-
1 ileri gelmek
происходи́ть, проистека́ть, возника́ть -
2 ileri
вперёд* * *1.передово́й врз. ; пере́днийileri hat — воен. передова́я ли́ния, передовы́е пози́ции
ileri karakol — сторожево́е охране́ние
ileri düşünceler — прогресси́вные иде́и
ileri görüşler — передовы́е / прогресси́вные взгля́ды
2.ileri ülkeler — ра́звитые стра́ны
1) впереди́, да́льшеilerimiz kış — впереди́ у нас зима́
ilerisini düşün — поду́май о том, что бу́дет да́льше
2) вперёдmasayı biraz ileri çekelim — подви́нем стол немно́го вперёд
3) - den бли́же чем3.kardeşten ileriyiz — мы бли́же, чем родны́е бра́тья
ileri borusu çalmak — игра́ть сигна́л "вперёд! / в атаку!"
••- ileri atılmak
- ileri çıkmak
- ileri geçmek
- ileri gelmek
- ileri gitmek
- ileri sürmek
См. также в других словарях:
ileri gelmek — 1) (bir şeyden) oluşmak, meydana gelmek O kadar üşümesi trende saatlerce hareketsiz kalmasından ileri geliyordu. S. F. Abasıyanık 2) (bir şeyden) neden olmak 3) (bir şeyden) bağlı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ileri — is. 1) Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı 2) Bir şeyin ulaşılacak yönü Yolun ilerisi düz. 3) Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra 4) sf. Önde bulunan İleri karakol. İleri hat. 5) sf. Doğrusundan daha çok gösteren (saat) Saat … Çağatay Osmanlı Sözlük
NEŞ'ET — Meydana gelmek, vücuda gelmek. Büyüyüp kat ve kamet sahibi olmak. Yetişmek, ileri gelmek. * Çıkmak. Kaynak olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
neş'et — (A.) [ ﺖﺌﺸﻥ ] kaynaklanma, ileri gelme, doğma, doğuş. ♦ neş et etmek kaynaklanmak, ileri gelmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
neşet etmek — doğmak; ileri gelmek; kaynaklanmak … Hukuk Sözlüğü
fark atmak — ileri gitmek, çok üstün gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAYSE-BEYSE — İleri gidip geri gelmek, bir halde durmak. * Karışıklık. * Şiddet ve darlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜTESABIK(A) — Müsabaka eden. Birinden üstün gelmek için çalışan. * İleri geçmek için yarışmak, birisinden ileri geçmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
azmak — 1. is., ğı, hlk. 1) Küçük su birikintisi, gölcük 2) Bataklık 2. nsz, ar 1) Taşkınlıkta ileri gitmek, kötülüğünü artırmak Çocuklar azdı. 2) Deniz, ırmak vb. kabarmak, taşmak Deniz azdı. 3) Yara, hastalık etkili, tehlikeli duruma gelmek Bazılarının … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük