Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

ihtilâf

  • 21 discord

    n. anlaşmazlık, uyumsuzluk, ahenksizlik, ihtilaf, fikir ayrılığı; akortsuzluk, falso, gürültü
    * * *
    1. uyuşma (v.) 2. anlaşmazlık (n.)
    * * *
    ['disko:d]
    1) (disagreement or quarrelling.) anlaşmzlık, uyuşmazlık
    2) (in music, a group of notes played together which give a jarring sound.) ahenksizlik, akortsuzluk

    English-Turkish dictionary > discord

  • 22 dispute

    n. tartışma, ihtilaf, münakaşa, kavga
    ————————
    v. tartışmak, çekişmek, münakaşa etmek; karşı koymak, itiraz etmek, reddetmek; şüphe etmek
    * * *
    1. tartış (v.) 2. tartışma (n.)
    * * *
    [di'spju:t] 1. verb
    1) (to argue against or deny: I'm not disputing what you say.) karşı çıkmak
    2) (to argue (about): They disputed the ownership of the land for years.) tartışmak
    2. noun
    ((an) argument or quarrel: a dispute over wages.) uyuşmazlık, çatışma
    - disputation

    English-Turkish dictionary > dispute

  • 23 dissension

    n. muhalefet, anlaşmazlık, ihtilaf, bozuşma, geçimsizlik
    * * *
    kavga
    * * *
    [-ʃən]
    noun (disagreement: The proposal caused a great deal of dissension.) anlaşmazlık, uyuşmazlık

    English-Turkish dictionary > dissension

  • 24 strife

    n. kavga, çekişme, bozuşma, anlaşmazlık, ihtilaf
    * * *
    kavga
    * * *
    (conflict, fighting or quarrelling: a country torn by strife; industrial strife (= disagreement between employers and workers).) mücadele

    English-Turkish dictionary > strife

  • 25 disparity

    n. fark, farklılık, eşitsizlik; uyumsuzluk
    * * *
    1. disparite 2. eşitsizlik 3. ihtilaf

    English-Turkish dictionary > disparity

  • 26 disunion

    n. ayrılma, anlaşmazlık, ihtilaf
    * * *
    ayrılma

    English-Turkish dictionary > disunion

  • 27 disunity

    n. anlaşmazlık, uyuşmazlık, ihtilaf

    English-Turkish dictionary > disunity

  • 28 scission

    n. kesme, yarma, ayrılma, ihtilaf

    English-Turkish dictionary > scission

  • 29 disunity

    n. anlaşmazlık, uyuşmazlık, ihtilaf

    English-Turkish dictionary > disunity

  • 30 scission

    n. kesme, yarma, ayrılma, ihtilaf

    English-Turkish dictionary > scission

  • 31 اختلاف

    bağdaşmazlık; anlaşmazlık; ayrılık; ayrım; çelişki; çeşitlilik; değişiklik; eşitsizlik; fark; farklılık; ihtilâf; kontrast; oransızlık; terslik; uyuşmazlık

    Arabic-Turkish dictionary > اختلاف

  • 32 تباعد

    açıklık; açıktan; bağdaşmazlık; ayrılmak; boyut; geçimsizlik; ihtilâf; kontrast; mesafe; terslik; uzaklık

    Arabic-Turkish dictionary > تباعد

  • 33 تباين

    bağdaşmazlık; anlaşmazlık; ayrılık; ayrım; çelişki; eşitsizlik; fark; farklılık; ihtilâf; kontrast; oransızlık; tenakuz; terslik; varyasyon

    Arabic-Turkish dictionary > تباين

  • 34 تغاير

    bağdaşmazlık; anlaşmazlık; ayrılık; ayrım; çelişki; çeşitlilik; eşitsizlik; fark; ihtilâf; kontrast; oransızlık; tenakuz; terslik; uyuşmazlık

    Arabic-Turkish dictionary > تغاير

  • 35 تفاوت

    bağdaşmazlık; anlaşmazlık; ayrılık; ayrım; çelişki; çeşitlilik; eşitsizlik; fark; ihtilâf; kontrast; oransızlık; terslik

    Arabic-Turkish dictionary > تفاوت

  • 36 فارق

    bağdaşmazlık; anlaşmazlık; ayrılık; ayrım; belirleyici; bırakmak; çeşitlilik; eşitsizlik; fark; ihtilâf; kopmak; kontrast; oransızlık; terslik; uçurum; uyuşmazlık

    Arabic-Turkish dictionary > فارق

  • 37 فرق

    açmak; bağdaşmazlık; anlaşmazlık; ayırmak; ayrılık; ayrım; bazı; birtakım; bölüm; cüz; çeşitlilik; dağıtmak; dağılmak; dayamak; ekip; endişe; eşitsizlik; ezinti; fark; fasıl; fırka; grup; haşyet; havil; hisse; ihtilâf; kader; korku; kontrast; korkak; korkmak; korkutmak; oransızlık; panik; perva; sabah; seher; seksiyon; sürü; takım; tenakuz; terslik; uçurum; ürkütmek; uyuşmazlık; ürküntü; yılgı; yüreksiz

    Arabic-Turkish dictionary > فرق

  • 38 مغايرة

    bağdaşmazlık; anlaşmazlık; ayrılık; ayrım; çelişki; eşitsizlik; fark; ihtilâf; kontrast; oransızlık; terslik; uyuşmazlık

    Arabic-Turkish dictionary > مغايرة

  • 39 Konflikt

    Konflikt m <Konflikts; Konflikte> ihtilaf, anlaşmazlık;
    in Konflikt geraten ( mit -le) ihtilafa düşmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Konflikt

  • 40 Rechtsstreit

    Rechtsstreit m dava, hukukî ihtilaf

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Rechtsstreit

См. также в других словарях:

  • ihtilaf — is., Ar. iḫtilāf Ayrılık, anlaşmazlık, aykırılık, uyuşmazlık Yirmi beş senedir bir tek idare adamıyla ihtilafı olmamıştı. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ihtilafa düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İHTİLAF — (Hulf. den) Anlaşmazlık, uyuşmazlık, karışıklık, ikilik. * Birisinin halifesi olmak.(Eğer denilse: Hadiste $ denilmiş. İhtilaf ise, tarafgirliği iktiza ediyor. Hem tarafgirlik marazı; mazlum avâmı, zâlim havassın şerrinden kurtarıyor. Çünki: Bir… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ihtilâf — (A.) [ فﻼﺘﺧا ] uyuşmazlık …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • İHTİLAF-I RE'Y — Fikir ihtilafı, fikirlerin başka başka olması …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ihtilaf — anlaşmazlık; uyuşmazlık; çekişme; niza; görüş farklılığı …   Hukuk Sözlüğü

  • İHTİLAF-DAR — f. Huk: Mirasçı ile miras bırakanın ayrı ayrı memleketler halkından olması …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İHTİLAF-I DÂR — Huk: Mirası bırakan ile vâristen her birinin başka başka ülkeler ahâlisinden olması …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İHTİLAF-I DİN — Biri müslim, diğeri gayr ı müslim olmak gibi ayrı dinde bulunmak. Din ayrılığı miras almağa mânidir. Binaenaleyh gayr i müslim, müslimin; müslim de gayr i müslimin mirasına nâil olamaz. Fakat müslim olmayan milletler arasında din ayrılığı miras… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İHTİLAF-I METALİ' — Güneş, ay gibi gök cisimlerinin ufukta doğdukları yerin farklı oluşu …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ADEM-İ İHTİLÂF — Birlik. Beraberlik. Uyuşma. Anlaşma …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MESAİL-İ HİLAFİYE — İhtilaf mevzuu olan mes eleler …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»