-
1 hiçbir yere
to no place -
2 hiçbir yere
nowhere
См. также в других словарях:
yok yere — zf. Hiçbir gereği ve yararı olmadan Yok yere onca güzel şeyin yok olup bitmesi kahrediyor beni. N. Eray … Çağatay Osmanlı Sözlük
kakılıp kalmak — (bir yere) beklemek zorunda kalmak, hiçbir yere gidememek Dedeye yeni şakirdiniz efendim diyerek çekilip gidince kız odanın ortasında kakılıp kaldı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmaz — is. 1) Sonu kapalı, çıkış yeri olmayan, hiçbir yere ulaşamayan yol, sokak Bu apartmanın olduğu çıkmazda bir garaj, bir eski ahır, üç esrarlı ve daima kapalı depodan başka bir şey yoktur. H. E. Adıvar 2) sf., mec. Çözüme ulaşmayan, çözüm yolu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vizonet — is., Fr. visonette Taklit vizon Parmağında zümrüt yüzüğü, üstünde vizonet kürküyle otururken kimselere, hiçbir yere değmemeye çalışan bir iş adamı karısı. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekilmek — nsz 1) Çekme işi yapılmak Ağlar çekiliyor dalyanlarda. O. V. Kanık 2) e Kendini geriye veya bir yana çekmek 3) den Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek Hiçbir zaman mebusluktan çekilmek niyetinde değilim. T. Buğra 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ajda Pekkan — (* 12. Februar 1946 in İstanbul) ist eine türkische Popmusikerin und Schauspielerin. Inhaltsverzeichnis 1 Leben 2 Diskografie 2.1 Alben 2.2 … Deutsch Wikipedia
adam — is., Ar. ādem 1) İnsan 2) Erkek kişi, kadın karşıtı İyi bir adam isterse, babası da verirse, varacak. M. Ş. Esendal 3) Birinin yanında ve işinde bulunan kimse Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar. K. Tahir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boş — sf. 1) İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler. A. Gündüz 2) Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal Boş kadro. 3) Yapılacak işi olmayan, işsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
durduğu yerde — zf. 1) Hiçbir emek harcamadan 2) Gereği yokken 3) Suçsuz yere … Çağatay Osmanlı Sözlük
emin — sf., Ar. emīn 1) Güvenli Gizli kitapları ve notları yok etmemiş yahut daha emin bir yere kaldırmamıştım. R. N. Güntekin 2) Sakıncasız, emniyetli, tehlikesiz Dağlar hiçbir zaman emin değildir. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Şüphesi olmayan Pek büyük bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük