-
1 infilâk
взрыв; разры́вinfilâk dalgası — взрывна́я волна́
infilâk merkezi — эпице́нтр взры́ва
infilâk etmek — взорва́ться тж. перен.
-
2 infilak
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > infilak
-
3 infilâk
-
4 infilak işleri
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > infilak işleri
-
5 infilak kuvveti
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > infilak kuvveti
-
6 infilak maddesi
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > infilak maddesi
-
7 infilak merkezi
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > infilak merkezi
-
8 iş
деятельность, работа, труд, занятие- iş göremez
- ağır iş
- ahşap koruma işleri
- araştırma işleri
- ayarlama işleri
- beton işleri
- betonarme işleri
- bilim-araştırma işleri
- bitirme işleri
- borulama işleri
- boya işleri
- bozuk iş
- camcı işi
- çanak çömlek işleri
- derz dolgu işleri
- doğrama işleri
- el işi
- elektrik işleri
- elektrik montaj işleri
- faydalı iş
- gece işi
- götürü iş
- gündelik iş
- hafriyat işleri
- hazırlık işleri
- iç işler
- ince işler
- ince marangozluk işleri
- inceleme işleri
- infilak işleri
- inşaat işleri
- jeolojik araştırma işleri
- kakma işi
- kaplama işleri
- kaynak işi
- kazı işleri
- kusurlu iş
- maden ocağı açma işleri
- montaj işi
- mozaik işleri
- mumlama işi
- nakliye işleri
- onarım işleri
- oymacı işi
- özel işler
- parça başı iş
- patlama işleri
- sıhhi tesisat işleri
- sıva işleri
- soğuk demir işi
- soğuk havalarda betonlama işleri
- sulama işleri
- tamamlama işleri
- tarama işleri
- taş işi
- temel işleri
- tesviye işleri
- toprak işleri
- tuğla işi
- yalıtım işleri
- yapı işleri
- yapı yıkım işleri
- yeraltı işleri
- yol işleri
- yukleme işleriİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > iş
-
9 kuvvet
сила, мощь, могущество, усилие- aktif kuvvet
- atalet kuvveti
- aydınlatma kuvveti
- biçme kuvveti
- bileşke kuvvet
- boyuna kuvvet
- burulma kuvveti
- bükme kuvveti
- canlı kuvvet
- çarpma kuvveti
- çeker kuvvet
- çekici kuvvet
- çekim kuvveti
- çekme kuvveti
- dahili kuvvetler
- darbe kuvveti
- değişken kuvvet
- dengesiz kuvvet
- dış kuvvet
- dinamik kuvvet
- direnç kuvveti
- eksantrik kuvvet
- emme kuvveti
- empülsiyon kuvvet
- enine kuvvet
- esneme kuvveti
- frenaj kuvveti
- frenleme kuvveti
- genleşme kuvveti
- germe kuvveti
- hızlandırıcı kuvvet
- iç kuvvet
- infilak kuvveti
- itici kuvvet
- kaldırıcı kuvvet
- kaldırma kuvveti
- karşıt kuvvet
- kayma kuvveti
- kesme kuvveti
- kırma kuvveti
- kilogram kuvvet
- kitle kuvveti
- kohezyon kuvveti
- kritik kuvvet
- merkezcil kuvvet
- merkezkaç kuvvet
- normal kuvvet
- öngerilme kuvveti
- paralel kuvvet
- patlama kuvveti
- reaktif kuvvet
- rüzgar kuvveti
- sabit kuvvet
- santrifüj kuvvet
- savurma kuvveti
- sıkıştırıcı kuvvet
- sismik kuvvet
- statik kuvvet
- suni kuvvet
- sürtünme kuvveti
- tahrip kuvveti
- tegetsel kuvvet
- tekil kuvvet
- tepkin kuvvet
- uzunlamasına kuvvet
- üretim kuvvetleri
- yan kuvvet
- yapışma kuvveti
- yapıştırıcı kuvvet
- yüzeysel kuvvetlerİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > kuvvet
-
10 madde
1) вещество, материал2) пункт, статья•- akar madde
- akıcı madde
- aktif madde
- amorf madde
- asılı madde
- askıdaki katı maddeleri
- aşındırıcı madde
- bağlayıcı madde
- beton katkı maddesi
- boyar madde
- camsı madde
- çözücü madde
- derz dolgu maddesi
- emici madde
- erimez madde
- erimiş madde
- flüorışıl boyar madde
- galvanik madde
- ham madde
- hidrofüj madde
- infilak maddesi
- katılaştırıcı madde
- katkı maddesi
- kimyevi madde
- koruyucu madde
- mineral madde
- oderans maddesi
- organik madde
- pas giderme maddesi
- pastan koruyucu madde
- patlama maddesi
- patlayabilir madde
- patlayıcı madde
- pıhtılaştırıcı madde
- plastik madde
- radyoaktif madde
- sertleştirici madde
- sıvı madde
- sis maddesi
- su defedici madde
- su geçirmezlik maddesi
- su giderici madde
- şekilsiz madde
- toksik madde
- tutturucu madde
- uçmaz madde
- uçucu madde
- yağ giderici madde
- yağlama maddesi
- yağlayıcı madde
- yanar madde
- yanıcı madde
- yanmaz madde
- yüzer madde
- zehirli kimyasal maddeler
- zehirli madde
- zenginleşmiş maddeİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > madde
-
11 merkez
центр; база; середина- ağırlık merkezi
- araştırma merkezi
- atalet merkezi
- basınç merkezi
- biyoloji merkezi
- cazibe merkezi
- çekim merkezi
- dağıtım merkezi
- daire merkezi
- darbe merkezi
- deprem merkezi
- dönme merkezi
- dönüş merkezi
- eğim merkezi
- eğitim merkezi
- eğrilik merkezi
- endustri merkezi
- endustriyel merkez
- ham madde merkezi
- hidrometri merkezi
- hükümet merkezi
- ısıtma merkezi
- infilak merkezi
- itme merkezi
- kayma merkezi
- kesme merkezi
- kültür merkezi
- sağlık merkezi
- servis merkezi
- simetri merkezi
- sosyal merkez
- su pompalama merkezi
- şehir merkezi
- telefon merkezi
- televizyon merkezi
- ticaret merkezi
- ticari merkez
- üretim merkezi
- veri merkeziİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > merkez
См. также в других словарях:
infilak — is., Ar. infilāḳ Güçlü bir biçimde patlama Bazen en ehemmiyetsiz bir kıvılcım en müthiş bir infilaka sebep olur. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller infilak etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
infilak etmek — 1) patlamak 2) mec. birdenbire şiddetle ortaya çıkmak ... biraz sonra hiddet, birikmiş kin, kıskançlık birdenbire infilak etti. A. H. Tanpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
infilâk — (A.) [ قﻼﻔﻥا ] patlama … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
İNFİLAK — Açılma. Yarılma. Patlama. İnşikak etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Elâzığ — Location of Elâzığ within Turkey. Coordinates … Wikipedia
akis — is., ksi, Ar. ˁaks 1) Işık veya ses dalgalarının yansıtıcı bir yüzeye çarparak geri dönmesi, yansıma, yankı İkide birde barutla infilak akisleri geliyordu. Y. K. Beyatlı 2) Bir cismin parlak bir yüzeyde görünmesi Mehtap, iri güller ve senin en… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikide birde — zf. İkide bir İkide birde barutla infilak akisleri geliyordu. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
patlamak — nsz 1) Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek Dinamit patladı. 2) Yırtılıp açılmak Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı. O. Kemal 3) Yarılmak Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜNFELİK — (Felak. dan) Açılan, yayılan, görülen. *İnfilâk eden, patlıyan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEFELLİK — Patlayan, infilâk eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük