-
1 ikna
ikna <-ı> [ikna:] s\ikna etmek überzeugen (-e von)\ikna olmak überzeugt sein\ikna etmek überreden\ikna olmak sich überreden lassen -
2 ikna
ikna [ɑː] Zureden n;-i -e ikna etmek jemanden überreden (zu), jemanden überzeugen (von D);ikna kabiliyeti Überzeugungskraft f -
3 ikna
-
4 ikna
-ıубежде́ниеikna etmek — убежда́ть кого в чём
ikna edici — убеди́тельный
ikna olmak — убежда́ться, быть убеждённым; удостоверя́ться, пове́рить
-
5 ikna
(-ai)inam, əminlik, arxayınlıq; ikna etmek – əmin etməkəminlik, arxayınlıq, inam -
6 ikna
n. persuasion, convincing, dissuasion, enticement, inducement* * *persuasion -
7 ikna et
1. bring around 2. brought around 3. convince 4. induce 5. persuade 6. talk into 7. persuaded (v.) 8. jolly (v.) -
8 ikna
qanî -
9 ikna
İnandırma; inam; əminlik -
10 ikna
гупшысэм къегъэуцуалI -
11 ikna
πειθώ -
12 ikna
إقناع -
13 ikna
إقناع [إِقْناع]Anlamı: birinin inanmasını sağlama -
14 ikna
persuasion, inducement -
15 ikna
",-aı persuasion; convincing; prevailing on or upon. - etmek /ı/ to persuade; /ı/ to convince; /ı, a/ to prevail on/upon (someone) (to do something). - olmak to be persuaded; to be convinced; /a/ to be prevailed on/upon (to do something)." -
16 ikna edici
adj. convincing, persuasive, cogent, potent, suasive* * *1. cogent 2. persuasive -
17 ikna edici kanıt
cogent evidence -
18 ikna edici kimse
persuader -
19 ikna edilebilir
1. persuadable 2. persuasible -
20 ikna edilen
persuaded (adj.)
См. также в других словарях:
ikna — is., Ar. iḳnāˁ Bir konuda birinin inanmasını sağlama, inandırma, kandırma Sinirleniyor, kendi kendimi ikna için daha ısrarla, daha fazla konuşuyordum. S. F. Abasıyanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ikna etmek ikna olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iknâ — (A.) [ عﺎﻨﻗا ] razı etme. ♦ iknâ etmek razı etmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ikna etmek — inandırmak, kandırmak Mektubu sırf Saffet in saadeti için gönderdiğine kendi vicdanını ikna etmek mecburiyetini hissediyordu. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
İKNA' — Kanaat vermek. Râzı etmek. Râzı edilmek. İnandırmak. İnandırılmak. * Ayakta iki tarafa bakmadan durmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ikna olmak — inanmak, kanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
įknarplioti — tr. įpinti, įpainioti. | prk.: Inknarpliojo sukčiai žmogų – kaip ir kilpõs Ds. knarplioti; apknarplioti; atknarplioti; įknarplioti; išknarplioti; suknarplioti; užknarplioti … Dictionary of the Lithuanian Language
MUKNİ' — İkna eden. Kanaat veren. Kâfi derecede izah ve isbât eden. * Başını kaldırıp gözünü önüne dikip duran … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜMARESAT-I İLZAMİYAT — İkna ve ilzam etmek için meharetle bir işe devam etmek. İlzam için yapılan ustalıklar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TATMİN — İkna etmek. Kandırmak. * İnsanın kalbini emin etmek. Rahatlandırmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İFHAM — İkna edip sükût ettirmek. Delil göstermekle ve isbat etmekle galip gelmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kâni — (A.) [ ﻊﻥﺎﻗ ] yetinen, kanaat eden. ♦ kâni etmek ikna etmek. ♦ kâni olmak ikna olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü