Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

hardal

  • 21 hardal bitkisi

    n. mustard

    Turkish-English dictionary > hardal bitkisi

  • 22 hardal\ yakısı

    горчи́чник (м)

    Türkçe-rusça sözlük > hardal\ yakısı

  • 23 hardal yakısı

    mustard plaster

    İngilizce Sözlük Türkçe > hardal yakısı

  • 24 beyaz hardal

    white mustard

    Turkish-English dictionary > beyaz hardal

  • 25 biraz hardal alabilir miyim

    May I have some mustard

    Turkish-English dictionary > biraz hardal alabilir miyim

  • 26 yabani hardal

    n. charlock

    Turkish-English dictionary > yabani hardal

  • 27 lâpa

    ка́ша (ж)
    * * *
    1) размазня́, жи́дкая ка́ша
    2) припа́рка; пла́стырь

    lâpa kaymak — де́лать припа́рки; прикла́дывать пла́стырь

    hardal lâpası — горчи́чник

    ••

    Türkçe-rusça sözlük > lâpa

  • 28 yakı

    пла́стырь

    hardal yakısı — горчи́чник

    yakı açmak — сня́ть пла́стырь

    yakı vurmak / yapıştırmak — поста́вить горчи́чник

    Türkçe-rusça sözlük > yakı

  • 29 lapa

    1) ка́ша

    bulgur lapası — пшени́чная ка́ша

    2) припа́рка; пла́стырь

    hardal lapası — горчи́чник

    Büyük Türk-Rus Sözlük > lapa

  • 30 yakı

    прижига́ющее сре́дство; пла́стырь

    - a yakı açmak — снять пла́стырь

    yakı vurmak, yakı yapıştırmak — прикла́дывать прижига́ющее сре́дство

    hardal yakısı — горчи́чник

    Büyük Türk-Rus Sözlük > yakı

  • 31 vurmak

    ",-ur 1. /a/ to hit, strike. 2. /a/ to knock on; to tap on. 3. /ı/ to shoot; to stab. 4. /ı/ to kill. 5. /ı/ to hit (a target). 6. /ı/ to hunt (animals). 7. /ı, a/ to drive (a nail, etc.) into. 8. /ı, a/ to give (someone) (a hypodermic injection): Doktor, Mahmut´a iğne vurmadı. The doctor didn´t give Mahmut a shot. 9. /ı, a/ to put (one thing) on (another): Dudu bohçayı sırtına vurdu. Dudu put the large bundle on her shoulder. O kola bir yama vuracağım. I´ll put a patch on that sleeve. Polis, Enver´in ellerine kelepçe vurdu. The policeman handcuffed Enver. Ön kapıya kırmızı boya vurmak istiyor. He wants to paint the front door red. Ağrıyan koluna hardal yakısı vurdu. She put a mustard plaster on her aching arm. 10. /ı, a/ to multiply: Onu ona vurursan yüz eder. If you multiply ten by ten, you get a hundred. 11. /a/ (for light, a shadow, rain, wind) to hit, strike, fall on. 12. /ı/ (for a clock) to strike (the hour). 13. /ı/ to steal. 14. /ı/ to have, knock back (a drink). 15. /ı/ (for something) to make (someone) sick; /a/ (for something) to make (itself) felt in (a part of one´s body). 16. /ı/ (for a shoe) to chafe, blister (one´s foot). 17. /a/ to strike out along, head out along (a road); to head for. 18. /ı, a/ to knock or throw (someone or something) to/on (the ground). 19. /ı/ to slam (something) shut. 20. /ı/ (for something) to damage or blight (a crop). 21. (for one´s heart or pulse) to beat. 22. /a/ slang to *screw, have sex with. Vur abalıya! Jump on someone who´s weaker than you are! (said reproachfully). Vur dedikse öldür demedik ya! colloq. I didn´t ask you to go that far! vur deyince öldürmek (for someone) to tend to carry things to extremes. vur patlasın, çal oynasın 1. (enjoying oneself) wildly, to the hilt, by whooping it up, by painting the town red, by living it up. 2. living it up, Brit. going on the razzle: Bu tazminat bir elime geçsin, ondan sonra vur patlasın çal oynasın! Once I get my hands on this retirement bonus, I´m going to live it up! vurdukça tozumak to get more complicated the deeper one gets into it."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > vurmak

См. также в других словарях:

  • hardal — hardál s.m. (reg.) buruiană numită şi muştar de câmp, muştar sălbatic, muştar ţigănesc. Trimis de blaurb, 18.05.2006. Sursa: DAR …   Dicționar Român

  • Hardal — For the settlement in Bangladesh, see Hardal, Bangladesh. Hardal (also Chardal; hebrewterm|חרד ל, חרדי לאומי| Haredi Le umi |pl=small|Plural: Hardalim |National Haredi) refers to those strictly Orthodox Jews who support the ideology of religious… …   Wikipedia

  • hardal — is., bit. b., Ar. ḫardal 1) Turpgillerden, 100 150 cm yükseklikte, sarı çiçekli, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan, tadı acı ve bir yıllık bir bitki (Brassica nigra) 2) Bu tohumun toz durumuna getirilmiş veya sirke ile… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hardal — (A.) [ لدﺮﺧ ] hardal …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • hardal rengi — is. 1) Kirli sarı renk Üstünde daima saz rengi, hardal rengi ... nohudi renklerde veya bunları andıran bir renkte bir esvabı ... vardı. A. Ş. Hisar 2) sf. Bu renkte olan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HARDAL — Çok küçük tohumları olan ve yaprakları yenen bir nebat ismi. Döğülerek macun haline getirilir ve sofrada iştah açmak için kullanılır …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • hardal gazı — is. Deriyi tahriş ederek solunum yollarını ve gözleri etkileyen, yiyeceklerle birlikte alınması durumunda yemek borusu ve bağırsaklarda ağır yaralar açan kimyasal silah …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • SINAB — Hardal. * Hardal ve kuru üzümden yapılan bir cins kuru boya …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kıçı — hardal III, 238 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • HARDALE — Hardal tanesi. * Nesneyi ufak edip kesmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Chardal — (or Hardal); Hebrew: חרד ל, acronym for חרדי לאומי, Charedi Le umi, lit. Nationalist Charedi , Plural: Chardalim refers to the Ultra Orthodox Jews who support the ideology of Religious Zionism. It is a combination of the words Charedi and Leumi.… …   Wikipedia

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»