-
1 ذرب
hâd; iveğen; kesici; keskin -
2 صارم
hâd; keskin -
3 عضب
hâd; keskin -
4 قاصل
hâd; kesici; keskin -
5 حد
darılmak; gazaplanmak; gücenmek; had; hudut; kasnak; kıran; küsmek; sınır -
6 درجة
aşama; çağ; derece; etap; had; kademe; kadar; kariyer; kerte; merhale; mertebe; not; numara; tabaka -
7 دور
aşama; çağ; çevirmek; defa; devre; etap; evre; faz; had; işletmek; işlemek; kat; katmer; kere; kez; merhale; sıra; tabaka; yuvarlaklaştırmak; zaman -
8 قاطع
berzah; hâd; kat'î; kesici; keskin -
9 ماض
geçmiş; hâd; kesici; keskin; mazi; peşinen -
10 مرحلة
aşama; çağ; etap; had; merhale -
11 بالغ
Iبالَغَ1. obartmakAnlamı: abartmak2. abartmakAnlamı: bir şeyi olduğundan büyük veya çok göstererek anlatmak, mübalağalı etmekIIبالِغ1. anaç2. berkAnlamı: sert, katı, sağlam3. kızışıkAnlamı: kızışmış olan, şiddetli4. yetişmişAnlamı: gereken niteliğe yetişmiş5. fasih6. erinAnlamı: döl verebilen, baliğ7. zomAnlamı: olgun olan kimse8. iveğenAnlamı: çabuk ilerleyen9. akutAnlamı: ilerlemiş, âcil ve hâd (hastalık)10. erişkin11. sertAnlamı: pek, katı, yumuşak karşıtı12. zorluAnlamı: güçlü, kuvvetli, şiddetli olan13. yetişkinAnlamı: yetişmiş, olgunlaşmış -
12 حد
Iحَدّ1. hudutAnlamı: sınıır, ilk komşu devketin topraklarını birbirinden ayıran çizgi2. hadAnlamı: aşama, derece, sınır3. kasnakAnlamı: herhangi bir çember, çerçeve4. sınırAnlamı: hudut5. kıranAnlamı: kıyı, uç, kenar, çevreIIحَدَّ1. gücenmek2. gazaplanmakAnlamı: öfkelenmek3. küsmekAnlamı: darılmak4. darılmakAnlamı: hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak -
13 درجة
دَرَجَة1. numaraAnlamı: ölçü, derece2. kerteAnlamı: derece, radde3. notAnlamı: okullarda öğrencilerin derecesi, numara4. çağAnlamı: hayatın dönemlerinden her biri5. tabakaAnlamı: makam, derece6. kademeAnlamı: aşama, basamak7. kariyerAnlamı: meslek8. etapAnlamı: aşama, merhale9. hadAnlamı: aşama, derece, sınır10. kadarAnlamı: ölçüsünde, derecesinde, büyüklüğünde vs11. mertebeAnlamı: aşama, derece12. merhaleAnlamı: derece, aşama13. numaraAnlamı: öğrenciye verilen not14. aşamaAnlamı: rütbe, mertebe, derece, paye15. dereceAnlamı: bir süreç içindeki durumlardan her biri, mertebe -
14 دور
Iدَوْر1. kat2. çağAnlamı: hayatın dönemlerinden her biri3. devreAnlamı: dönem4. hadAnlamı: aşama, derece, sınır5. etapAnlamı: aşama, merhale6. kat7. kereAnlamı: kez, defe8. merhaleAnlamı: derece, aşama9. katmer10. kezAnlamı: defa, kere11. evreAnlamı: merhale, aşama, safha12. fazAnlamı: evre, safha13. tabakaAnlamı: katman, kat14. zamanAnlamı: bir işin geçmekte olduğu süre, vakit15. aşamaAnlamı: rütbe, mertebe, derece, paye16. sıra17. defaAnlamı: kez, kereIIدَوَّرَ1. çevirmekAnlamı: döndürerek hareket ettirmek2. yuvarlaklaştırmakAnlamı: yuvarlak duruma getirmek3. işletmekAnlamı: işlemesini sağlamak, çalıştırmak4. işlemek -
15 ذرب
ذَرِب1. keskinAnlamı: çok kesici2. kesiciAnlamı: kesmek işini yapan3. hâdAnlamı: keskin, sivri4. iveğenAnlamı: çabuk ilerleyen -
16 صارم
-
17 عضب
-
18 قاصل
قاصِل1. keskinAnlamı: çok kesici2. kesiciAnlamı: kesmek işini yapan3. hâdAnlamı: keskin, sivri -
19 قاطع
قاطِع1. kesiciAnlamı: kesmek işini yapan2. keskinAnlamı: çok kesici3. kat'îAnlamı: kesin4. berzahAnlamı: kıstak, dar dil5. hâdAnlamı: keskin, sivri -
20 ماض
ماضٍ1. maziAnlamı: geçmiş2. peşinenAnlamı: başlangıçta3. geçmişAnlamı: zaman bakımından geride kalmış4. kesiciAnlamı: kesmek işini yapan5. keskinAnlamı: çok kesici6. hâdAnlamı: keskin, sivri
- 1
- 2
См. также в других словарях:
Had gadya — Had gadia Un chevreau Had gadia (en araméen: חַד גַדְיָה Had gadia, « un petit chevreau ») est une chanson juive écrite dans un araméen entrecoupé d hébreu. C est la dernière chanson du séder de pessa h avant le chant final L shana Ha… … Wikipédia en Français
Had — (h[a^]d), imp. & p. p. of {Have}. [OE. had, hafde, hefde, AS. h[ae]fde.] See {Have}. [1913 Webster] {Had as lief}, {Had rather}, {Had better}, {Had as soon}, etc., with a nominative and followed by the infinitive without to, are well established… … The Collaborative International Dictionary of English
Had as lief — Had Had (h[a^]d), imp. & p. p. of {Have}. [OE. had, hafde, hefde, AS. h[ae]fde.] See {Have}. [1913 Webster] {Had as lief}, {Had rather}, {Had better}, {Had as soon}, etc., with a nominative and followed by the infinitive without to, are well… … The Collaborative International Dictionary of English
Had as soon — Had Had (h[a^]d), imp. & p. p. of {Have}. [OE. had, hafde, hefde, AS. h[ae]fde.] See {Have}. [1913 Webster] {Had as lief}, {Had rather}, {Had better}, {Had as soon}, etc., with a nominative and followed by the infinitive without to, are well… … The Collaborative International Dictionary of English
Had better — Had Had (h[a^]d), imp. & p. p. of {Have}. [OE. had, hafde, hefde, AS. h[ae]fde.] See {Have}. [1913 Webster] {Had as lief}, {Had rather}, {Had better}, {Had as soon}, etc., with a nominative and followed by the infinitive without to, are well… … The Collaborative International Dictionary of English
Had rather — Had Had (h[a^]d), imp. & p. p. of {Have}. [OE. had, hafde, hefde, AS. h[ae]fde.] See {Have}. [1913 Webster] {Had as lief}, {Had rather}, {Had better}, {Had as soon}, etc., with a nominative and followed by the infinitive without to, are well… … The Collaborative International Dictionary of English
had — 1. had better. See better 1. 2. had have. This occurs with unreal (or unfulfilled) propositions in the past, constructed either with if (or an equivalent construction) as in the sentence If I had have known, I would have said something or with a… … Modern English usage
had better, had rather — Had better is widely used in giving advice or issuing a mild threat: We had better get started before midnight. You had better apologize to me for that remark. The phrase had best can be substituted for had better in such expressions. Neither is… … Dictionary of problem words and expressions
Had Nes 229 — (Had Nes,Израиль) Категория отеля: Адрес: Had Nes 229, Had Nes, 12950, Израиль … Каталог отелей
ḤAD GADYA — (Aram. חַד גַּדְיָא; An Only Kid ), initial phrase and name of a popular Aramaic song chanted at the conclusion of the Passover seder . Composed of ten stanzas, the verse runs as follows: A father bought a kid for two zuzim; a cat came and ate… … Encyclopedia of Judaism
Had I but known — is a form of foreshadowing that hints at some looming disaster in which the first person narrator laments his or her course of action which precipitates some or other unfortunate series of actions. Classically, the narrator never makes explicit… … Wikipedia