-
1 earn a living
hayatını kazanmak, geçinmek -
2 lay down one's life
hayatını feda etmek -
3 lead smb. a dog's life
hayatını mahvetmek, hayatı zindan etmek -
4 make a living
hayatını kazanma, geçimini sağlayabilme -
5 risk one's neck
hayatını tehlikeye atmak -
6 earn a living
hayatını kazanmak, geçinmek -
7 lay down one's life
hayatını feda etmek -
8 lead smb. a dog's life
hayatını mahvetmek, hayatı zindan etmek -
9 make a living
hayatını kazanma, geçimini sağlayabilme -
10 risk one's neck
hayatını tehlikeye atmak -
11 зарабатывать на жизнь
hayatını kazanmak -
12 гибнуть
ölmek,can vermek,yasanımı yitirmek; yıkılmak,batmak* * *несов.; сов. - поги́бнуть1) ölmek; can vermek; yaşamını yitirmek; hayatını kaybetmek; gitmek; kırılmakги́бнуть от го́лода и боле́зней — açlıktan hastalıktan kırılmak
он поги́б от пу́ли — kurşun ile öldü
там уже поги́бло не́сколько альпини́стов — orada birkaç dağcı hayatını kaybetmişti
они́ реши́ли поги́бнуть, но не сдава́ться — ölmek var, teslim yok demişlerdi
ни за что поги́б па́рень! — güme gitti çocuk!
2) в соч.посе́вы поги́бли от за́морозков — ekinler dondan yandı
3) перен. yıkılmak; batmak; batıp gitmek -
13 жизнь
yaşam,hayat,yaşantı,ömür* * *жyaşam; hayat; yaşama; yaşantı; ömür (- mrü)семе́йная жизнь — aile hayatı / yaşamı
полити́ческая жизнь страны́ — ülkenin siyasal yaşamı
о́браз жи́зни — yaşam tarzı; yaşayış
безопа́сность жи́зни и иму́щества — can ve mal güvenliği
пра́во на жизнь — yaşama hakkı
ра́дость жи́зни — yaşama sevinci
при жи́зни — sağlığında
по́лный жи́зни — yaşam dolu
он всю жизнь рабо́тал — ömrü / hayatı boyunca çalıştı
пять лет (его́) жи́зни — ömrünün beş yılı
на э́то (це́лой) жи́зни не хва́тит — buna bir ömür yetişmez
е́сли тебе́ жизнь дорога́ — canını seviyorsan
спасти́ жизнь кому-л. — birinin hayatını kurtarmak
отда́ть жизнь за... —... uğruna canını vermek
зараба́тывать на жизнь — hayatını kazanmak
(ему́) зарпла́ты на жизнь хвата́ет — maaşı geçimine yetiyor
сама́ жизнь показа́ла, что... — yaşamın kendisi göstermiştir ki,...
я тако́го в жи́зни не ви́дел — böylesini ömrümde görmemiştim
бо́льше мне ничего́ в жи́зни не на́до! — dünyada hiç başka şey istemem!
жизнь ста́ла доро́же — разг. geçim zorlaştı
••борьба́ не на жизнь, а на́ смерть — ölüm kalım savaşı
в жи́зни не пове́рю! — asla inanmam!
вопро́с жи́зни и́ли сме́рти — ölüm kalım sorunu
э́то не жизнь! — yaşamak değil bu!
-
14 Leben
Leben n <Lebens; Leben> hayat, yaşam;am Leben bleiben hayatta kalmak; (überleben) sağ kalmak;am Leben sein hayatta olmak;sich (D) das Leben nehmen canına kıymak, hayatına son vermek;ums Leben kommen hayatını kaybetmek, ölmek;um sein Leben laufen (kämpfen) hayatını kurtarmak için kaçmak (savaşmak);das tägliche Leben günlük hayat;mein Leben lang hayatım/ömrüm boyunca;ich tanze für mein Leben gern dans etmeye bayılırım;ins Leben rufen gerçekleştirmek, hayata geçirmek;er steht im öffentlichen Leben kamuoyunun gözü onun üstünde;fam nie im Leben! hayatta/dünyada olmaz!;Leben bringen in (A) -e canlılık getirmek -
15 ад
cehennem* * *мcehennem тж. перен.преврати́ть чью-л. жизнь в сплошно́й ад — hayatını cehennem etmek
-
16 губить
mahvetmek; batırmak,kıymak,kırıp geçirmek* * *несов.; сов. - погуби́ть, сгуби́тьmahvetmek; тж. перен. batırmak; kıymak; kırıp geçirmek ( убивать)губи́ть де́ньги — перен. para batırmak
он сам себя́ гу́бит — kendi kendini batırıyor
за́суха гу́бит посе́вы — kuraklık ekinleri mahveder
его́ сгуби́ли ка́рты — onu kumar mahvetti
погуби́ть чью-л. жизнь — birinin hayatını mahvetmek
-
17 даровать
bağışlamak* * *несов., сов., уст.bağışlamak; ihsan etmek••дарова́ть кому-л. жизнь — hayatını / canını bağışlamak
-
18 дорого
pahalılık* * *до́рого обойти́сь / сто́ить кому-л. — birine pahalıya mal olmak
••до́рого отда́ть свою́ жизнь — hayatını / canını pahalı(ya) satmak
до́рого да ми́ло, дёшево да гни́ло — погов. pahalıdır vardır hikmeti, ucuzdur vardır illeti
-
19 жертвовать
bağışlamak; feda etmek,kurban etmek* * *1) (отдавать, дарить) bağışlamak2) feda etmek; harcamak, kurban etmekже́ртвовать жи́знью — canını / hayatını feda etmek
гото́вый поже́ртвовать жи́знью — canını fedaya hazır
лю́ди, ра́ди кото́рых он был гото́в поже́ртвовать (свое́й) жи́знью — uğruna canını ortaya koyduğu insanlar
ра́ди э́того он поже́ртвовал свое́й мо́лодостью — bunun uğruna gençliğin harcadı
же́ртвовать собо́й — kendini feda etmek
••поже́ртвовать ферзя́ — шахм. veziri feda etmek
-
20 загрызть
сов.1) paralamak2) перен., разг. hayatını cehennem yapmak / etmekего́ загры́зла со́весть — vicdan azabından rahat yüzü görmüyor
См. также в других словарях:
hayatını (birine) borçlu olmak — 1) biri tarafından ölümden kurtarılmış olmak 2) birinin yaşamı bir başkasının desteği ile sağlanmış olmak Bu hayatımı ağabeyime borçluyum … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayatını kazanmak — geçimini sağlamak O zamandan beri müesseselerde çalışıyor, hayatımı kazanıyorum. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayatını yaşamak — her türlü baskıdan uzak, dilediğince, gönlünce yaşamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İFNA-Yİ HAYAT — Hayatını sarf edip bitirmek. Hayatını yok etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VAKF-I HAYAT — Hayatını vakfetme. * Ömrünü tamamen din hizmetine vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hayat — 1. is., hlk., Ar. ḥiyāṭ 1) Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa 2) Avlu 3) Balkon 4) Sundurma 2. is., Ar. ḥayāt 1) Canlı, sağ olma durumu 2) Yaşam Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. H. F … Çağatay Osmanlı Sözlük
Mualla Eyüboğlu — Anhegger Born Mualla 1919 Aziziye, Erzurum, Ottoman Empire Died August 16, 2009(2009 08 16) (aged 90) Istanbul, Turkey Resting place Merkezefendi Cemetery … Wikipedia
yaşamak — nsz 1) Canlılığını, hayatını sürdürmek Hiçbir şey yaşarken daha önemli değildir. A. İlhan 2) Sağ olmak Deden yaşıyor mu? 3) Varlığını sürdürmek Balıklar suda yaşar. 4) Oturmak, eğleşmek Köyde yaşamak. Şehirde yaşamak. 5) Geçinmek Bu kazançla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ertuğrul Osman — Ertuğrul Osman, His Imperial Highness Prince of the Ottoman Empire Head of the House of Osman Term 12 March 1994 23 September 2009 ( 1000000000000001500000015 years, 10000000000000195000000195 days) Predecessor Mehmed Orhan Successor… … Wikipedia
İsmail Cem İpekçi — (February 15 1940, Istanbul ndash; January 24 2007, Istanbul) was a Turkish politician, journalist, statesman and former minister of foreign affairs. Background İsmail Cem finished high school at Robert College in İstanbul in 1959 and graduated… … Wikipedia
Özhan Canaydın — 32nd President of Galatasaray SK In office March 23, 2002 – March 22, 2008 Preceded by Mehmet Cansun Succeeded by Adnan Polat … Wikipedia