-
1 halel
halel Schaden m, Beschädigung f; Mangel m; Beeinträchtigung f;halel gelmek Rechte geschmälert werden; Ordnung gestört werden;-e halel getirmek schaden (D), beeinträchtigen (A);-e halel vermek Schaden zufügen (D) -
2 halel
-
3 halel
вред, уще́рб; по́рча, поврежде́ниеhalel gelmek — наруша́ться
halel getirmek — поврежда́ть; наруша́ть; затрудня́ть
halel vermek — навреди́ть, испо́ртить; нанести́ вред
-
4 halel
а вред, уще́рб; по́рча, поврежде́ние; изъя́н, недоста́ток, дефе́кт- a halel gelmek — а) быть повреждённым [попо́рченным); б) наруша́ться
- a halel getirmek — наноси́ть уще́рб (вред)
-
5 halel
παραβίαση -
6 halel
أضرارخللعطبفساد -
7 halel
1. أضرار [أَضْرار]Anlamı: bozukluk, bozma2. خلل [خَلَل]Anlamı: bozukluk, bozma3. عطب [عَطَب]Anlamı: bozukluk, bozma4. فساد [فَسَاد]Anlamı: bozukluk, bozma -
8 halel
injury, harm -
9 halel
injury, damage, harm. - gelmek /a/ 1. to be harmed, be injured. 2. to be blemished, be sullied. - getirmek /a/ to harm, injure. - vermek /a/ to injure, upset, spoil, harm. -
10 halel getirmek
иягъэ екIын -
11 halel gelmek
to be injured -
12 şuur
а1) ум, ра́зум, поня́тливостьşuuruna halel geldi — он сошёл с ума́
şuurunu kaybetmek — потеря́ть рассу́док
şuuru muhtel — соше́дший с ума́
şuuru yerinde olmamak — быть не в здра́вом (не в своём) уме́
2) созна́ние; созна́тельностьşuurla — созна́тельно
şuurunu boğmak — забы́ться
şuuruna varmak — доходи́ть до созна́ния
proleter şuuru — пролета́рская созна́тельность
sınıf şuurunun artması — повыше́ние кла́ссового созна́ния
См. также в других словарях:
halel — is., esk., Ar. ḫalel Bozma, bozukluk Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller halel gelmek halel getirmek halel vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
halel — (A.) [ ﻞﻠﺧ ] bozukluk. ♦ halel gelmek bozulmak, lekelenmek, gölge düşmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
halel gelmek — bozulmak, zarara uğramak İsterdim ki saçlarının rengine, dişlerinin parıltısına ve gözlerinin güzelliğine halel gelmemiş olsun. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
halel getirmek — zarar vermek Son nefesine kadar devlet adamı saygınlığına halel getirmeyen böyle bir metanet örneği olmuştu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
halel vermek — bozmak, sarsmak Yeni mahalleler ayrı yerlerde şehrin tarihî kıymetine halel vermemek üzere inşa olunmaktadır. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
HALEL — Bozukluk. Eksiklik. * Başkası tarafından verilen zarar. * İki şeyin aralığı. Boşluk. Açıklık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
halel — bozma; bozukluk; eksiklik; zarar … Hukuk Sözlüğü
kılına halel gelmemek — hiçbir zarara uğramamak Her şeyi kılıfına uydurduktan sonra kılına halel gelmez. M. İzgü … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUHİLL — (Halel. den) İhlâl eden. Bozan. Sakatlayan. Karıştıran … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Séder pascual — Saltar a navegación, búsqueda Mesa dispuesta para la celebración del Séder, dentro de la fiesta del Pésaj. El Séder pascual (en hebreo: סֵדֶר, orden , colocación ) es un importante ritual festivo judío celebrado en la primera noche de la … Wikipedia Español
Séder de Pésaj — Mesa dispuesta para la celebración del Séder, dentro de la fiesta del Pésaj. El Séder de Pésaj (en hebreo: סֵדֶר, orden , colocación ) es un importante ritual festivo judío celebrado en la primera noche de Pésaj (el día 14 de Nisán). Fuera de… … Wikipedia Español