-
1 ifade etmek
adj. be enunciative of* * *1. express 2. state -
2 ifade etmek
to express, to signify, to state, to explain, to reflect, to convey, to frame, to couch -
3 açık ve kesin ifade etmek
v. formulate -
4 başka kelimelerle ifade etmek
v. reword -
5 güzel ifade etmek
v. turn a phrase -
6 kesinlikle ifade etmek
v. enunciate -
7 sözle ifade etmek
v. verbalize -
8 uygun sözcük ve cümlelerle ifade etmek
v. phraseTurkish-English dictionary > uygun sözcük ve cümlelerle ifade etmek
-
9 yanlış ifade etmek
v. misstate -
10 yeniden ifade etmek
v. restate -
11 meramını ifade etmek
to express oneself -
12 ifade
"1. expression, way of expressing oneself; way of speaking; way of writing. 2. (facial) expression. 3. what someone says: Münci´nin ifadesine göre evde kimse yoktu. According to Münci, no one was in the house. 4. law testimony; deposition. 5. slang affair, business. -sini almak /ın/ 1. law to take (someone´s) testimony, record (someone´s) testimony. 2. slang to beat (someone) up, give (someone) a going-over, give (someone) the works. - etmek /ı/ to express, state: Bunu nasıl ifade edebilirim? How can I express this? Saip´in gelmemesi çok şey ifade ediyor. Saip´s not coming tells us a lot about how he feels. (bir şey) - etmemek to signify nothing; to cut no ice. -si tamam olmak slang to be finished, be all washed up. - vermek law to testify, give testimony."
См. также в других словарях:
ifade etmek — 1) (bir şey) anlatmak Bu, ona yani bu acemilikle âleme rezil olursun manasını ifade ediyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) mec. (bir şey) önem taşımak Dostluk benim için çok şey ifade eder … Çağatay Osmanlı Sözlük
ifade — is., Ar. ifāde 1) Anlatım Güzel bir ifade. 2) Deyiş, söyleyiş Not ettiklerimi bir ağzın ifadesi şekline sokarak size okutacağım. S. M. Alus 3) Bir duyguyu yüz aracılığıyla anlatan belirtilerin bütünü Sakalı yeni çıkmış yüzünde çocukça ifadeler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ifâde — (A.) [ ﻩدﺎﻓا ] söylem, anlatım, dile getirme. ♦ ifâde edilmek anlatılmak, belirtilmek, dile getirilmek. ♦ ifâde etmek anlatmak, belirtmek, dile getirmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
terennüm etmek — 1) güzel ve alçak sesle şarkı söylemek Can acısıyla terennüm eder gibi ay ay ay! diye feryada başlıyorsunuz. R. N. Güntekin 2) anlatmak, ifade etmek Şurada sizi baştan başa terennüm eden bir şiir yazdım. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzının gırımı — ifade etmek istediği, dilinin altındaki bakla … Beypazari ağzindan sözcükler
TELMİH — (C.: Telmihât) Lâyıkiyle ve kâmilen keşfedip nazara arzetmek. * Bir şeyi açıkça söylemeyip başka bir mâna ifade için söz arasında mânalı söylemek. İmâ ile söz arasında başka bir mânayı ifade etmek. * Edb: İbârede bahsi geçmeyen bir kıssaya,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SÜBHANALLAH — Cenab ı Hakk ın mahlukatı ve eserleri karşısında duyulan hayret ve taaccübü ifade etmek için söylenir. Cenab ı Hakkın zâtında, sıfâtında ve ef alinde bütün kusurlardan münezzehiyetini ifade eder.(Sübhanallah ve Elhamdülillah cümleleri Cenab ı… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SERD-İ KELÂM — Güzel bir şekilde ifade etmek, söz etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bildirmek — e 1) Herhangi bir şeyi haber vermek Anası böyle söyledi, gene de gidip kocasına bildirdi. M. Ş. Esendal 2) nsz Herhangi bir konuda bilgi vermek Gönderdiğim mektubun bir ehemmiyeti yoktur, diye bildir, dedi. F. R. Atay 3) i Anlatmak, ifade etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstüne — zf. 1) İlişkin, üzerine, dair Arkadaşım aşk ve evlilik üstüne konuşulacak şeyler bulmuştu. S. F. Abasıyanık 2) Hesabına Kahveci içilen kahveleri Esat Ağanın üstüne yazıyor. M. Ş. Esendal 3) ... e göre, uygun olarak Paris e yazıldı. Oradan ölçü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dile getirmek — 1) konuşturmak Yıllar yılı, bu amaçları devlet adamlarımız, basınımız, sanat âlemimiz dile getirip durmuştur. T. Halman 2) belirtmek, anlatmak, açıklamak, ifade etmek Kendi kendime, adlı şiirinde bunu şöyle dile getirir. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük