babalardan her biri5. ecdatAnlamı: atalar, dedeler6. dedeAnlamı: babanın veya ananın babası, büyük baba7. büyük babaAnlamı: babanın veya annenin babası, dedeIIجَدَّ1. ciddîleşmekAnlamı: ciddî bir durum almak2. ivmekAnlamı: çabuk davranmakجِدّ1. çalışkanlıkAnlamı: çalışkan olma durumu2. çabaAnlamı: bir iş yapmak için sürekli çalışma, ceht -
14 دفف
-
15 زف
См. также в других словарях:
ivmek — nsz, er Çabuk davranmak, acele etmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ivmek — çabuk, acele, sirât etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ivmek — acele etmek … Beypazari ağzindan sözcükler
istical etmek — ivmek, acele etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ewsemek — ivmek, acele etmek (lstemek) I, 277 evini özlemek. I, 277, 279 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
terklemek — ivmek, acele etmek III, 445 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ivme — is. 1) İvmek işi 2) fiz. Hareket eden nesnenin kısa bir zaman içinde, hızında oluşan değişmenin bu zamana oranı Ankara da yer çekimi ivmesi 980 santimetre/saniyekaredir. Birleşik Sözler açısal ivme … Çağatay Osmanlı Sözlük
acele etmek — 1) çabuk davranmak, ivmek Aman, acele etmeli, vakit geçiyor. S. F. Abasıyanık 2) telaş etmek, sabırsızlanmak Acele etme, konuşuruz, sırası var. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
adımlarını sıklaştırmak — daha küçük ve çabuk adımlar atarak hızlı yürümek, ivmek, acele etmek Ferit daha hızlı yürüdü, onlar da adımlarını sıklaştırarak aradaki mesafeyi muhafazaya çalışıyorlardı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük