-
1 istinat
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > istinat
-
2 istinat duvarı
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > istinat duvarı
-
3 istinat noktası
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > istinat noktası
-
4 istinat payesi
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > istinat payesi
-
5 istinat\ noktası
то́чка опо́ры -
6 ağırlık istinat duvarı
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ağırlık istinat duvarı
-
7 duvar
стена, забор, ограда- duvar inşa etmek
- duvar örmek
- ağırlık istinat duvarı
- ana duvar
- ara duvar
- aralama duvarı
- ateş duvarı
- bahçe duvarı
- basamaklı kalkan duvarı
- beton duvar
- bir tuğla duvar
- boşluklu duvar
- bölme duvar
- cam duvar
- cephe duvarı
- çatkılı duvar
- çevre duvarı
- çiğ tutucu duvar
- çit duvarı
- dayanma duvarı
- dış duvar
- diafram duvarı
- dişli kalkan duvarı
- giydirme duvarı
- iç duvar
- içi boş duvar
- iskeletli duvar
- istinat duvarı
- kafes yapılı duvar
- kale duvarı
- kalkan duvarı
- korkuluk duvarı
- kör duvar
- moloz taşı duvarı
- müşterek duvar
- omuzlama duvarı
- ortak duvar
- ön duvar
- palplanş duvar
- perde duvar
- rıhtım duvarı
- sağır duvar
- seki duvar
- sıvalı duvar
- subasman duvarı
- taş duvar
- taşıyıcı duvar
- taşıyıcı olmayan duvar
- temel duvar
- tuğla bölme duvarı
- tuğla duvar
- tutma duvarı
- yan duvar
- yangın duvarı
- yarım tuğla duvar
- yontma taş duvarİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > duvar
-
8 nokta
точка, пункт; пост- aktarma noktası
- ana nokta
- asma noktası
- ateşleme noktası
- bağlantı noktası
- başlangıç noktası
- birleşme noktası
- büküm noktası
- çıkış noktası
- çiyleşme noktası
- dayanma noktası
- demiryolu düğüm noktası
- donma noktası
- doyma noktası
- düğüm noktası
- ergime noktası
- erime noktası
- eritme noktası
- esas nokta
- geçiş noktası
- gözlem noktası
- gözetleme noktası
- hareket noktası
- istinat noktası
- kaynama noktası
- kaynatma noktası
- kesişme noktası
- kıvırma noktası
- kontak noktası
- kontrol noktası
- koordinat baş noktası
- kopma noktası
- kritik nokta
- nirengi noktası
- nötr nokta
- odak noktası
- orta nokta
- ölçme noktası
- ölçü noktası
- ölü nokta
- parlama noktası
- pik noktası
- sabit nokta
- sertleşme noktası
- sıfır noktası
- tegetsel nokta
- temas noktası
- tepe noktası
- tesbit noktası
- tutuşma noktası
- yoğunlaşma noktası
- yumuşatma noktasıİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > nokta
-
9 pay
доля, зазор; пай- emniyet payı
- geçme payı
- güvenlik payı
- hava payı
- istinat payesi
- kazanç payı
- oynama payı
- yıpranma payıİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > pay
См. также в других словарях:
istinat — is., dı, esk., Ar. istinād 1) Dayanma, yaslanma 2) Güvenme, kuvvet alma 3) Bir şeyi kanıt sayma Birleşik Sözler istinat duvarı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istinat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
istinat etmek — dayanmak, yaslanmak Bizden evvelki zamanların tarihleri ekseriyetle indi vesikalara istinat etmiştir. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
istinat duvarı — is. Toprak veya yapının kaymasını önlemek için yapılan, direnç sağlayan duvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
Mustafa Kemal Atatürk — Atatürk redirects here. For other uses, see Atatürk (disambiguation). Mustafa Kemal Atatürk … Wikipedia
dayandırmak — i Dayanmasını sağlamak, istinat ettirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duvar — is., Far. dīvār 1) Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem 2) Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel Karabaş, bostan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
indi — sf., esk., Ar. ˁindī Herkesçe kabul edilebilecek bir temele bağlanamayıp yalnız bir kişinin kendi kanısına dayanan Bizden evvelki zamanların tarihleri hep değilse de ekseriyetle indi vesikalara istinat etmiştir. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük