-
1 hakikat
шъыпкъагъэр
См. также в других словарях:
hakikat — is., ti, Ar. ḥaḳīḳat 1) Bir işin doğrusu, gerçek, asıl, esas Fakat ben başka bir şey yapacağım, bir şey ki bütün hakikatleri önüme serecek. R. H. Karay 2) Gerçeklik Dünyanın döndüğü bir hakikattir. S. F. Abasıyanık 3) zf. Gerçekten Beni oyaladı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAKİKAT-I SÂBİTE — f. Sâbit, değişmez hakikat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAKİKAT-PEREST — f. Hakkı ve hakikatı seven, hakikata inanan. Dürüst, hakikat âşığı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hakîkat — (A.) [ ﺖﻘﻴﻘﺣ ] gerçek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HAKİKAT — (C.: Hakaik) Bir şeyin aslı ve esâsı. Mahiyeti. Gerçek. Doğru. Sahih. Künh. Sâbit ve vâki. * Kadirbilirlik. Sadâkat, doğruluk. Kâinat ve tabiat ve uluhiyet hakkında bütün teşbih ve mecazlardan âri ve zâhir olan gerçek. * Mecâz karşılığı, esas… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAKİKAT-GU — f. Doğru sözlü. Doğru konuşan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hakikat olmak — gerçek duruma gelmek, gerçekleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAKİKAT-BÎN — f. Hakikatı gören, hakikatı anlayan. Hakikatşinas. Hakikata inanan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAKİKAT-I HÂRİCİYE — Hayat gibi âlem i şehadete gelmiş varlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAKİKAT-ŞİNAS — f. Hakikatı doğru tanıyan, bilen. Hakikata imân eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAKİKAT-ŞİNASÂNE — f. Gerçeği, hakikatı tanıyana yakışacak surette … Yeni Lügat Türkçe Sözlük