-
21 gizli
κρυφός, μυστικός -
22 gizli
إشكاليعصيبعويصغامضغلقمبهممتعذرمتعسرمستغلقملتبسملغز -
23 gizli
1. إشكالي [إِشْكالِيّ]Anlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan2. عصيب [عَصِيب]Anlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan3. غامض [غامِض]Anlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan4. غلق [غَلِق]Anlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan5. مبهم [مُبْهَم]Anlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan6. متعذر [مُتَعَذِّر]Anlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan7. متعسر [مُتَعَسِّر]Anlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan8. مستغلق [مُسْتَغْلِق]Anlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan9. ملتبس [مُلْتَبِس]Anlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan10. ملغز [مُلْغز]Anlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan11. عويص [عَوِيص]Anlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan -
24 gizli
"hidden, concealed; secret, covert, clandestine, dark, surreptitious; confidential; classified; occult, arcane; furtive" -
25 gizli oy
secret vote -
26 gizli
důvěrný; ilegální; podzemní; schovaný; skrytý; tajemství; tajnost; tajný; utajený; zahalený; zakrytý -
27 gizli
[گیزلي]مخفی -
28 gizli gizli
heimlich, insgeheim -
29 gizli oynatım
gizli oynatım (film)n. sneak preview -
30 gizli anlaşma
Geheimabkommen nt -
31 gizli cemiyet
Geheimbund m -
32 gizli çekmece
Geheimfach nt -
33 gizli dil
Geheimsprache f -
34 gizli din
Geheimlehre f -
35 gizli hesap
( şifreli hesap) Nummernkonto nt -
36 gizli kapı
Geheimtür f -
37 gizli polis
-
38 gizli servis
Geheimdienst m -
39 gizli-paslı
тайно, скрытоgizli-paslı iş degil - это дело не тайное -
40 gizli gizli
adv. on the sly
См. также в других словарях:
gizli — 1. sif. Başqası, ya başqaları üçün sirr olan, onlardan gizlədilən, çoxlarına bəlli olmayan, bilinməz olan, məlum olmayan. Gizli müqavilə. // Məxfi. Gizli məktub. Gizli sənəd. Gizli qalmaq – heç kəsə məlum olmamaq bildirilməmək. Qalmasın sözlərin… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
gizli — sf. 1) Görünmez, belli olmaz bir durumda olan, edimsel karşıtı Gizli kapı. Gizli çekmece. 2) Başkalarından saklanan, duyurulmayan, saklı kalan, mahrem, mestur İki komutan arasında o gün gizli bir anlaşma yapıldığı söylentisi çıkmıştı. H. Taner 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli oy — is. Bir işlemin herhangi bir kurulun oyuna bağlı olması durumunda oy verecek olanların oylarını gizli olarak vermeleri yöntemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gižli — gižlùs, gižli̇̀ bdv. Gižlùs vai̇̃kas … Bendrinės lietuvių kalbos žodyno antraštynas
gizli kapaklı — sf. 1) Başkalarına duyurulmayan, kimseye haber verilmeyerek yapılan (iş) Bizim gizli kapaklı işimiz yok. 2) Açık, anlaşılır olmayan (söz, konuşma) Savcı, Kâmil Bey in gizli kapaklı izahatından sonra elini kaldırdı... A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli celse — is., huk. Gizli duruşma … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli cemiyet — is. Gizli örgüt, illegal kurulmuş cemiyet … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli din — is., din b. İnanılan kurallarının hiç kimseye açıklanmadığı, sır gibi saklanan din Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gizli din taşımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli duruşma — is., huk. Adliyede, sadece izinli veya görevli olanların katılabildiği, kamuya kapalı duruşma, gizli celse … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli oturum — is. Genellikle ilgililerden başkasının katılmasına, dinlemesine izin verilmeyen toplantı Konu, Meclis in bir gizli oturumunda ele alınmıştı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli servis — is. İstihbarat servisi Gizli serviste çalıştığı için de acemisi değildir. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük