-
1 igné
نارى -
2 iğne
إبرةدبوسزراقةشصصنارةمحقنمحقنةمخيط -
3 iğne
1. إبرة [إِبْرَة]Anlamı: dikiş dikmeye yarayan çelik araç2. دبوس [دَبُّوس]3. زراقة [زَرَّاقَة]Anlamı: vücuda ilaç vermeye yarayan araç, şırınga4. شص [شِصّ]Anlamı: olta ucundaki çengel5. صنارة [صِنَّارَة]Anlamı: olta ucundaki çengel6. محقن [مِحْقَن]Anlamı: vücuda ilaç vermeye yarayan araç, şırınga7. محقنة [مِحْقَنَة]Anlamı: vücuda ilaç vermeye yarayan araç, şırınga8. مخيط [مِخْيَط]Anlamı: dikiş dikmeye yarayan çelik araç -
4 iğne ardı
درزةغرزةقطبة -
5 iğne ardı
1. درزة [دَرْزَة]Anlamı: dikiş ve nakış türü2. غرزة [غُرْزَة]Anlamı: dikiş ve nakış türü3. قطبة [قُطْبَة]Anlamı: dikiş ve nakış türü -
6 toplu iğne
1. دبوس [دَبُّوس]2. مشبك [مِشْبَك]3. ملقط [مِلْقَط] -
7 toplu iğne
دبوسمشبكملقط -
8 enjektör
1. حقنة [حُقْنَة]Anlamı: iğne, şırınga2. زراقة [زَرَّاقَة]Anlamı: iğne, şırınga3. محقن [مِحْقَن]Anlamı: iğne, şırınga4. محقنة [مِحْقَنَة]Anlamı: iğne, şırınga -
9 klips
1. بكلة [بُكْلَة]Anlamı: yaylı bir pensle tutturulmuş küpe, iğne vb2. محبس [مِحْبَس]Anlamı: yaylı bir pensle tutturulmuş küpe, iğne vb3. مشبك [مِشْبَك]Anlamı: yaylı bir pensle tutturulmuş küpe, iğne vb -
10 enjeksiyon
-
11 ibre
1. دال [دالّ]2. مبين [مُبَيِّن] -
12 çuvaldız
مسلة [مِسَلَّة] -
13 diken
أسلة [أَسَلَة] -
14 iğneci
ممرض [مُمَرِّض]Anlamı: iğne yapan kimse -
15 iğnedenlik
مئبر [مِئْبَر] -
16 iğnelemek
دبس [دَبَّسَ]Anlamı: iğne ile tutturmak -
17 iğnelik
مئبر [مِئْبَر]
См. также в других словарях:
igné — igné, ée [ igne; iɲe ] adj. • mil. XVe; lat. igneus 1 ♦ Littér. Qui est de feu, qui a les caractères du feu. ⇒ ardent. Substance ignée. 2 ♦ (1835) Géol. Produit par l action du feu. Roches ignées. ● igné, ignée adjectif ( … Encyclopédie Universelle
igné — igné, ée (igh né, née) adj. 1° Terme didactique. Qui est de feu, qui a les qualités du feu. L influence de l océan igné sur les tremblements de terre et sur les éruptions volcaniques. • L existence de cette matière ignée, si douteuse et si… … Dictionnaire de la Langue Française d'Émile Littré
iğne — is. 1) Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç 2) İki şeyi birbirine tutturmaya yarar ince, uzun, ucu sivri, metal araç Çengelli iğne. Toplu iğne. 3) Toplu iğnenin süs olarak kullanılan, iri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
igne — ì·gne s.m. LE fuoco, fiamma: leggi Ezechiel, che li dipinge | ... venir con vento e con nube e con igne (Dante) {{line}} {{/line}} DATA: 1313 19. ETIMO: dal lat. ĭgne(m) … Dizionario italiano
iğne yapmak (veya vurmak) — iğne ile vücuda sıvı bir ilaç vermek Ölecek miyim? İğne yap bana doktor diyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğne yemek — iğne olmak Sonunda doktorların ısrarıyla bir sürü kuduz iğnesi yedi. R. Erduran … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğne olmak — iğne ile vücuduna ilaç verilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğne deliği — is. İğnenin arkasında iplik geçirilen delik Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iğne deliği gibi iğne deliğinden geçmek iğne deliğinden Hindistanı seyretmek iğne deliğine girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğne iplik — sf., ği Çok zayıf Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iğne ipliğe dönmek iğneden ipliğe kadar … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğne atsan yere düşmez — çok kalabalık Sabah sabah davullar vurulup meydan kurulur. Aman öyle bir kalabalık olur ki iğne atsan yere düşmez. E. C. Güney … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğne ipliğe dönmek — çok zayıflamak Sabun toprakta eridikçe insanın düşmanı da oturduğu yerde erir, iğne ipliğe dönermiş. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük