-
21 hardal bitkisi
n. mustard -
22 hardal\ yakısı
горчи́чник (м) -
23 hardal yakısı
mustard plaster -
24 beyaz hardal
white mustard -
25 biraz hardal alabilir miyim
May I have some mustard -
26 yabani hardal
n. charlock -
27 lâpa
ка́ша (ж)* * *1) размазня́, жи́дкая ка́ша2) припа́рка; пла́стырьlâpa kaymak — де́лать припа́рки; прикла́дывать пла́стырь
hardal lâpası — горчи́чник
•• -
28 yakı
пла́стырьhardal yakısı — горчи́чник
yakı açmak — сня́ть пла́стырь
yakı vurmak / yapıştırmak — поста́вить горчи́чник
-
29 lapa
-
30 yakı
прижига́ющее сре́дство; пла́стырь- a yakı açmak — снять пла́стырь
yakı vurmak, yakı yapıştırmak — прикла́дывать прижига́ющее сре́дство
hardal yakısı — горчи́чник
-
31 vurmak
",-ur 1. /a/ to hit, strike. 2. /a/ to knock on; to tap on. 3. /ı/ to shoot; to stab. 4. /ı/ to kill. 5. /ı/ to hit (a target). 6. /ı/ to hunt (animals). 7. /ı, a/ to drive (a nail, etc.) into. 8. /ı, a/ to give (someone) (a hypodermic injection): Doktor, Mahmut´a iğne vurmadı. The doctor didn´t give Mahmut a shot. 9. /ı, a/ to put (one thing) on (another): Dudu bohçayı sırtına vurdu. Dudu put the large bundle on her shoulder. O kola bir yama vuracağım. I´ll put a patch on that sleeve. Polis, Enver´in ellerine kelepçe vurdu. The policeman handcuffed Enver. Ön kapıya kırmızı boya vurmak istiyor. He wants to paint the front door red. Ağrıyan koluna hardal yakısı vurdu. She put a mustard plaster on her aching arm. 10. /ı, a/ to multiply: Onu ona vurursan yüz eder. If you multiply ten by ten, you get a hundred. 11. /a/ (for light, a shadow, rain, wind) to hit, strike, fall on. 12. /ı/ (for a clock) to strike (the hour). 13. /ı/ to steal. 14. /ı/ to have, knock back (a drink). 15. /ı/ (for something) to make (someone) sick; /a/ (for something) to make (itself) felt in (a part of one´s body). 16. /ı/ (for a shoe) to chafe, blister (one´s foot). 17. /a/ to strike out along, head out along (a road); to head for. 18. /ı, a/ to knock or throw (someone or something) to/on (the ground). 19. /ı/ to slam (something) shut. 20. /ı/ (for something) to damage or blight (a crop). 21. (for one´s heart or pulse) to beat. 22. /a/ slang to *screw, have sex with. Vur abalıya! Jump on someone who´s weaker than you are! (said reproachfully). Vur dedikse öldür demedik ya! colloq. I didn´t ask you to go that far! vur deyince öldürmek (for someone) to tend to carry things to extremes. vur patlasın, çal oynasın 1. (enjoying oneself) wildly, to the hilt, by whooping it up, by painting the town red, by living it up. 2. living it up, Brit. going on the razzle: Bu tazminat bir elime geçsin, ondan sonra vur patlasın çal oynasın! Once I get my hands on this retirement bonus, I´m going to live it up! vurdukça tozumak to get more complicated the deeper one gets into it."
- 1
- 2
См. также в других словарях:
hardal — hardál s.m. (reg.) buruiană numită şi muştar de câmp, muştar sălbatic, muştar ţigănesc. Trimis de blaurb, 18.05.2006. Sursa: DAR … Dicționar Român
Hardal — For the settlement in Bangladesh, see Hardal, Bangladesh. Hardal (also Chardal; hebrewterm|חרד ל, חרדי לאומי| Haredi Le umi |pl=small|Plural: Hardalim |National Haredi) refers to those strictly Orthodox Jews who support the ideology of religious… … Wikipedia
hardal — is., bit. b., Ar. ḫardal 1) Turpgillerden, 100 150 cm yükseklikte, sarı çiçekli, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan, tadı acı ve bir yıllık bir bitki (Brassica nigra) 2) Bu tohumun toz durumuna getirilmiş veya sirke ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hardal — (A.) [ لدﺮﺧ ] hardal … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
hardal rengi — is. 1) Kirli sarı renk Üstünde daima saz rengi, hardal rengi ... nohudi renklerde veya bunları andıran bir renkte bir esvabı ... vardı. A. Ş. Hisar 2) sf. Bu renkte olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
HARDAL — Çok küçük tohumları olan ve yaprakları yenen bir nebat ismi. Döğülerek macun haline getirilir ve sofrada iştah açmak için kullanılır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hardal gazı — is. Deriyi tahriş ederek solunum yollarını ve gözleri etkileyen, yiyeceklerle birlikte alınması durumunda yemek borusu ve bağırsaklarda ağır yaralar açan kimyasal silah … Çağatay Osmanlı Sözlük
SINAB — Hardal. * Hardal ve kuru üzümden yapılan bir cins kuru boya … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kıçı — hardal III, 238 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
HARDALE — Hardal tanesi. * Nesneyi ufak edip kesmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Chardal — (or Hardal); Hebrew: חרד ל, acronym for חרדי לאומי, Charedi Le umi, lit. Nationalist Charedi , Plural: Chardalim refers to the Ultra Orthodox Jews who support the ideology of Religious Zionism. It is a combination of the words Charedi and Leumi.… … Wikipedia