-
1 oranlamak
1. أحصى [أَحْصَى]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek2. احتسب [اِحْتَسَبَ]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek3. حسب [حَسَبَ]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek4. حصر [حَصَرَ]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek5. خمن [خَمَّنَ]Anlamı: akıl yoluyla hüküm vermek, tahmin etmek6. عد [عَدَّ]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek7. عدد [عَدَّدَ]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek8. قدر [قَدَّرَ]Anlamı: akıl yoluyla hüküm vermek, tahmin etmek
См. также в других словарях:
hesap vermek (veya hesabını vermek) — 1) bir işin sorumluluğunu yüklenmek Hesap verin bakalım, nerelerde sürtüyordunuz bu saatlere kadar? R. N. Güntekin 2) herhangi bir davranışın sebebini açıklamak, anlatmak Evvela, sana birkaç haftadır mektup yazamayışımın hesabını vereyim. R. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sorumlu — sf. Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan (kimse), mesul Ailede başkan odur, kararları o alır, hepimizin geleceğinin sorumlusu ve güvencesi odur. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oranlamak — i 1) Ölçmek, hesaplamak, hesap etmek 2) Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak hüküm vermek, tahmin etmek 3) Karşılaştırmak, kıyaslamak 4) i, le Eşit tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
defter açmak — 1) para yardımı veya gönüllü toplamaya girişmek 2) hesap açmak, banka cüzdanı vermek 3) mec. bir şeye yeniden başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
NEZİR — (Nezr. den) Bir iş için korkulacak bir şey söyleyip gözdağı vermek. İlerdeki hesap için korkutmak. ( Beşir in zıddıdır) * Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın bir vasfı olup Allaha (C.C.) inanıp itaat etmeyenlere cehennemden haber verdiği için… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TENASÜB — Uygunluk, uyma, tutma. Yakınlaşma. * Nisbet, kıyas. * İki adet birbirine nisbet edilerek yapılan hesap usulü. * Edb: Mânaca birbirine uygun kelimeleri bir arada söze güzellik vermek maksadı ile zikretmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İKRAM — Ağırlamak. Hürmet etmek. Saygı göstermek. * İltifat olarak bir şeyler vermek. * Bağış. * Hesap dışı verilen şey veya yapılan indirme, tenzilât. * Allah ın lütfu ve ihsanı.(İkramın izharı, yani Allah ın lütfu ve ihsanı olan ikramın izharı tahdis i … Yeni Lügat Türkçe Sözlük