-
1 ardınca
1. آخر [آخِر]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra2. أخير [أَخِير]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra3. ألية [أَلْيَة]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra4. اختتام [اِخْتِتَام]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra5. خاتم [خاتَم]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra6. خاتمة [خاتِمَة]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra7. ختام [خِتَام]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra8. ختامي [خِتَامِيّ]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra9. خلف [خَلْف]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra10. دابر [دابِر]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra11. دبر [دُبُر]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra12. دبر [دُبْر]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra13. ردف [رِدْف]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra14. ردفان [رِدْفان]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra15. سافلة [سافِلَة]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra16. ظهر [ظَهْر]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra17. عجز [عَجُز]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra18. عجيزة [عَجِيزَة]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra19. قفا [قَفَا]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra20. قفاء [قَفَاء]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra21. مدى [مَدًى]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra22. منتهى [مُنْتَهَى]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra23. نهائي [نِهَائِيّ]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra24. نهاية [نِهَايَة]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra25. وراء [وَرَاءَ]Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra -
2 kör düğüm
1. إشكالي [إِشْكالِيّ]2. عجرة [عُجْرَة]Anlamı: çözülemeyen, ilmiksiz düğüm3. مشكل [مُشْكِل]4. مشكلة [مُشْكِلَة]5. معضلة [مُعْضِلَة]6. عقدة [عُقْدَة]7. عقدة [عُقْدَة]Anlamı: çözülemeyen, ilmiksiz düğüm -
3 kompleks
1. شاق [شاقّ]Anlamı: hemen kavranamayan, çözümü güç olan2. عصيب [عَصِيب]Anlamı: hemen kavranamayan, çözümü güç olan3. متعب [مُتْعِب]Anlamı: hemen kavranamayan, çözümü güç olan4. متعذر [مُتَعَذِّر]Anlamı: hemen kavranamayan, çözümü güç olan5. متعسر [مُتَعَسِّر]Anlamı: hemen kavranamayan, çözümü güç olan6. مرهق [مُرْهِق]Anlamı: hemen kavranamayan, çözümü güç olan7. نكير [نَكِير]Anlamı: hemen kavranamayan, çözümü güç olan8. عويص [عَوِيص]Anlamı: hemen kavranamayan, çözümü güç olan -
4 ivedili
1. عاجل [عاجِل]Anlamı: hemen yapılması gereken2. عجل [عَجِل]Anlamı: hemen yapılması gereken3. مستعجل [مُسْتَعْجَل]Anlamı: hemen yapılması gereken4. مسرع [مُسَرَّع]Anlamı: hemen yapılması gereken5. معجل [مُعَجَّل]Anlamı: hemen yapılması gereken -
5 azgın
1. شبق [شَبِق]Anlamı: yarası hemen kapanmayan, çabuk iltihaplanan, cinsel istekleri aşırı olan2. شهوان [شَهْوان]Anlamı: yarası hemen kapanmayan, çabuk iltihaplanan, cinsel istekleri aşırı olan3. شهواني [شَهْوانِيّ]Anlamı: yarası hemen kapanmayan, çabuk iltihaplanan, cinsel istekleri aşırı olan4. غلم [غَلِم]Anlamı: yarası hemen kapanmayan, çabuk iltihaplanan, cinsel istekleri aşırı olan -
6 peşinde
1. آت [آتٍ]Anlamı: hemen ardından2. تبيع [تَبِيع]Anlamı: hemen ardından3. تلو [تِلْو]Anlamı: hemen ardından -
7 âdeta
عادة [عادَة]Anlamı: bayağı, basbayağı ve hemen hemen, sanki -
8 akabinde
1. بعدما [بَعْدَمَا]Anlamı: arkasında, hemen arkadan, ardından2. تلو [تِلْو]Anlamı: arkasında, hemen arkadan, ardından -
9 asıntı
1. إعاقة [إِعَاقَة]Anlamı: bir ışı hemen yapmayıp bekleterek geri bırakma, tavik2. تعويق [تَعْوِيق]Anlamı: bir ışı hemen yapmayıp bekleterek geri bırakma, tavik -
10 acilen
حالا [حالا]Anlamı: hemen, hiç zaman yitirmeden, tez elden, gecikmeden, ivedilikle -
11 çarçabuk
عاجل [عاجِل]Anlamı: pek çabuk, hemen -
12 dakikasında
حين [حِين]Anlamı: hemen o anda -
13 oracıkta
هناك [هُنَاكَ]Anlamı: hemen o yerde, olduğu yerde
См. также в других словарях:
Hemen — Divinité égyptienne Taharka faisant l offrande des vases Nou au dieu Hemen XXVe dynastie Musée du Louvre … Wikipédia en Français
Hemen — ist ein Gott der Ägyptischen Mythologie. Er war Schutzgott der oberägyptischen Stadt El Moalla (El Mo alla, Hefat). Dargestellt wurde er als Falke. Es ist kaum etwas über seine Mythologie bekannt. Literatur Hans Bonnet: Lexikon der ägyptischen… … Deutsch Wikipedia
hemen — zf., Far. hemān 1) Çabucak 2) Aşağı yukarı Hayır, yalnız ben değilim onu beğenmeyen, sevmeyen, hemen kimse beğenmiyor o şairi, sevmiyor. N. Ataç 3) Yalnız, sadece Birleşik Sözler hemen hemen … Çağatay Osmanlı Sözlük
Hemen — In Egyptian mythology, Hemen was a falcon ndash;god, worshipped in Hefat, who was depicted during the Old Kingdom as slaying hippopotami, and other symbolic forces of chaos … Wikipedia
Hemen Majumdar — fue un pintor indio[1] nacido en 1871 y fallecido en 1948. Su pintura más popular es Lady with Lamp (en español, Mujer con Lámpara) que representa la soledad de la mujer. En 2002 se produjo un enorme revuelo cuando esa pintura fue robada y… … Wikipedia Español
Hemen Township, Barnes County, North Dakota — Hemen Township is a civil township in Barnes County, North Dakota, USA. As of the 2000 census, its population was 38. [cite American Factfinder|twp|3800337180|general|Hemen Township] References … Wikipedia
hemen hemen — zf. 1) Nerede ise, az zaman sonra Hemen hemen hepsi vatana döndüler. B. Felek 2) Tam değilse bile ona pek yakın Hemen hemen iki yıl oldu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hemen — hem·en … English syllables
hemen — ˈhemə̇n pronoun Etymology: Middle English, alteration of hem more at hem (them) now dialect Britain : them compare hem I … Useful english dictionary
Municipio de Hemen (Dakota del Norte) — Municipio de Hemen Municipio de los Estados Unidos … Wikipedia Español
bi hamlada — hemen … Beypazari ağzindan sözcükler