-
1 durum
положе́ние (с) ситуа́ция (ж) состоя́ние (с)* * *1) положе́ние, обстано́вка, ситуа́цияgüç bir duruma düşmek — попа́сть в затрудни́тельное положе́ние
siyaso durum — полити́ческая обстано́вка
2) состоя́ниеhava durumu — состоя́ние пого́ды
sağlık durumu — состоя́ние здоро́вья
sağlık durumu dolayısıyla — по состоя́нию здоро́вья
sihho durum — санита́рное состоя́ние
yolların durumu — состоя́ние доро́г
durumda olmak — быть в состоя́нии (что-л. сделать)
karar verecek durumda değilim — я не в состоя́нии приня́ть реше́ние
3) вид, фо́рмаmesele siyasî bir durum almıştı — вопро́с при́нял полити́ческую окра́ску
См. также в других словарях:
hava durumu — is., meteor. Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü, hava raporu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava raporu — is., meteor. Hava durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava şartları — is., ç. Hava durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAVA — (Hevâ) Hava. Dünyayı çeviren atmosfer. Cevv. Yer ile gök arası. * Hafif yel. * Bir binanın üzerine kat çıkma hakkı. * Bir yerin hâli ve sıhhat bakımından durumu. * Müzikte ezgili ses, sad … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
durum — is. 1) Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı. R. N. Güntekin 2) Duruş biçimi, konum 3) Bireyin toplum… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alçak basınç — is., cı, meteor. Barometrede 760 mm altında bulunan, kötü havayı işaret eden hava durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüksek basınç — is., cı, meteor. Basınçölçerde 760 mm üstünde bulunan ve güzel havayı belirten hava durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
Army of Islam (Ottoman Empire) — This article is about the Ottoman military force. For the Palestinian group, see Army of Islam (Gaza Strip). Army of Islam Ottoman artillery bombing Baku Active … Wikipedia
birlik — is., ği 1) Tek, bir olma durumu, vahdaniyet Tanrı nın birliğine inanır. 2) Bir arada olma durumu, vahdet Türk milletinin birliği. 3) Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet Dil birliği. Ülkü birliği. 4) Belli bir topluluğun yararlarını korumak için … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük